* Fotoğraf: Noir - Feministival 2011
LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) kavramı yerini yavaş yavaş LGBTİ’ye (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) bırakmaya başladı.
Hêvî LGBTİ gibi yeni oluşumlar en başından interseksleri de sahiplenerek mücadelelerine başlarken, 1993’ten beri faaliyet gösteren Lambdaistanbul geçtiğimiz günlerde İnterseks Manifestosu’nu yayınlayarak bundan sonra mücadeleye LGBTİ çatısı altında devam edeceğini duyurdu, bugüne kadar “İ”nterseksi eksik bıraktığı için tüm interseks bireylerden özür diledi.
Peki şimdiye kadar sadece Onur Yürüyüşü pankartlarında ve derneklerin isimlerinde gördüğümüz “i”ntersek ne demek? İnterseksler ne gibi sorunlarla karşılaşıyor ve talepleri neler?
İnterseksüel ŞaLaLa blogunun kurucusu ve yazarı Tuna cevapladı.
İnterseks nedir?
"Dünya nüfusunun yüzde 1.9’unu interseks bireyler oluşturuyor. Bu veri, sadece kliniklere başvurmuş interseks bireyleri kapsadığından, gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Yine de bu oran, interseksüalitenin kızıl saç kadar yaygın bir durum olduğunu gösteriyor." |
Tek tip bir “interseks beden” yok. Her interseks bireyin kendine özgü özellikleri var. İnterseksüalite her zaman bedensel olarak görünür bir durum da olmuyor. Kişi doğum yapmaya karar verdiğinde ya da bunun gibi durumlarda farkedilebiliyor.
İnterseksin bir biyolojik cinsiyet olduğunu söyleyenler, bunu ”orta cinsiyet (middle sex)” ya da üçüncü cinsiyet olarak da tanımlanıyor. Yani kadın-erkek-interseks gibi.
Ama bir kişinin biyolojik cinsiyetinin interseks olması, toplumsal cinsiyetini kadın ya da erkek olarak tanımlamasına engel değil. İnterseks bireylerin cinsel yönelimi de heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel vs olabiliyor.
İnterseks bireyler kendilerini kadın veya erkek olarak tanımladığı gibi, bu kadın-erkek ayrımını tamamen reddedebiliyorlar da. İnterseks aktivistleri de tam da bu nedenle ikili cinsiyet sistemine karşılar.
“İkili cinsiyet sistemi ortadan kalktığında, intersekslerin sorunlarının da ortadan kalkacağını düşünüyoruz” diyorlar.
“Normalleştirme ameliyatlarına karşıyız”
İnterseks bireyler, bu “inter” olma halini nasıl deneyimliyor? Bir cinsiyetin daha baskın yaşanması gibi bir durum var mı?
İnterseksler için biyolojik durumları toplumsal cinsiyetleri için her zaman belirleyici bir etken değil.
Çoğu zaman, doktorlar, daha çocuk yaşta kişinin bedeninin görüntüsel olarak hangi cinsiyete daha yatkın olduğunu belirliyor ve yaşamını bu cinsiyette sürdürmesi için karar verilebiliyor. Ama interseks bireylerin zihinlerinde kendi cinsiyet kimlikleri açısından bu bedensel görünümün pek bir anlamı yok.
Bedensel görüntü olarak erkekliğin baskın olduğu ama kendini kadın olarak tanımlayan kişiler de oluyor. Ama bu iki kategoriden birine sokulamayacak kadar karışık olabiliyor.
Dolayısıyla biz erken yaşta yapılan tıbbi müdahalelere yani tıbbi süistimale karşı, interseksi hem insan hakları hem de bir kimlik mücadelesi olarak yürütmeye çalışıyoruz. İnterseks bireylerin rızaları dışında, sırf normalleşme adına yapılan cerrahi müdahalelere karşı çıkarken, ikili cinsiyet sistemine karşı bir mücadele de yürütüyoruz.
* İnterseks bireyler, sizin de belirttiğiniz gibi çocuk yaşta ameliyat edilip, aileler tarafından seçilen cinsiyetle yaşamaya zorlanabiliyor. Peki doğrusu nasıl olmalı? Ameliyata tamamen mi karşı çıkıyorsunuz yoksa kişi ameliyatın ne yönde olacağına kendisi mi karar vermeli? Ya da böyle bir doğru yok mu?
