2004 yılında yayımlanan haberler nedeniyle aynı yılın 26 Nisan'ında haklarında soruşturma açılan Michael Bjerre ve Jesper Larsen 13 Kasım 2006'da "üçüncü şahıslardan yasadışı yollardan elde edilen bilgileri ifşa etmek" iddiasıyla ve altı aya kadar hapis cezası öngören Danimarka Ceza Yasası'nın 152-d maddesi uyarınca yargılanmaya başladılar.
İki yıla kadar hapis tehdidiyle yargılanan gazeteci Niels Lunde ise, "ülke güvenliğini tehlike altına sokmak" ile suçlanıyordu.
Gazetecilere Kopenhag Mahkemesi'nde dava açılması Danimarka kamuoyunda ve uluslararası toplumda tepkiye yol açmıştı.
RSF: Danimarka haber kaynağına güvence getirsin
Habercilerin aklanmasıysa dün (4 Aralık) art arda açıklama yapan uluslar arası basın özgürlüğü örgütlerini memnun etti. "Harika kararı" alkışlayan uluslar arası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, "Danimarka, basın özgürlüğü anlamında model bir ülke, bu son karar da onun bu itibarına yakışıyor" şeklinde bir açıklama yaptı.
Kararla Danimarka yargısının kamusal çıkarı devletin çıkarının üzerinde tuttuğunu belirten RSF, "Dava hiç açılmamalıydı. Danimarka hükümetini, Ceza Yasası'na haber kaynaklarının gizliliği ilkesini de dahil etmesini istiyoruz" diye bildirdi.
FİJ: Umarız karar resmi baskıyı giderir
Kararı "belirsiz dönemde basın özgürlüğü açısından parlak bir haber" olarak değerlendiren Brüksel merkezli Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FİJ) de, kararın Avrupa çapında gazetecilere yönelik hükümet ve resmi çevrelerinin baskıları yönünde caydırıcı olmasını umduklarını bildirdi.
Irak'ta kitle imha silahları bulunduğu ve Saddam Hüseyin'in bu silahları çok kısa sürede kullanabileceğine dair iddia, Irak'ın Mart 2003'te ABD liderliğindeki müttefik güçlerince işgal edilmesinin başlıca gerekçesiydi.
Ancak geçen süre zarfında bu iddiaların yalan olduğu kanaati giderek yaygınlaştı. ABD ve müttefikleri, hala Irak'ta bu tür silahların varlığını kanıtlayabilmiş değil. (EÖ/EÜ)