Helsinki Yurttaşlar Derneği, Aralık 2012'den bu yana yürüttüğü “Barış Uzlaşma ve İnsani Güvenlik için Yurttaşlar Ağı” başlıklı bölgesel projenin kamusal çaptaki ilk etkinliği olan “Güvenliği İnsanileştirmek” konferansına 31 Ocak Cuma günü başladı.
Kadir Has Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı konferansta, oldukça tartışmalı bir kavram olarak çalışmanın tematik odağını oluşturan insani güven(siz)lik meselesi, farklı kulvarlardan sivil girişimci ve aktivistlerin, saha çalışanlarının, araştırmacı ve akademisyenlerin yaklaşımlarıyla ele alındı.
Ana hedefi insani güvensizliğin yerel/bölgesel ölçekte yaşanan meselelerine dair farkındalık yaratmak olarak özetlenebilecek konferans, projenin uygulandığı bölgelerden (Türkiye ve Balkanlar) “gençlik ve şiddet”, “işyerinde güvenlik” ve “yerinden edilme” gibi konuları kapsayacak tartışmalara ev sahipliği yaptı.
Alandan tecrübeler, sivil eylemlilik ve insani güvenlik
İnsani güvenlik kavramı ve pratikleri üzerine farklı alanlardan bilgilendirici sunumların yapıldığı açılış oturumunda Ahmet İnsel de “İnsani Güvenlik Kavramı, Sivil İnisiyatif ve Proje Çerçevesi” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Sivil eylemlilik ve insani güvenlik üzerine alandan tecrübelerin aktarıldığı günün son oturumunda, 3 farklı grup eş zamanlı olarak görüşlerini paylaştı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Bosna Hersek'ten Slobodan Tadic ve Tuzla Yurttaşlar Forumu'ndan Vehid Sehic'in konuşmacı olarak katıldığı 2.Grup'un konu başlığı “Çatışmaların Aşılması ve Toplumsal Mutabakat” idi.
Tadic: Üç ana unsur; barış, kalkınma ve insan hakları
Bosna Hersek'in kendi iç dinamikleri içerisinde konunun anlaşılmasını sağlamak adına bölgeye dair bir sunum gerçekleştiren Slobodan Tadic, Bosna Hersek'te vatandaşlık kavramının pek gelişmediğini, bölgede kurucu halkaların önemli olduğunu dile getirdi. Geniş bir nüfusa sahip olmamasına rağmen 187 Bakan, 3 Başkan ve 14 Başbakan'ın bulunduğu bölgenin siyasi karmaşıklığına değinen Tadic, güvensizlik kavramını UNDP olarak “ülkede sürekli bir tehdit altında olma durumu” olarak tanımladıklarını söyledi. Bu şartlar altında üç ana unsurun önemini vurguladı; barış, kalkınma ve insan hakları. Projeyi yürütenlere göre barış ve kalkınma yoksulluktan kurtulmanın, barış ve insan hakları ise korkudan kurtulmanın bileşenleri olarak görülebilir.
Savaş sonrası bir toplumda çalıştıklarını vurgulayan Tadic, kalkınma gündemine insani güvenlik açısından yaklaşarak, maddi ve manevi rehabilitasyonların da katkısıyla “barışçıl bir şekilde beraber yaşama” amacını güttüklerini, ülkenin idari işleyişini değiştiremeyeceklerini bildiklerini fakat hedeflerinin kalkınma, özgürlük ve insan onurunu daha da ileriye götürmek olduğunu söyledi.
Sehic: Önyargılara karşı ortak bir anlaşma zemini
Vehid Sehic ise ortak bir anlaşma zemininin yaratacağı durumun stereotip ve önyargılara dair gelişen her türlü düşünceyle savaşta en etkili silah olduğunu belirtip “Özgürlüğüm için savaşırken hiçbir etnik grup özelinde çalışmadım, temelde aynı alanda yer aldığımızı vurgulamak istiyorum; o da insan olmamız” dedi.
*Güvenliği İnsanileştirmek konferansı 1 Şubat Cumartesi (bugün) ikinci ve son gününde 5 farklı oturum ile devam ediyor. Kapanış konuşmasının başlığı ise “İnsani Güvenlik ve AB Genişleme Gündemi”, konuşmacılar: Ahmet İnsel, Fuat Keyman, Murat Belge, Ognyan Minchev ve Olivera Pavlovic. (PÇ/BK)