Bu taslakta, 30 Haziran'da idarenin Iraklılara devredilmesi sonrasındaki durum ele alınıyor. Yeni dönemde BM'nin tayin edeceği bir cumhurbaşkanı ve 26 bakanı denetleyecek bir başbakanın yönetiminde bir Irak düşünülüyor. Bu 26 bakandan 12'si hiçbir yabancı güce bağlı olmayacak. Bu hükümet, gelecek yılbaşında yapılacak olan seçimlere kadar Irak'ı idare edecek.
Irak'taki sorun, ABD'nin oradaki varlığıyla özdeşleşti
Güvenlik konularına gelince, 138 bin Amerikan askeri ve diğer birlikler 30 Haziran sonrasında çekilmiyorlar; sadece miğfer değiştiriyor ve BM bayrağı altında olması istenen bir uluslar arası güç haline geliyorlar. Irak'ta en az bir yıl daha kalmaları düşünülüyor. Bu güç içerisinde, NATO ülkelerinin ağırlıklı olarak yer alması temenni ediliyor.
Burada, çok derin sorunlar yatıyor. Birincisi, geçtiğimiz Ağustos'ta Bağdat'taki merkezi yerle yeksan edilmiş olan BM'nin, olayın üzerinden daha bir yıl dahi geçmeden böyle bir sorumluluğu nasıl alacağı... Usame Bin Ladin'in BM Genel Sekreterine ölüm tehdidinde bulunduğu ve orada çalışan tüm yabancıların düşman addedildiği bir ortamda, BM'nin nasıl etkin olacağı belli değil.
İkincisi ve belki en can alıcısı, Irak'taki sorun artık ABD'nin oradaki varlığıyla özdeşleşmiş durumda. Irak'ta bir nevi kurtuluş savaşı verenler için Amerikan askerinin miğfer değiştirmesi hiçbir şey ifade etmeyecek. Nitekim, New York'tan gelen haberler de Almanya, Fransa ve İspanya'nın böyle bir güce hiçbir katkıda bulunmayacaklarını ifade ediyor.
1 Temmuz, 29 Haziran'dan farklı olmayacak
ABD yönetimi, dün hem Bush'un yaptığı konuşma hem de BM'deki girişimle büyük darbeler almış imajını ve prestijini düzeltmeye yönelik bir şov yaptı. Hiçbir uluslar arası camiayla ve en önemlisi Iraklılarla hiçbir ön istişare yapılmaksızın verilen bu tip kararlar, arkası gelmeyecek somut bir çözüm oluşturamayacak fetvalar olarak kalmaya mahkum. 1 Mayıs 2003'te Bush savaşın bittiğini ilan etmesine rağmen, savaş bitmedi.
30 Haziran 2004'te yeni bir dönem başlayacağını söyleyen Amerika, 1 Temmuz'da bugünkünden farklı bir Irak'la karşı karşıya olmayacak. Ve muhtemelen, bu durum, son işgal askeri oraları terk edene kadar sürecek.
Dikkat etmemiz gereken bir nokta, Afganistan için olduğu gibi Irak için de NATO çerçevesinde Türkiye'den asker istenebileceğidir. Türkiye, bugüne kadar Irak cehenneminin dışında kalmayı başardı. Bundan sonra da hele ABD'nin içinde olacağı bir çözümde yer almamaya dikkat ederek politikasını sürdürmesi gerekir. (CA/BB)