12 Nisan: İnternet Haftası
12 Nisan 1993 tarihinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) Ankara-Washington arasında kiralık hat kurularak yurtdışıyla sağlanan bağlantı sayesinde Türkiye İnternet'le tanışmış ve bu nedenle 12 Nisan tarihi, Türkiye'de İnternet'in "doğum günü" olarak kabul edilmişti.
İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı'NIN (OECD) 2006 yılında yayımladığı istatistiki verilere göre Türkiye'de, 2004 yılı itibarıyla yüzde 7 olan hane halkı İnternet'e erişim oranıyla 21 ülke arasında son sırada yer alıyor.
İnternet'e erişim hakkına özelleştirme engeli
EMO, "Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) en son kasım ayında yayınlanan 2005 yılı verilerine baktığımızda da durum değişmiyor" diyor.
Türkiye'de hiç İnternet kullanmayanların oranının yüzde 82.45 ile 2004 yılındaki yüzde 81.15 olan düzeyin bile üzerine çıktığını açıklayan EMO, İnternet kullanım oranında sağlanan "ilerleme"nin, nüfus artış hızına bile ulaşamadığını söylüyor.
Türk Telekom'un özelleştirilmesiyle birlikte İnternet hizmeti de yabancı bir şirkete devredilmişti. Türk Telekom, son kullanıcılara doğrudan çevirmeli İnternet erişim hizmeti verirken, son kullanıcılara aynı hizmeti vermeye çalışan İnternet servis sağlayıcılarının da kiralık hatlarının fiyatlarını beliriyor..
EMO'ya göre ileri sürülen rekabet koşullarının telekomünikasyon altyapısı alanında olduğu gibi İnternet alanında da sağlanamadığı açık.
"Sözüm ona 'E-Devlet'ten pembe demeçler"
"Yıllardır "e-devlet"ten söz edilen Türkiye'de, İnternet kullanımı ve bilgiye erişim hakkının yaygınlaştırılması önündeki en önemli engellerden birisi ise bu alanın, ciroları ülkelerin ulusal gelirlerini aşan şirketlerin yalnızca kar güdüsüne bırakılmış olması" diyen EMO. bu anlamda İnternet kullanımı ve bilgi teknolojilerinin gelişiminin kamusal bir yaklaşımla ele alınmasını zorunluluk olarak görüyor.
EMO "İnternet Haftası gibi belli günlerde politikacıların, ilgililerin ve kurumsal şirketlerin pembe tablolarına ve parlak vaatlerine ilişkin konuşmalarını dinlemeye alıştık. Bu pembe gözlüklü konuşmalar ülkemizin küresel düzlemdeki acınası yerini değiştirmeye yetmiyor" diyerek yetkilileri eleştiriyor.
"Sürdürülebilir bir kalkınma süreci"
Uzun yıllar krizlerle, yüksek enflasyonla boğuşan ülkelerin bile Türkiye'nin gösterdiği gelişimden çok daha fazla "sürdürülebilir bir kalkınma süreci" içinde olduğunu söyleyen EMO, Türkiye'de strateji ve politika tasarılarının ya hiç hayata geçirilmeden rafa kaldırıldıklarını ya da hayata geçiriliyormuş gibi yapılıp doğru düzgün uygulanmadıklarını ifade ediyor. (EZÖ/AD)