Beş insan hakları örgütünün* oluşturduğu İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) hükümetin Meclis gündemine aldığı "İnsan Hakları Kurumu" yasa tasarısının geri çekilmesini ve insan hakları alanında çalışanlarla birlikte yeniden hazırlanmasını istiyor.
İHOP, bugün Ankara'da yaptığı açıklamada, tasarıya göre kurulacak bir kurumun bağımsız olmayacağını, yeterli denetim yetkisinden yoksun olacağını ve insan hakları ve özgürlüklerinin korunmasında, hayata geçirilmesinde işlevsiz kalacağını belirtti.
İnsan Hakları Kurumu, aynı zamanda, hükümetin "demokratik açılım" adın verdiği süreçteki adımlardan biri.
İHOP, tasarının oluşturulmasında insan hakları örgütlerinin dışarıda bırakılmış olduğunu, bütün tasarıların insan hakları örgütlerinden adeta saklandığını dile getirdikten sonra, tasarıyla ilgili eleştirilerini sıraladı.
Beş örgüt, "Paris İlkeleri" ışığındaki değerlendirmede, özetle şunlara dikkat çekiyor.
Bağımsız değil: Kurumun operasyonel bağımsızlığı yok. Sadece tavsiye yetkisi var. Tavsiyelere yanıt verilememesi halinde ne olacağı bilinmiyor. Finansal bağımsızlık yok. Gelir kaynağı genel bütçeden alınacak "yardım". Bunun neye ve nasıl verileceği, sürekliliği belirsiz. Üyeleri Bakanlar Kurulu'nun atamasıyla belirleniyor. Bu bağımsızlığa gölge düşürüyor. "Görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı hakkında mahkumiyet kararı kesinleşen üyelerin" üyelikler düşüyor. Üyelerinin "ayrıcalık ve dokunulmazlık güvencesi" yok. Bu nedenle bağımsız ve etkili çalışma söz konusu olamayacak.
Çoğulculuk: Karar vericilerin çoğulculuğa göre belirlenmesi gerekiyor. Bu gözetilmiş değil. Tek bir etnik grubun üyelerinden oluşan bir kurum çeşitliliği yansıtmaktan uzak kalır. Kurumun oluşturulmasında cinsiyet eşitliğine hiç değinilmiyor.
Kurum yapısı: İcra organı olanı Kurul'un başkanını Bakanlar Kurulu atıyor. Üyelik için devlet memurluğu şartları getiriliyor. Sivil toplum esas olması gerekirken "temsiline özen gösteriliyor." Personel için dört yıllık lisans eğitimi ve avukatlık stajı yeterli görülüyor. Oysa her pozisyonun iş tanımları geliştirilmeli, ayrımcılık yapmama öncelikli olmalı.
Bilgilendirme: Bilgilendirmede "gerekli görülen bilgiler" ve "azami ölçüde" bilgilendirme ölçütleri sınırlayıcı. "Güvenlik" ve "devletin çıkarları" gibi gerekçelerle bilgilendirme yapılmayabilir. Bu insan hakları ihlallerinde cezasızlığın başlıca gerekçesi. Rapor hazırlamanın sadece uzmanlara bırakılması sorunlu.
Denetim yetkisi: İşkenceyi önlemek için habersiz ve sınırsız denetim yetkisi gerekiyor. Oysa tasarıda yalnızca "düzenli denetim" yetkisi var. (TK)
* Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi (UAÖ Türkiye).