* Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği bileşenleri, çatışma ortamına dair uluslararası kamuoyuna acil çağrı yaptı.
Sivil toplum kuruluşları olarak, uluslararası kamuoyu tarafından Türkiye Cumhuriyeti hükümetine şu taleplerde bulunulması istendi:
* Hukuksal dayanaktan yoksun sokağa çıkma yasağı ilanlarının kabul edilemez olduğu;
* Hiçbir şekilde orantısız ve keyfi bir biçimde ölümcül güç uygulanamayacağı;
* Sürdürülen operasyonlarda uluslararası insan hakları hukuku, uluslararası ceza hukuku ve insani hukuktan doğan yükümlülüklerin askıya alınamayacağının hatırlatılması;
* Hak ihlallerinin durdurulması, tespiti, cezalandırılması ve sürecin tüm şeffaflığıyla uluslararası topluma duyurulması için mücadele eden insan hakları kuruluşları, meslek örgütleri, yerel yönetimler ve parlamento temsilcilerine destek olunması;
* Karşılıklı ateşkesin ve çatışmasızlığın tekrar tesis edilmesi, bağımsız gözlemciler eşliğinde resmi ve şeffaf bir şekilde sürdürülecek barış müzakerelerinin yeniden başlatılması için çağrıda bulunulması.
150’nin üzerinde sivil öldürüldü
Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği’nin konuyla ilgili açıklaması özetle şöyle:
“Sokağa çıkma yasakları süresince hak ihlallerini tespit etmek isteyen ulusal ya da uluslararası basın-yayın, insan hakları ya da meslek kuruluşları ile parlamento temsilcileri il ve ilçelere alınmadı.
Abluka altındaki yerlere zorlukla girebilen az sayıda sivil toplum kuruluşunun hazırladığı raporlarda uzlaşılan tespitlere göre sivil halkın gerek keskin nişancıların, gerekse keyfi bir şekilde kullanılan ağır silahların hedefi haline getirildiği saptanmış durumda.
Hak örgütleri tarafından hazırlanan raporlara göre sokağa çıkma yasaklarından 1,3 milyon kişi etkilendi, çocuk ve yaşlıların da arasında olduğu 150’nin üzerinde sivil yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı ve yüzbinlerce kişi yerinden edildi.
Keyfi gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor ve sivil halk gözaltında ve resmi gözaltı merkezleri dışındaki açık alanlarda işkence ve kötü muameleye maruz kalıyor.
Yiyecek, içecek gibi günlük asgari ihtiyaçlarını karşılamalarına dahi olanak tanınmayan sivil halkın korunması için gereken özen hiçbir şekilde gösterilmiyor.
İhlaller sonrasında derhal ve aleni şekilde etkili bir soruşturma yürütülmüyor. Hak ihlallerini gerçekleştiren güvenlik güçlerinin yargılanması ve cezalandırılması imkansız hale getiriliyor, cezasızlık politikası yaygınlaşarak ve şiddetlenerek varlığını sürdürüyor.” (AS)
* Açıklamanın İngilizcesine buradan ulaşabilirsiniz.
* Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği bileşeni imzacılar: Batman Barosu, Diyarbakır Barosu, Hakikat Adalet Hafıza Çalışmaları Derneği, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Şırnak Barosu.