Rapçi Fuat’ın son şarkısı “Muz Cumhuriyeti”, bir nesli yere serecek kadar uzunluktaki bir süreçte, denize düşüp “yalana” sarılan toplumun ahvalini Fuat’ın alıştığımız, lafını esirgemeyen şarkı sözleriyle anlatıyor.
Gazeteci-belgeselci Müjde Yazıcı Ergin’in elinden çıkan, en az şarkının kendisi kadar önemli klibi ise “Muz Cumhuriyeti”ni “toplumsal saçmalıklar silsilesi” olarak önümüze koyuyor ve kısaca, “Evet, biz burada yaşıyoruz,” dedirtiyor.
Fuat ve Müjde Yazıcı Ergin’le “Muz Cumhuriyeti”ni ve bu “cumhuriyetin” detaylarını konuştuk…
"Önüme konanları yutmaya gelmedim ben"
Fuat, şarkıyı klibini izlemeden dinleseydim, muhtemelen üzerimdeki etkisi çok çok daha farklı olacaktı. Belki arka arkaya dinlemeye bile gerek duymayacaktım. Ama Müjde süper bir iş çıkarmış ve ikiniz önümüze klişenin en klişe haliyle bir “Türkiye portresi” sunmuşsunuz. BirGün’den Işıl Çalışkan’a verdiğin röportajda, “Muz Cumhuriyeti (Alles Banane)”, okuduğum haberlerden, izlediğim sokak röportajlarından, gözlemlediğim olaylardan yola çıkarak yazdığım bir şarkı,” diyorsun. Şarkıyı yazarken açıkçası zorlandığını düşünüyorum. Zira “Muz Cumhuriyeti” diye seri şarkılardan oluşan konsept bir albüm yapsan bile yine değinemediğin, unuttuğun, gözden kaçırdığın mevzular olurdu. Beni, şarkını uyuz ola ola, arka arkaya dinlemeye, izlemeye iten şey, eserin sahibi olarak nedir sence?
Fuat: Şarkıyı yazarken pek zorlanmadım açıkçası. 20 yıldır burada yaşıyorum. Dünyada ve ülkemde olan her şey beni emin olun ciddi derecede etkiliyor. Neresinden tutarsan helva gibi elimde kalıyor ile tükenmek istemeyen bir umudun arasındayım.
Cahillik ve insanlar sayesinde kötü giden gırla olay var. Lakin bir yandan insanların doğaya şirk koşarak yarattığı edinimler var. Vazgeçmemeyi çok erken yaşta öğrendim….
Pes etmemek, düştükçe tekrar kalkmak…. Doğa/kainat kendini nasıl reset’leyip yeniliyorsa bunu ben de yapabilirim düşüncesi. Öylesine mucizevi bir sistemin içindeyiz ama incir çekirdeğini doldurmayacak “dertlere” kafayı taktığımız için hayatın anlamını görmekten aciz bir vaziyette boğulmaktayız. Hayatın anlamı bence: bilgeleşmek ve gezegenimizi ona zarar vermeden yaşatmak….
İnsanın kendini son derece saçma bir şekilde önemsemesi, bunca hayat veren temel taşlarının sifonu çekercesine harcanması, konfor için kurban edilen bunca değer…
Bu gezegen ve içinde bulunduğumuz güneş sistemi bir gün yok olacak, tahmini süre 4,5 milyar yıl… Vakit varken insanları ve kendimi yüzleştirmem gereken şeyler var. İçinde bulunduğumuz bu kaotik ahvali özetleyebiliyorum rap’imle….
Doğru yolda olduğumu biliyorum. Son nefesime kadar bildiğimi “upgrade” ederek devam edeceğim. İnsanlar kendi uydurdukları yalanlara yapışıp her şey yolundaymış gibi davranıyorlar…. Son derece tiksinti uyandıran bir durum.
Örnek: Futbol… Şikeden, dolandırıcılıktan, haysiyetsizlikten başka bir şey değil…. Stadyumlarda sesi kısılırken derin uykuda olduğunu fark edemeyen milyonlarca insan. Bu sadece bir örnek. Evinde oyun konsolu karşına oturup eğlenirken onlarca kişiyi öldüren çocuklar. İnsan sıkılmasın diye ortaya çıkan tonla boş şeyler… Fakat doğa bir yolunu bulur.
Önüme konanları yutmaya gelmedim ben…. O nedenle sanatımı bu şekilde icra ediyorum. Dünyaya aynı bakan insanlarla da elbet buluşuyoruz. Geç de olsa tüm dünyada bir uyanış olacak. Zihinsel devrim olacak. Umarım ömrüm şahit olmaya yeter.
"Son derece vurucu oldu"
Müjde, klibi hazırlarken bu zorlanma meselesiyle ilgili senin için de aynı şeyin geçerli olduğunu sanıyorum. Sen biraz bu süreçten bahseder misin?
Müjde: Fuat bana şarkıyı ilk dinlettiğinde kafamda bazı resimler oluştu ve bu resimleri oluşturan videolar aramaya başladım. “Kirpinin umudu otobanda bitti” dediği yerde Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun çarptığı kurye geldi aklıma mesela.
