Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, Barcelona Futbol Kulübü Vakfı ve Katalonya Gazeteciler Birliği tarafından verilen Uluslararası Manuel Vázquez Montalbán Gazetecilik Ödülü'ne layık görüldü. Galeano'nun ödül gecesinde yaptığı konuşma, Barcelona Futbol Kulübü'nün tüm futbol dünyasında neden özel bir yere sahip olduğunu özetliyor.
Çevirmen Bülent Kale konuşmayı "Manolo için, oyun zevki için" başlığıyla tlaxcala-int.org'da Türkçeleştirdi.
"Bu ödülü Barça'nın 1936'da demokrasi düşmanları tarafından katledilen başkanı Josep Sunyol'un* anısına adamak istiyorum.
Ve bir yıl sonra 1937'de bütün İspanya'da yaralı ama canlı kalan onuru ayakta tutan gezgin sporcuların**anısına almak istiyorum. 1937'de Cumhuriyet yararına futbol karşılaşmalarına çıkarak Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika'yı dolaşan Barçalı oyuncuları kast ediyorum ve aynı eylemi pek çok Avrupa ülkesini gezerek yapan Bask ulusal takımını da elbette.
Onlar sayesinde bu ödülü almak beni heyecanlandırıyor, onlar sayesinde ama aynı zamanda o yılların onurlu mirasçıları olan bugünün Barçalı oyuncuları sayesinde; bu ödül diğer taraftan, tüm bunların yanı sıra, benim can dostum Manolo Vázquez Montalbán'ın*** adını taşıyor.
---
Manolo'yla pek çok tutkuyu paylaşırız.
İkimiz de futbola tutkunuz; biz iki solak, iki düşüncede solak olarak kazanmayı ödev bilerek oynayanların yönettiği bir dünyada solda oynamanın en iyi yolunun keyif almak ve keyif vermek için oynayanların cesaretine sahip olanların özgürlüğünü savunmak olduğuna inanırız. Ve bu yolda, halkın ayaklarıyla düşündüğüne inanan sağ görüşlü pek çok insanın önyargılarıyla mücadeleye giriştik ama aynı zamanda halkın düşünmemesinden futbolun mesul olduğuna inanan soldaki pek çok yoldaşımızın önyargılarıyla da mücadele etmemiz gerekti.
---
Manolo'yla ben aynı zamanda ironiden, içtenlikle gülmekten ve esprinin her türlüsünden aldığımız keyifte ve bunları yazılarımızda, kitaplarımızda ve kafelerdeki sohbetlerimizde düşündüğümüzü ve hissettiğimizi söylerken kullanma biçimlerimizde de örtüşürüz. Çünkü ciddi beyefendiler, örnek hanımefendiler bize güven vermezler, çünkü kendileriyle alay etmeyi bilmezler; ne Manolo ne de ben, yine bizimkilere benzer politik düşünceleri olan bazı meslektaşlarımızda olduğu gibi sıkıcılığı ciddiyetle karıştırırız.
Şimdiki zamanda konuşuyorsam bu yanlışlıkla ya da dikkatsizlikten olmuş değil; bu üslup güvendiğim sağlam kaynakların bana ölümün kötü bir şakadan başka bir şey olmadığı konusunda güvence vermelerinden ileri geliyor.
---
Manolo'yla ikimiz için çok önemli olan bir başka ortak nokta da: kültürel çeşitliliğin bir kutsaması olarak iyi yemeği savunmamızdır.
Antonio Machado, bugün bazı budalalar şeylerin değeriyle fiyatını birbirine karıştırıyor, diyordu ve çok haklıydı, şairin o zamanının bizim yaşadığımız zamandan farkı yok gibi, çünkü günümüzde de aynı durum yaşanıyor.
En iyi yemek en pahalı olan değildir, Manolo'nun pek yerinde söylediği gibi, en pahalı yemekler çoğu zaman bir "ahmakaldatandan" başka bir şey değillerdir.
Ben de Manolo gibi halkların kendi kaderlerini tayin hakkının midenin kendi kaderini tayin hakkını da kapsadığına inanıyorum. Bu hakkı her zamankinden daha çok savunmak gerekiyor, sunduğu fırsatlarda her geçen gün daha eşitliksizken dayattığı alışkanlıklarda her geçen gün daha eşitleyici olan dünyanın mecburi "macdonaldlaştırılmaya" gittiği bu zamanlarda bu hakkımız her zamankinden daha çok savunmak durumundayız.