Bizim karşı çıktığımız ameliyatın kendisi değil, ameliyatın çocuk yaşta kişinin rızası olmadan gerçekleştirilmesi. Kişi yetişkin yaşa geldiğinde kendi rızası ile eğer ihtiyaç duyuyorsa, kendini daha iyi hissedecekse elbette istediği ameliyatı olabilmeli. Bireyin bir seçim yapması da gerekmiyor. İsterse kendini herhangi bir toplumsal cinsiyetle tanımlamadan da hayatına devam edebilir.
Önemli olan çocuğa neler yaşadığının her adımda anlatılması. 18-19 yaşına kadar bize interseks olduğumuz söylenmiyor. Bedenini görüyorsun ama anlamlandıramıyorsun. Bu durumda yaşayan interseks bireylerin ergenliği çok zor geçiyor.
Birey olarak ciddiye alınıp durumun anlatılması, gerekli bilgilerin verilmesi. Talebimiz bu.
Yanlış ameliyat, yeniden cinsiyet geçişi demek
* Kişi çocukken verilen yanlış kararların telafisi nasıl oluyor?
Çok zor oluyor ve çok büyük travmalar yaratıyor. Kişi hem duygusal hem bedensel anlamda sakatlanıyor. Aile tesadüfen doğru cinsiyete karar vermiş olsa bile problemler yaşanıyor.
Bu ameliyatlar, “estetik” kaygılarla, dışarıdan bakan birinin senin kadın ya da erkek olduğunu düşünmesi için yapılan “normalleştirme girişimleri”. Sinir kaybı kaynaklı duyu kaybı ve işlevsel kayıplara bakmıyorlar.
Yanlış ameliyatlara maruz kalan interseksler, yetişkin yaşa geldiklerinde kendilerini tanımladıkları cinsiyete geri dönmek için bazen tekrar tıbbi yardıma başvurabiliyorlar. Yani tıpkı transeksüeller gibi bir cinsiyet geçişi sürecine giriyorlar. Ama çocuklukta yapılan müdahaleler, yeni süreci de çok zorlaştırabiliyor.
* Bu anlamda trans hareketiyle ortak bir mücadelesi var mı intersekslerin?
Çeşitli çakışma noktaları var. Hatta interseksi, transgender kavramı altına sokan yaklaşımlar da var.
Biz de başından beri trans hareketiyle omuz omuza olduk. Yakın zamanda kaybettiğimiz trans aktivist arkadaşımız Ali Arıkan bu örgütlenmeye çok katkı sundu.
Tabii tuhaf bir durum, translar kendi rızalarıyla cinsiyet kimliklerini ve tıbbi desteği elde edemezken, intersekslere rızaları dışında yapılan tıbbi müdahalelerle cinsiyet geçişi uygulanıyor.
“İnterseks olduğumu en son ben öğrendim”
* Senden bahsedebilir miyiz? Senin kişisel deneyimin nasıldı?
Benim durumum Turner Mozaik Sendromu olarak tanımlanıyor. Günlük dille hem erkek hem kadın kromozomlarına sahip olmak olarak açıklayabiliriz.
İnterseks olduğum, 14-15 yaşlarında regl olmadığımı farkedince ailemin beni jinekoloğa götürmesiyle anlaşıldı. Ama ben ailemden ve doktorlardan çok daha sonra öğrendim. Kendimde farklılık olduğunu anlıyordum ama adını koyamıyordum.
Doktorlar “bu yaşa kadar kız gibi yetiştirmişsiniz” demiş ve gelişimimi kadın şekilinde devam ettirmek için ailemi yönlendirmişler. Önce yumurtalıklarım olmadığı halde, rahmim olduğu için çeşitli ilaçlarla regl benzeri bir durum yarattılar.
Liseyi bitirdiğim yaz, reşit olmama haftalar kala, bu sefer yumurtalıklarımda kist olduğu söylenerek ameliyat edildim. Ameliyattan sonra aslında klitorisimin küçültüldüğünü farkettim. Vücudumun içindeki, dışarıdan gözükmeyen az gelişmiş testislerim de alınmış ama bundan da haberdar değildim.
