Bilgi Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İlter Turan, bianet'te yaptığı açıklamada, Arap dünyasındaki son gelişmeler ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erbil ve Bağdat ziyaretlerini değerlendirdi.
Turan, Suriye'deki ayaklanma için de "Devlet Başkanı Beşar Esad'ın halkı ikna etmesi kolay olmayacak" yorumunu yaptı. Suriye'de hükümet bugün istifa etti. Esad istifayı kabul etti. Kabinenin istifa nedeninin, ülkedeki ayaklanma olduğu açıklandı.
Turan, özetle şunları söyledi:
* Arap dünyasının karıştığı bir ortamda Irak'ın da karışabileceği yönünde kaygılar var. Başbakan Erdoğan'ın Bağdat ve Erbil ziyaretlerinde bu endişenin de etkisi var.
* Önce Bağdat'a gidilmesi, Türkiye'nin Irak'ı bir bütün olarak tanıdığının ve Irak Devleti kurumlarıyla çalışacağının bir ifadesidir.
* Erbil ziyareti de bölgeye verdiğimiz özel önemin bir ifadesidir. Zaten orada hazırlanan karşılama organizasyonu da bunu gösteriyor. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, Türkiye ziyaretine büyük önem veriyor.
* Kuzey Irak yönetiminin uzlaşmacı bir yaklaşım sergileyeceği görülüyor. Çünkü siyasi uzlaşma olmazsa iktisadi işbirliği de mümkün olmaz. Kuzey Irak Kürt Yönetimi Türkiye'yle sağlıklı ilişkiler yürütmek istiyor.
* Kuzey Irak ahalisi, Türkiye'deki Kürt nüfusa yakınlık hissediyor. Türkiye'yle iyi ilişkilerin getirdiği istikrar ve iktisadi imkanlar, Kuzey Irak'ın da Türkiye'yle ilişkilere barışçıl yaklaşmasını teşvik eder.
* Bağdat Hükümeti'nde geçici bir uzlaşma var. Ancak Irak'taki durum son derece değişkendir. Irak komşu ülkelerin rekabetlerinin kesiştiği bir noktada.
"Türkiye, Irak yönetiminin bağımsızlığını destekler"
* Birleşmiş Milletler (BM) de Irak'tan çekilme planlarının hızını gözden geçiriyor. BM, daha yerleşik bir iktidar kurulmadan ve istikrar sağlanmadan çekilmeyi düşünmüyor.
* Türkiye de güneyinde istikrarlı bir Irak'ın mevcudiyetini destekler. Yönetimin başka ülkelerin güdümünde olmasını istemez. Zayıf bir uzlaşıyla oluşan hükümeti de bu yüzden destekliyor.
* Irak'ta şu anki karışıklığın altında Baas Partisi yatmıyor. Ülkede Şii-Sünni çekişmesi ya da aşiretlerin arasındaki çekişmeler daha ön planda. Gergin bir ortamda küçük olaylar büyüyebilir. Baas, Irak birliğini savunmasıyla gelecekte olumlu bir aktör olarak da görülebilir.
"Suriye karışırsa, Türkiye'ye göç başlar"
* Suriye'de Devlet Başkanı Esad'ın önemli değişiklikler yapması bekleniyor. Ülkedeki gelişmelerin seyrini tahmin etmek zor.
* Türkiye açısında Suriye'ye özel önem gösterilmesinde iki önemli faktör var. Birincisi, Türkiye'nin Suriye'de 1 milyar dolara yakın yatırımı var. Bu yatırımların geçici olarak kendini güvende hissetmemesi sözkonusu olabilir. Ayrıca Suriye, Türkiye'nin mal ve hizmet ihraç ettiği bir bölge.
* İkincisi, Suriye'den Türkiye'ye bir göç dalgası başlayabilir. Vize mecburiyetinin de kalkmasıyla, ülkedeki bir karışıklıkta bu akım kolaylaşabilir.
* Esad'ın kamuoyunu tatmin etmesi kolay değil. Suriye'deki Kürt sorunu, ayaklanmalarla daha da alevlenebilir, Kürtlerin talepleri artabilir. Ancak bunun Türkiye'ye yönelik politikalarında bir değişiklik yaratacağını sanmıyorum.
"ABD, kamuoyunu Libya'da savaşmaya ikna edemez"
* Libya'da ise bir demokrasi kurulması için girişimler olacağını düşünmüyorum. Kuzey Atlantik Paktı (NATO) veya BM, rejim değişikliği için gereken kaynakları tahsis etmeye hazır ve istekli değil. Ülkenin kendi iç dinamiklerine göre de bu pek mümkün görünmüyor.
* Libya ikinci Irak olmaz. ABD, kamuoyunu Irak'ta olduğu gibi tekrar Libya'ya asker göndermeye ikna edemez. (AS/EÖ)