Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "ucube" olarak nitelendirmesinin ardından yıkılmasına karar verilen, birbirine bakan iki insan figürlü İnsanlık Anıtı heykellerinin başları kesilerek belediyenin deposuna taşındı.
Yıkımı gerçekleştiren firma yetkilileri heykelleri 18 parçaya ayırarak yıkacaklarını açıkladı. Her gün iki parçanın anıttan koparılarak yıkımın 10 gün içinde tamamlanması planlanıyor.
Heykeltıraş Mehmet Aksoy, İnsanlık Anıtı adını verdiği heykelinin yapımına 2004'te AKP'den Kars Belediye Başkanı seçilen Naif Alibeyoğlu'nun siparişi üzerine 2006'da başlamıştı. Yapılan itirazlar, kurul kararları ve davalar nedeniyle heykel yarım kalmıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 8 Ocak'ta yaptığı Kars ziyareti sırasında görüp "ucube" olarak nitelendirmesi sonrası uzun tartışmalara neden olmuştu.
Kars Belediye Meclisi'nin yıkım kararı almasının ardından İnsanlık Anıtı'nın 107 günlük direnişi dün son buldu.
Yıkıma suç duyurusu
Öte yandan Politikars internet sitesinin haberine göre Mehmet Aksoy'un avukatı Turgut Kazan, Koruma Kurulu'nun uyarı yazısına rağmen yıkıma başlandığı gerekçesiyle Kars Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Kazan suç duyurusunda yıkım işleminin, Koruma Yüksek Kurulu'nun 6 Ocak 2011 gün ve 777 sayılı kararına aykırı olduğunu belirterek Erzurum Koruma Bölge Kurulu'nun 21 Nisan 2011 günlü yazısıyla, belediyeye duyurulduğunu ifade etti.
Avukat Turgut Kazan suç duyurusu gerekçesini ise şöyle açıkladı: "İnsanlık Anıtı ile ilgili öncelikle Yüksek Kurul kararları uyarınca bir öneri ve proje hazırlanmalıydı. Ardından Koruma Kurulu'nun bu projeleri değerlendirip karara bağladıktan sonra hareket edilmesi gerekiyordu."
Kazan dilekçesinde, Yüksek Koruma Kurulu kararı ile Erzurum Bölge Koruma Kurulu uyarısını dinlemeyip yıkım faaliyetini sürdürenlerin suç işlediğini ileri sürdü. Kazan başta belediye başkanı olmak üzere, sorumlu diğer belediye yetkilileri ve yıkım faaliyetini sürdüren firma yöneticileri hakkında soruşturma açılmasını talep etti.
Avrupa Birliği'nden tepki
Yıkımı sanata sansür olarak değerlendiren Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre ise şu açıklamayı yaptı: "Yapım sürecinde olan bir anıtın yıkılması, sanat eserlerine yönelik açık bir sansürdür. Bu gelişmeyi kaygı verici buluyorum. Aynı zamanda Türkler ve Ermenilerle kardeşlik ve eşitlik projesi olması gereken eserin yıkımı, bu mesajın da ortadan kaldırılması anlamına geliyor." (HK/BB)