Bu sırada cinsel yönelimim konusunda da kafam karışıktı. Üniversite için başka bir şehire yerleşince kafamdaki sorular belirginleşti. Depresyona girdim, okulu bıraktım. Psikolojik destek almaya karar verdim. Sonunda interseks olduğumu psikoloğumdan öğrendim. Ailemle konuştum, “kafan karışmasın diye söylemedik, doktorlar bizi böyle yönlendirdi” dediler. Türkiye’de zaten tabu bunlar, çok konuşamadık. Uzun bir süre sessizliğe gömüldük. İnterseksliğimden önce lezbiyenliğimi kabullenmiştim.
Önce sessiz, asosyal bir hayat sürdüm ama 29 yaşımda bir yol ayrımına girdim ve böyle yaşayamaya devam edemeyeceğimi anladım. Bir süre bu gerçeği sindirmeye çalıştım. Sonra araştırmaya, arkadaşlarıma açılmaya başladım.
Şu anda 33 yaşındayım. Grafikerlik yapıyorum. Kendimi çok net, keskin bir biçimde olmasa da, toplumsal kimlik anlamında kadın olarak tanımlıyorum, lezbiyenim.
Ama ameliyat bende ciddi bir travma yarattı. En başta doktorlar ve hastanelerden çok çekiniyorum. Fiziksel olarak da insanı etkiliyor, cinsel organ eskisi gibi çalışmamaya başlıyor.
Aile ve doktorlar doğru yönlendirmeli
* Çocuğu interseks olan aileler nasıl yaklaşmalı duruma?
Öncelikle çocuğa “yanlış” ya da “kusurlu” olmadığının hissettirilmesi gerekiyor.
Çoğu zaman, doktorların da yanlış yönlendirmesiyle aile saklaması gereken bir günahı varmış gibi yetiştiriyor çocuğu. Çocuğa sürekli “sen yanlışsın, seni kesip biçip düzeltiyoruz” mesajı veriliyor.
Aileler, çocuğa normal olduğunu hissettirmeli ve her adımda çocuğu bilgilendirmeli, fikrini sormalı. Eğer önemli kararlar alınacaksa, çocuğun yetişkin olduğu yaşa kadar beklenmeli. Bu süre boyunca hem aile hem de çocuk psikolojik destek almalı.
Ayrıca doktorların da bu konuda bilgilendirilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Tabii ki onların işlerine karışmak için demiyoruz bunu, ama geri dönüşü olmayan müdahaleler yapmadan önce intersekslerin neler yaşadığını, neler hissettiğini bilmeleri gerekiyor.
* İnterseksler günlük hayatta ne gibi ayrımcılık mekanizmalarıyla yüzleşiyor?
Aile tarafından saklanmaya, suskunluğa yönelik yetiştiriliyorsun ve toplum içinde sürekli bir suçluluk ve “foyanızın açığa çıkacağı” duygusuyla yaşıyorsunuz. Bu da hayatta pasif kalmaya, başarısızlığa yol açabiliyor. Yalnız hissediyorsunuz. Ergenlikte yaşanan sosyal sıkıntılar, eğitim hayatında sıkıntılar oluyor. Etrafınızdaki kişilerle aynı değişimleri geçirmeyince kişi dışlanmış hissediyor, yalnızlaşıyor.
Bu sıkıntıları çok yaşamayanlar, daha özgüvenli davrananlar da oluyor. Ama Türkiye koşullarında interseks olduğunu flört ettiği insana bile açıklayamıyor insanlar.
* Şu anda Lambda’nın da manifestosunu açıklamasıyla faal bir interseks aktivizmi başladı mı Türkiye’de?
Sayımız şu an çok az. Biz blog üzerinden biraraya gelen 5-6 kişiyiz şimdilik. Ama bundan sonra lambda Lambda nasıl LGBT etkinlikleri yapıyorsa, interseklerle ilgili de yapacak. Bir taraftan çeviriler yapıyoruz, bilgilendirici broşürler hazırlıyoruz. İnterseks aktivist sayısı arttıkça hareket de ivme kazanacaktır.
Şu an en büyük sınıntımız suskunluk içinde yaşayan intersekslere ulaşamamak. Görünürlüğümüz arttıkça daha fazla kişiye ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
Şu an en çok önemsediğim konu da ebeveynler için hazırlayacağımız rehber. (ÇT)
* Çeşitli interseks durumlarıyla ilgili bilgi için tıklayın.