"İnsan hakları deyince aklınıza ilk ne geliyor?, Yoksul kalmamak ya da barış içinde yaşamak insan hakkı mıdır? Haklarınızın ihlal edildiğini düşündüğünüzde ne yapıyorsunuz?"
"İnsan hakları mı dediniz!"
Eminönü'nde "insan haklarını" sorduğumuz bir vatandaş "Başka işiniz yok mu?" diye yanıt verdi. Ayakkabı boyacısı Sait C. uzun bir süre güldükten sonra cevap veriyor: "Pardon, İnsan hakları mı dediniz? Var da bizim mi haberimiz yok?". "O olmayan insan hakları neler?" sorusuna "Mutluluk işte, bu toplum mutsuz" diyor.
İnsan hakları deyince 50 yaşındaki Necdet Şanlı'nın aklına ilk gelen şey "yoksul olmamak" oluyor. Onun bu anlamda hakkı hiç yenmemiş: "Çalışmayı çok severim. Bizim çapulcuyla işimiz olmaz. Ben işverenim zaten."
"Peki ya barış içinde yaşamak? Sorusuna Şanlı "M. Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi yurtta sulh, cihanda sulh" diye cevap veriyor.
Eminönü'nde simitçilik yapan Ramazan Çakır'ın aklına "sosyal haklar, kişilik, inanç hakları ve özgürlük" geliyor.
Türkiye'de insan haklarını arayan dernek var mı?
Eminönü'nden yılbaşı bileti alan ev kadını Günhanım ile emekli Battal Çağrıcı çiftinin aklına iki şey geliyor: Eşitlik ve özgürlük. Onlar için yoksul kalmamak da 'eşitlik' durumu üzerinden insan haklarına giriyor: Herkes çalışmalı, hakkını almalı ki yoksul kalmasın. Ama hükümet kendi adamlarını tutmuş, malı götürüyor.
Hakları ihlal edildiğinde ne yapacaklarını bilmeyen Çağrıcı çifti "Avrupa'da yetkili kurumlar var. Ama Türkiye'de yok galiba. Emeklinin hakkı yeniyor, gidecek yerimiz yok" diyorlar.
Eminönü'nde seyyar satıcı K.T. "Avrupa'da yoksulluk yok, burada var, neden böyle? Düzen böyle de ondan. Hakkımız ihlal edilirse hiçbir şey yapamayız. Kimseye bağlı değiliz ki hakkımız ihlal edilsin, gece gündüz çalışıyoruz" diyor.
Taksici A.R. "Aklıma Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) geliyor. İnsansam insan gibi yaşamak istiyorum. Sosyal güvencem olsun, çocuğum kahvaltısını zeytinle yapacağına yanında beyaz peynir de yesin. Almanya'da bir yıl kaldım. Gitmez olsaydım. İnsanların insanca yaşadığını gördüm" diyor.
A.R. hakları ihlal edildiğinde tercihini susmaktan yana kullanıyor. Bu ülkede hakkınızı ararsanız zarar görürsünüz.
Barış içinde yaşamanın insan hakkı olup olmadığına dair A.R. "Dünyada barış yok, ABD illeti var" diyor.
Kadriye Hanım "Yoksul olmamak bir insan hakkı mıdır?" sorusuna "Değildir" diyor. Kadriye Hanım'a göre başındaki türbanıyla resmi dairelerde çalışamaması, üniversitelere girememesi ayrımcılık ve insan hakları ihlali.
"Barış içinde yaşamak da insan hakkıdır"
İfade özgürlüğünün en önemli hak olduğunu savunan memur Emine Uymaz barış içinde yaşamanın vazgeçilmez olduğunu düşünüyor ve şöyle diyor:
"Şimdiye kadar o insanlara el uzattık mı? Batıdaki şartlar bizde de olsaydı o insanlar dağa çıkmazdı. Kürtler dağa çıkıyorsa hepimizin suçu, günahı var. Kurban bayramında etlerimizin doğuya bağışlanmasını 'Kürtlerimi besleyeceğiz' diye istemeyenler var. Ne olur et gönderirsen, o insan düşmanlık besler mi. Savaş çözüm değil" (EZÖ/TK)