Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi, Antalya Film Festivali'nde Emir Kusturica'yı protesto ederek katılmayan Kaplan Film ekibinden yapımcı Leyla İpekçi'nin kendilerine yönelik yazılarına bir açıklamayla yanıt verdi.
Cevap yazılarını Taraf gazetesine gönderdiklerini ancak yayınlanmadığını söyleyen girişim, yönetmenler Semih Kaplanoğlu ve Reha Erdem'e Hayfa Film Festivali'nde aldıkları ödülleri iade etme çağrısını da tekrarladı.
Tartışma, İpekçi'nin Necati Sönmez'in bianet'teki yazısına yönelik eleştirisiyle başlamıştı. İpekçi bianet'i "karalama kampanyası yürütmek"le suçlamıştı.
bianet yayın yönetmeni Tolga Korkut ve Sönmez bu eleştiriye farklı yazılarda cevap verdi. İpekçi'yse Sönmez'in çarpıtma yaptığında ısrar etti.
Aşağıda girişimin konuyla ilgili açıklamasını tam metin olarak aktarıyoruz:
Reha Erdem'e... Semih Kaplanoğlu'na... Son kez olması dileğiyle...
Taraf Gazetesi yazarı Leyla İpekçi'nin "kim oldukları yazılmamış aktivistler" diye işaret ettiği biziz! Polemik yaptığı haberin başında da "Filistin için İsrail'e karşı akademik ve kültürel boykot yürüten 'Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi'" olarak anılan ve birçok demokratik kitle örgütünün, sendikanın ve meslek odasının desteklediği çalışmaının mensuplarıyız.
Irk ayrımı rejimi olan İsrail devletini hedef alan çalışmamızın, Leyla İpekçi tarafından "milliyetçi, ayrımcı ve ırkçı" olarak değerlendirildiğini öğrenince yönetmen Necati Sönmez'in "çifte standarttan kim ölmüş" tabirinin ne denli haklı olduğunu değerli Taraf okurlarına aktarmak istedik.
İsrail'e karşı yürütülen Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Kampanyası (BDS; Boycott, Divestment and Sanctions) 170'i aşkın Filistinli ve Yahudi örgütün 2005'te yaptıkları bir çağrıyla başladı. Boykotun hedefi İsrail'in 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi, Filistinli mültecilerin BM'nin 194 sayılı kararı uyarınca yurtlarına geri dönme hakkının tanınması ve İsrail yurttaşı Filistinlilere yönelik her türlü ayrımcılığın son bulması.
Boykotun akademik ve kültürel ayağı PACBI'nin (Filistinli, İsrail'e Karşı Akademik ve Kültürel Boykot Kampanyası) çağrısını sahiplenen sanatçılar arasında Ken Loach, John Berger, Neve Gordon, İlan Pappe, Udi Aloni ve Naomi Klein gibi isimler var; Elvis Costello, Santana, Meg Ryan, Dustin Hoffman... gibi birçok sanatçı da çağrıya uyarak İsrail programlarını iptal etti. Leyla İpekçi'nin de adını andığı ve bu yılki Dokümentarist Belgesel Film Festivali'nin onur konuğu olarak Türkiye'ye gelen ve kendisiyle İsrail ve kültürel boykot özelinde basın toplantısı yaptığımız yönetmen Eyal Sivan da boykota destek veren isimler arasında. Neve Gordon, İlan Pappe gibi Yahudi akademisyenler 'gerekirse bizi de boykot edin' diyecek kadar bu kampanyayı sahiplenmiş durumdalar.
Leyla İpekçi yazısında, Semih Kaplanoğlu ve Reha Erdem'in protesto etmesini beklediğimiz Hayfa Film Festivali'nde Ken Loach'un da filminin gösterildiğinden söz etmiş, ancak filmin adını vermemiş. Hayfa programında yönetmene ait bir film bulamadık, ama belki yanılıyoruzdur. Öte yandan Ken Loach'un bu konuda ne düşündüğünü merak edenler 2006 yılında Hayfa Film Festivali'yle ilgili yayınladığı deklarasyona göz atabilirler. (http://electronicintifada.net/v2/article5615.shtml)
Kampanyayla ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler "www.boykotisrail.org" adresindeki internet sitemize başvurabilirler. Ancak bu yazıda açıklamak istediğimiz birkaç nokta var.
Ne bizim ne de PACBI'nin İsrail vatandaşlarına yönelik bir boykot çağrısı var. Dolayısıyla bir filmin ya da bir başka sanat eserinin İsrail'de gösteriliyor olması başlı başına itiraz konusu değil. Adları açıklanan ve Siyonist teröre hedef göstermemek için açıklanmayan birçok İsrailli sanatçı ve bilim insanının da desteklediği çağrımız İsrail devleti ve suç ortaklığı yapan kurumlar tarafından düzenlenen ya da finanse edilen kültürel ve akademik etkinliklere yöneliktir. Hayfa Film Festivali, İsrail devletinin markalaşma ve meşrulaşma çabalarının önemli araçlarından biridir ve bu özelliğiyle de boykot edilmeyi hak etmektedir.
Leyla İpekçi, yazısında "Devletlerin kanlı geçmişi, kanlı bugünü var" demiş. Bizce de hemen her devletin tarihinde katliamlar, hukuk, insanlık ve vicdan dışı hadiseler vardır. Ama İsrail'in varlığı ve kuruluşu, bir başka halkın yani Filistinlilerin katledilmesine, Nakba'ya yani Büyük Felaket'e dayanmaktadır. O anlamda Hayfa'nın; Tahran, Ankara, hele Erivan, hatta New York veya Belgrad'la bile kıyaslanması söz konusu olamaz. Her devletin suçu vardır, ama İsrail devleti bir suç örgütlenmesidir. Güney Afrika'daki apartheid rejiminin yıkılmasında çok büyük rolü olan boykot taktiğinin bir başka apartheid rejimi olan İsrail üzerinde etkili olacağı Filistin halkının direniş örgütlerinin tercihidir, bizler bu tercihe destek vermeye çalışıyoruz.
Leyla İpekçi, Semih Kaplanoğlu ve Reha Erdem'den de benzer bir tavır almasını beklememiz bir iftira ya da bir çarpıtma mıdır? Bianet'ten Tolga Korkut'un yazdığı açıklamada da belirttiği gibi "bal" ekibinin tavrıyla ilgili - eğer varsa- pek çok yanlış anlaşılma yine onların yaptığı açıklamadan kaynaklandı.
Vicdan bir konuda tutumunu ifade etmekle sınırlanamaz, aynı zamanda haksızlığa son vermek için harekete geçmeyi de icap ettirir. Eğer Semih Kaplanoğlu'nun, Leyla İpekçi'nin vicdanı, üzerinden on yıldan fazla zaman geçmiş bir savaşta haksız tutum almış birisiyle aynı sofrayı paylaşmasını engelliyorsa, varlığını, bir halka düzenli ve sistemli apartheid, zulüm ve ayrımcılık yaparak ayakta tutan bir devletin desteklediği bir festivale katılmasını da, o festivalden ödül almasını da engellemeli, diye düşünüyoruz. Bu ödülün minik ya da kocaman olması vicdanlarda açacağı yarayı değiştirmez, diye düşünüyoruz. O yüzden Semih Kaplanoğlu'ndan, bir yapımcı olarak Leyla İpekçi'den ve Reha Erdem'den Hayfa Film Festivali'nde kazandıkları ödülleri geri vermelerini, sanatlarının itibarıyla işgale, ayrımcılığa destek olmamalarını rica ettik. Bu ricamızda ısrar etmeye devam ediyoruz. (EÜ)