Buraya kadar geldim. Ama biraz fazla içince aptalca şeyler söyleme riskim olduğunu biliyorum bu yüzden ben de aşağıdaki sözleri;
İnsanlık onuru ve dayanışma için,
Oyun zevki ve temiz oyun oynayanları seyretme mutluluğu için,
Bir arada olmanın getirdiği neşe, paylaşılan ekmek ve şarap için,
Gecelere gizlenen güneşler için,
Bazen acılı olan ama her zaman insanın yolculuğuna, insanın yürüyüşüne hayatın rüzgârına (al vent del món) yön ve duygu katan bütün tutkular için,
içmenin başka bir biçimi olarak, şarap kadehleriymişçesine Manolo'yla beraber, Manolo'nun şerefine kaldırmak istedim.
Tlaxcala'nın notu: Galeano'nun kullandığı "al vent del món", Katalancadan kelimesi kelimesine çevrilince "dünyanın rüzgârına" anlamına geliyor, ben yukarıda daha Türkçe olduğunu düşünerek "hayatın rüzgârına" dedim. Bu Katalanca deyişle aynı zamanda Franco döneminde, özellikle atmışlı yıllarda Katalanlar için özgürlük/özerklik mücadelesiyle bütünleşmiş bir şarkıya, ilk defa 1959 yılında Valencia'lı ozan Raimon tarafından yazılıp söylenen ve 1963 yılında kayıt edilen bir şarkıya gönderme yapılıyor. Şarkıyı dinlemek için yazıdaki kelimeleri veya burayı tıklayabilirsiniz.
bianet'in notları:
* Josep Sunyol i Garriga (21 Temmuz 1898 - 6 Ağustos 1936) Katalan avukat, politikacı ve FC Barcelona'nın efsanevi başkanı. 1928'de kulübün teknik direktörü oldu. Sosyalist gazete La Ramba'yı 1930'da kurdu. Bir yıl sonra Katalan Cumhuriyetçi Sol Parti'den İspanya'nın yasama organı Cortes'e seçildi. 1935'te kulübün başkanlık seçimini kazandı.
6 Ağustos 1936'da İspanya İç Savaşı'nın ilk günlerinde, Franco'nun askerleri tarafından tutuklandı ve mahkemeye çıkarılmadan idamedildi. Bedeni ailesine teslim edilmedi.
Mezarı ancak 1990'ların ilk yıllarında "Els Amics de Josep Sunyol" (Josep Sunyol'un Arkadaşları) adlı bir grubun kampanyası sonrası kazılabildi.
** 1936'da İspanya İç Savaşı, Real Madrid ve FC Barcelona arasındaki rekabet, Francocular ile Cumhuriyet yanlıları arasındaki mücadeleyi simgeler olmuştu. Simon Kuper'in dediği gibi "Futbol asla sadece futbol deağgildi" artık. Barcelona'da filizlenen solcu Halk Cephesi, Rivera diktatörlüğünü devirip cumhuriyeti ve başta Katalonya olmak üzere İspanya'yı oluşturan tüm bölgelerin otonomisini ilan ettiklerinde, Kastilya'daki muhafazakar geleneklerin hepsi sağcı general Franco'nun etrafında toplandı.
Cumhuriyetçiler, Franco zulmüne karşı dünyanın dört bir yanından aralarına katılan gönüllüler ile beraber mücadele ederken FC Barcelona'yı "İspanya Cumhuriyeti'nin elçisi" sıfatıyla Meksika ve Amerika'ya gönderirler. Takımın başında İrlandalı bir cumhuriyetçi olan teknik direktör Patrick O'Connell vardır. 1925 yılında bir maçtan önce Barcelona taraftarları Kralcı İspanya marşını yuhaladığında başkan olan Gampar, Rivera diktatörlüğü tarafından "İspanya'nın düşmanı dış mihrak" ilan edilerek sınır dışı edilir.
*** Manuel Vázquez Montalbán (27 Temmuz 1939 - 18 Ekim 2003). Yazar, şair, gastronom, gazeteci, filozof ve en önemlisi FC Barcelona maçlarını iki eli kanda olsa takip eden spor yazarı. Katalan Birleşik Sosyalist Partisi üyesiydi. Montalbán, "FC Barcelona Katalan halkının sembolüdür. 'Més que un club' (Bir kulüpten daha fazlası) adıyla anılır. Diktatörlük döneminde Barcelona'yı desteklemek Katalan olduğunu göstermenin en dikkat çeken yoludur" demişti. Montalbán adına 2004'ten beri gazetecilik ödülü veriliyor. (HK)