Aynı asker, çöl şartlarına hiç uygun olmayan İngiliz ordusunun dağıttığı botlardan ele geçirdikleri Irak ordusuna ait botlar sayesinde kurtulduğunu ve Iraklıların botlarını kullanmaya başladıktan sonra rahatladığını anlatmaya çalışıyor.
Internet'ten bot siparişi
Bir diğer asker İnternet üzerinden kendine çöle uygun bot sipariş ettirdiğini ve ordunun kendisine verdiği botları kullanmadığını belirtiyor. Bunun dışında İngiliz askerlerinin giysileri de bölge şartlarına uygun değil anlaşılan.
Bir diğer askerin anlattığına göre sıcak çölde içinde duramadığı giysilerinin bir bölümünü yırtarak vücudunun hava almasını sağlamış.
Uzmanlar, İngiliz Ekonomisinin içinde bulunduğu zor koşulların üzerine gelen ve uzun da süreceği anlaşılan bu savaşın getireceği ek yükün yakında herkesin kesesini yakacağını belirtiyorlar.
Grevler geliyor
Bir kaç ay önce ülke kaynaklarını çok zorlayarak muhtemel bir operasyon için bütçeden 1 milyar 750 milyon Poundu savaş harcamaları için ayıran hükümet, savaşın uzun süreceği ortaya çıktıktan sonra bu miktarı 3 milyar Pounda çıkarmak için uğraşıyor.
Savaş harcamaları için 3 milyar Pound'u gözden çıkaran hükümet içte de grevlerle uğraşmak zorunda kalacak. Uzun süredir grevde olan itfaiyecilere istedikleri parayı vermeyen hükümetin savaşa bu kadar büyük bütçe yatırması zaten uzun süredir tepki çekiyordu. Bu tepkinin büyümesi bekleniyor çünkü bu günden itibaren tren yollarında ki grev de başladı. Yakında buna metro grevi de eklenecek.
Savaş karşıtı gösteriler de sürüyor
İngiliz Parlamentosu önündeki eylemler gün boyu sürüyor. Salı gününden itibaren değişik bölgelerde merkezi olmayan yürüyüşler yapılacak.
Merkezi savaş karşıtı büyük bir yürüyüş içinse yine Londra'da 12 Nisan tarihi için hazırlıklar yapılıyor.
Bir başka eylem de yanlı haber verdiği ve sadece Amerikan-İngiliz cephesinden haber verdiği için BBC'ye karşı yapılacak. Gerçekten de BBC Kışladan yayın yapıyor gibi. Kuveyt ve Irak'ta ki Amerikan ve İngiliz askeri merkezlerindeki herkesle görüşüyorlar, her zaman Amerikan ve İngiliz askerlerinden yana haberler yapıyorlar.
İsveç BBC yayınını durdurdu
İsveç devlet televizyonu taraflı haber verdiği ve sivil ölümlerinden yeteri kadar bahsetmediği için BBC'nin kablolu televizyon üzerinden yayınlarını durdurma kararı aldı.
Medya bu savaşla büyük bir sınav veriyor ve BBC gerçekten bu savaşta kötü bir örnek veriyor. Kahraman Türk Basınını geride bırakmayacak şekilde İngiliz Kuvvetleri tanımı yerine bizim kuvvetlerimiz terimini kullanabiliyor.
Uzun yıllardı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konuşulan BBC'nin bu savaşta kötü bir sınav verdiğini söylemek mümkün. BBC'nin bu durumda Medyanın rolü üzerine Ragıp Duran'ın yazdıklarını okuması fazlasıyla gerekli diye düşünüyorum.
Gazeteler farklı
Bazı tabloidler, -ki bunların muhafazakar olanları ölen askerleri özgürlük savaşçısı olarak tanıtıyorlar- onların Iraklıları özgürleştirmek isterken kendilerini feda ettiklerini yazıyorlar.
Bir kısım taboid ise, -ki bunlara Daily Mirror öncülük ediyor- savaşa karşıtlığını sürekli ifade ediyorlar. Büyük gazeteler artık olması gerekenden çok olanı başlıklara çıkarıyorlar.
Aylarca gazetelerde çok ciddi tartışmalar yaşandı, yüzlerce makale yayınlandı. Tony Blair'in George Bush'un fino köpeği olarak gösterildiği yüzlerce karikatür savaş karşıtı gazetelerde yayınlandı.
Çoğu gazete hem savaşı destekleyen hem de karşı çıkanların yazılarını birlikte yayınladı. Bu doğrultuda, The Guardian, The Times ve Independent gazetelerini söylemek gerekiyor.
İçişleri bakanının "mülteci meselesi"
Bütün bu savaş gündemli günlerin ortasında İçişleri Bakanının mültecilikle mücadelesi artık ulusal değil uluslararası bir boyuta varıyor.
İşçi Partisi içişleri bakanları içerisinde mültecilerle ilgili politikaları en fazla gündemine alan ve mülteci olma şartlarını zorlaştıran politikaların altına imza atan David Blunkett, şimdide yepyeni bir projeyi Avrupa'nın mültecilerden yakınan diğer devletlerinin desteğine alaya çalışıyor.
Buna göre Blunkett, mültecilik için başvuran insanların Avrupa Birliği (AB) sınırları dışındaki alanlarda işlemleri bitene kadar bekletilmesi yönünde bir projeyi diğer AB ülkelerinin desteğini alarak hayata geçirmek istiyor.
İlticacılara Rusya ve Ukrayna'da kamp
Plana göre ilticacılar iltica başvurusu yaptıktan sonra Rusya veya Ukrayna'da ki kamplarda bekletilecek ve kabul edilenler başvuru yaptıkları ülkeye gönderilecekler diğerleri de ülkelerine gönderilecekler.
Şimdilik bu planın hayata geçmesi zor görünüyor. Öncelikle İngiltere'nin AB ile "savaş kararı" gerekçesiyle gerginleşen ilişkilerinin düzelmesi zaman alacak. Ayrıca, Rusya ve Ukrayna bu plana karşı çıkabilir ve global bir tepki gelişebilir ve bütün ülkelerin mülteci politikasındaki kötüye gidiş ciddi bir gündem haline gelip Avrupa da ki politik mücadelenin merkezinde yerini alıp hükümetleri zorlayabilir.
Bir kaç ay önce "Birleşmiş Milletler Mülteciler Sözleşmesini gözden geçirmek gerek" diyen de Tony Blair'di. Bundan cesaret alan muhafazakar basın ölçüsüzce ilticacılara karşı çirkin saldırı kampanyaları yürütüyor.
Öyle ki David Blunkett bile bir süre sonra bu kadar da olmaz demek zorunda kalmıştı. (MG/NM)