Saldırıda, önce bina girişindeki beş güvenlik görevlisini öldürdükten sonra kanal müdürü Abderrahim Nasrallah'ı ve yazı işleri biriminde bulunan yapımcılar Dhakir Hüseyin ve Ahmet Şaban'ı öldürdüler.
Müştak El Mamuri ve Muhammet Kazım El Finiyin isimli basın çalışanları da saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
İnfazlar arttı; ABD Hüseyin'i bırakmıyor
Saldırıyı kınayan Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, saldırının sekiz basın çalışanının ölümüne, birçoğunun da yaralanmasına yol açtığını bildirdi.
Örgüt, kaçırılarak infaz edilen habercilerin sayısının giderek arttığını kaydederek, son olarak 10 Ekim'de gazeteci Azat Muhammet Hassan'ın işkence cesedinin işkence edilmiş halde Bağdat morgunda bulunduğunu bildirdi. Dar El Selam radyosu çalışanı Hassan, bir hafta önce başkent Bağdat'ın Şaab Mahallesi'nde silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Ayrıca, ABD Ordusu Iraklı gazeteci Bilal Hüseyin'i 6 aydır elinde tutuyor.
Saldırıdan Libya sorumlu tutuluyor
Yerel kaynaklar, saldırının Libya sermayesinin desteklediği kanalı cezalandırmak peşinde olan Şii grupların işi olabileceğini bildiriyor.
Birçok Şii grubu, Libya lideri Muammer Kaddafi'yi, İmam Musa El-Sadr'ın bundan 28 yıl önce kaçırılmasının azmettiricisi olarak görüyor.
Mart 2003'den bu yana 51. gazeteci kaçırıldı
Iraklı yetkilileri gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması için göreve çağıran RSF, habercilerin, hedef olmaktan çekindikleri için araçla seyrederken artık araçları üzerinde "Basın" yazılı amblemi bile bulundurmadıklarına dikkat çekti.
Diğer yandan, haftalık "Nabd El Şabab" gazetesi yazı işleri müdürü Ali Kerim, gazete bürosuna giderken 9 Ekim'de Bağdat'ın Emin Mahallesi'nde kaçırıldı. Kerim'i kaçıranlar Gazeteciler Sendikası'nı arayarak 50 bin dolar tutarında bir fidye istediler.
Mart 2003'te başlayan Irak İşgali'yle 51 gazeteci silahlı gruplarca kaçırıldı. Ayrıca, 118'i bu dönemde öldürüldü. (EÖ)