Bunun gibi sosyal, politik veya toplumsal olaylar dışında o kadar çok “cringe” video var ki “Muz Cumhuriyeti” konsepti için seçmekte zorlandım diyebilirim evet.
Fuat: Klibi yapmadan baya kafa patlattık, Müjde görüntüler seçmeye başladı, inanılmaz bir denklem oluşturdu. Sözlerin altını çizmekten öteye götürdü olayı. Seçtiği görüntülerin sözlerle bambaşka bir seviyede örtüşmesi son derece heyecan yarattı ikimizde.
Bizim kafada olanların bunu çok iyi anlayacağını idrak ettik. İki hafta boyunca saatlerce uğraştı. Son derece vurucu oldu. Görüntüleri buldukça heyecanımız katlandı. Bizim kendi MoMa’mıza kalıcı eser olarak girmeli.
"Laiklik yok, adalet yok, hukuk yok"
“Telafisi yok bazı hataların/Terazisi yok güce tapanın” dizeleri şarkının özeti bence. “İçi” dopdolu olan bu dizelerin anlattığı şeyleri kanıksamaktan geçtim, artık içimize işlediğinin hepimiz farkındayız. Senin gibi sanatçılar çıkıp böylesi hayati konulara değiniyor. Dinliyoruz, “Helal olsun!” diyoruz, ama dönüp dolaşıp yine “Muz Cumhuriyeti”nde buluyoruz kendimizi. Bunu bir mantık çerçevesine oturtamıyorum şahsen. Siz neler söylemek istersiniz?
Fuat: “Muz Cumhuriyeti”ni ayakta tutan ve yaşatan insanların iradesi. Milyonlarca insan arpalanıp satın alınıyor; ama rüşvet ile ama belediyede işle, memurluk ile vesaire… 10 yıl sonrasını göremeyen bir “devlet” sistemi içerisinde her türlü yozluk mümkün.
Türkiye son 20 yıldır bu girdabın içinde değil. 1939’dan beri sistematik olarak çökertilmek isteniyor. Yunan galip gelseydi keşke diyen ruh hastaları kanaat önderi muamelesi görüyor. Çok radikal kararlar alarak fabrika ayarlarına dönmek mümkün. Laiklik yok, adalet yok, hukuk yok…. Sadece poposunu garantiye almak isteyen vicdansız canavarlar var gücü elinde tutan.
"Kainatın her tarafında hayat var"
Erkan Can’la yakın zamanda yaptığım röportajda, aşağı yukarı böyle bir konuyla ilgili sorduğum soruyu kendisi şöyle cevapladı: “Sanat sadece bir meseleye işaret eder. ‘Burada bir sorun var. Bakın’, der.” Müjde, seninle şarkı hakkında konuşurken klibin şiddet görüntüleri nedeniyle bazı platformlarda yasaklandığını söyledin. Aslında tam da içinde bulunduğumuz durumu gösterdiği için bunun aksinin yapılması, Erkan Can’ın dediği gibi “Burada bir sorun var, bakın,” demesi gerekmiyor muydu?
Müjde: “Burada sorun var, bakın” demiyor çünkü sosyal medya platformları kendilerinde böyle bir sorumluluk görmüyor. Belki de görmek zorunda değiller. Belli başlı başka noktalarda etik kuralları gözetiyorlar sadece. Şiddet görüntüleri vs. nedeniyle YouTube klibi yüklerken bize yüzlerce takla attırdı; biz de en sonunda videonun ilk halini hiç sansürlemeden yayınlamaya karar verdik.
Yüz yıl sonra dönemin ruhunu göstermesi açısından YouTube videoyu kaldırmadan saklarsa bizim için yeterli şimdilik.
Fuat: Sorumluluk almak gerekiyor. İçinde bulunduğum süreç yüzyıllardır mayalanıyor. Arthur Schopenhauer gibi adamlardan gelen bir geleneği, bir duruşu evrimleştirme aşamasındayız. “Get up stand up! Dont give up the fight!”
Fuat, “Kılavuz tabiat güneş gücüm/Gökyüzü babam galaksiler özüm/Irmaklar damarım kutuplar beynim/Yosunlar ve ağaçlar nefesimi verin” diyerek enseyi karartmaya da pek yanaşmıyorsun. Bir çıkış yolumuz var mı, ya da olacak mı sizce?
Fuat: İnsanlık yok olsa da tabiat her daim hayatı ortaya çıkaracak bir yol bulur. Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir. Kainatın her tarafında hayat var. Biz göremiyoruz ve oraya gidemiyoruz henüz. Gezegenimizin kainatın bir potpurisi olduğuna eminim.
Her taraftan hayat akım etmiş ve o zerrelerin içindeki öz bilgi açığa çıkmış. Ve bu devam edecek. Kendini reset’leyerek, yok ederek….
Eğer insan içinde bulunduğu galaksinin dışına çıkabilirse aydınlanmak mümkün olabilir. Eğer çıkamazsa tüm edinimleri yok olacak.
(BS/EMK)