Fotoğraf: Endonezya'da, uzaktan eğitim gören çocuklar internetin iyi çektiği bir yer ararken /BenarNews
Yeni yayımlanan bir bilimsel çalışmaya göre, dünyanın dört bir yanında insanlar, eğitim, sağlık, iş ve barınma gibi toplumsal ve ekonomik haklarını kullanmada internete öylesine bağımlı kılındılar ki, çevrimiçi erişimin herkes için bir temel insan hakkı olarak kabul edilmesi artık bir zorunluluk.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, internete erişim insanların eğitim alıp almayacaklarını, sağlıklı yaşayıp yaşamayacaklarını, bir evleri olup olamayacağını ve bir iş bulup bulamayacaklarını belirler hale geldi.
İnsanlar sosyal güvenlik programlarına erişmek veya ev bulmakta çevrim dışı olanaklara sahip olsalar bile, karşılaştırmalı olarak internet erişimi olanlara göre daha dezavantajlı kalıyorlar.
Birmingham Üniversitesi'nde Küresel Etik Öğretim üyesi Dr. Merten Reglitz, Politics, Philosophy & Ethics dergisinde yayımladığı bulgularında bir dizi toplumsal ve ekonomik hakkın gerçekleşmesi için pratik bir gereklilik haline gelmiş olmasından hareketle, internete erişimin bağımsız bir insan hakkı olarak kabul edilmesi çağrısında bulundu.
Dr. Reglitz, kamu kurumlarını, bedelini karşılayamayanlar için ücretsiz internet erişimi sağlamanın yanı sıra, tüm yurttaşlara temel dijital beceri kazandırmak için eğitim verilmesini sağlamaya ve çevrimiçi erişimi devletler ve özel şirketlerin keyfi müdahalelerinden korumaya çağırıyor.
Reglitz "İnternetin, toplumsal ve ekonomik haklarımızın çoğunun gerçekleştirilmesi açısından benzersiz ve temel bir değeri var. Kullanıcıların iş başvuruları yapmalarına, sağlık uzmanlarıyla tıbbi bilgiler paylaşmalarına, mali durumlarını ve işlerini yönetmelerine, sosyal güvenlik taleplerinde bulunmalarına ve eğitim değerlendirmeleri sunmalarına imkan veriyor," diyor.
"İnternetin yapısı, insanlığın bir bütün olarak ilerlemesine katkıda bulunma potansiyeline sahip bir karşılıklı bilgi alışverişini mümkün kılıyor. Bu potansiyel dolayısıyla İnternet'e erişimin bir insan hakkı olduğu ilan edilerek korunması ve konuşlandırılması gerekiyor."
Gelişmiş ülkelerde durum
Dr. Reglitz'in çalışması gelişmiş ülkelerde toplumsal ve ekonomik hakları kullanmak açısından internete erişiminin gerekli olduğu çeşitli alanları şöyle özetliyor:
▶ Eğitim - İnternetsiz hanelerdeki öğrenciler, temel öğrenme yardımları ve çevrimiçi çalışma materyalleri ile iyi bir okul eğitimi almak açısından dezavantajlılar.
▶ Sağlık - Uzaklarda yaşayan topluluklara ayrı ayrı sağlık hizmeti sunmak, özellikle ABD ve Kanada'da güçlükler yaratabilir. Oysa çevrimiçi sağlık hizmetleri bu açığı kapatmaya yardımcı olabilir.
▶ Konut - birçok gelişmiş ülkede, kiralık konut piyasasının önemli bir kısmı çevrimiçi hale geldi.
▶ Sosyal Güvenlik - Günümüzde internet erişimi olmaksızın, bu kamu hizmetlerine erişmenin önünde, genellikle akıl almayacak güçlükler var.
▶ İş bulmak- İş ilanları gitgide artan ölçüde gerçek zamanlı çevrimiçi duyuruluyor. Dolayısıyla insanların çalışma haklarını etkili bir şekilde kullanabilmeleri için ilgili web sitelerine erişebilmeleri gerekiyor.
Gelişmekte olan ülkelerde durum
Reglitz'in araştırması, gelişmekte olan ülkelerde internet erişiminden yoksun insanlar açısından da benzer sorunları vurguluyor.
Örneğin, Sahraaltı Afrika'da 6 ila 11 yaş arası çocukların yüzde 20'si okula gitmiyor. Birçok çocuk, öğretmen yetersizliği içinde, harap, sağlıksız sınıfların her zaman çok kalabalık olduğu ve uzun yolları yürüyerek ulaşmak zorunda oldukları okullarda öğrenim görmek zorundalar.
Oysa, çevrimiçi eğitim araçları önemli bir fark yaratabilir, okullardan uzakta yaşayan çocukların eğitimlerini tamamlamalarına fırsat sağlayabilir. Öğretim materyalleri dijital olarak sağlanabildiği ve öğrencilerin kitapları paylaşmak zorunda kalmadıkları koşullarda daha fazla öğrenci daha etkili bir öğrenime ulaşabilir.
Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar için internet erişimi, yeterli düzeyde sağlık hizmeti almak ya da hiç hizmet alamamak arasındaki farkı da giderebilir. Dijital sağlık araçları hastalıkların teşhisinde yardımcı olabilir. Örneğin, Kenya'da, insanların görme yeteneklerini sınamak ve özellikle tıp pratisyenlerinin yeterli hizmet veremediği uzak bölgelerde tedaviye ihtiyaç muhtaç kişilere tanı koymak için akıllı telefon tabanlı bir Taşınabilir Göz Muayene Kiti (Peek) devreye sokulabilmiştir.
Yüz yüze işlem yapılan banka şubelerinin sayıca yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde internet erişimi insanların finansal katılım olanaklarını genişletebilir. Küçük işletmeler de çevrimiçi kitle fonlaması platformları aracılığıyla fon edinebilir. Dünya Bankası, Afrika'da bu şekilde sağlanan meblağların 2015'te 32 milyon dolardan 2025'te 2,5 milyar dolara yükseleceğini öngörüyor.
(AEK)