Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) Kanunu Tasarısı, bugün Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Merkezi Ankara'da olacak olan kurum, yurtiçinde istenildiği kadar; yurt dışında ise sayısı ikiyi geçmemek üzere büro açabilecek.
İnsan Hakları Kurumu'nun Türkiye İnsan Hakları Kurulu'nda biri başkan biri de ikinci başkan olmak üzere 11 üye olacak. Kurul üyelerinden ikisi insan hakları alanında uzmanlaşmış kişiler arasından Cumhurbaşkanı tarafından, yedisi Bakanlar Kurulu tarafından seçilecek.
Bir üye öğretim üyeleri arasından Yükseköğretim Kurulu'nca (YÖK), bir üye de 10 yıl avukatlık yapan avukatlar arasından baro başkanları tarafından belirlenecek. Başkan ve ikinci başkanı kurul üyeleri seçecek.
"Anlamsız ve değersiz"
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, tasarının görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"İnsan Hakları İzleme Kurulu'nun (HRW) temsilcisi Emma Sinclair-Webb'in yasa tasarısıyla ilgili şu yorumu yapmıştı: 'Türkiye Hükümeti yasa tasarısını geri çekmeli çünkü önerilen kuruluş tarafsızlıktan yoksun olacak ve hükümetten bağımsız olmayacak.'"
"Webb, aynı zamanda, Türkiye'nin etkili ve bağımsız bir insan hakları kurumuna ihtiyacı olduğunun da altını çizdi. Ayrıca hükümetin yasayla ilgili ısrarının, insan haklarını korumanın ve desteklemenin öncelikleri olmadığının sinyalini verdiğini söyledi."
Kürkçü, tasarıyla ilgili ikinci açıklamanın da kuruluşun Asya temsilcisinden geldiğini belirtti: "O da, aynı şekilde, bu kurumun bağımsızlığının herhangi bir biçimde güvence altında olmadığını söyledi."
"Dünyada insan hakları mücadelesi yürüten kuruluşlar, aynı noktadan bakıyorlar. Devlet karşısında bireyin, devlet karşısında toplumun haklarının korunmasının ve savunulmasının ancak devletten bağımsız, özerk bir kurum eliyle sürdürülebileceğini, bu koruma mücadelesinin, hükümetin gücünü dengeleyecek bir özerklik içerisinde bulunan bir kurum tarafından yerine getirileceğini söylüyorlar."
Kürkçü, yasa tasarısının anlamsız ve değersiz olduğunu ekledi.
"Hak ihlallerini yapan yürütmenin kendisi"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Rıza Türmen de Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) hakkında en fazla dava açılan ülke olduğunu belirterek, ayrıca kararları uygulamadığını da ifade etti.
Kurulacak kurumun Paris ilkelerine göre bağımsız, özerk, çoğulcu ve şeffaf olması gerektiğini savunan Türmen şöyle devam etti:
"Tasarı bu özelliklere sahip olmaktan çok uzak. Hak ihlallerini yapan yürütmenin kendisiyken, yürütmeye bağlı başka bir kurumla bu ihlallerin ortadan kaldırılması imkansız. Kurumun niçin kurulduğunu anlayamadım."
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Mehmet Şandır "Kurum Nasreddin Hoca'nın duvarsız evine benziyor. Türkiye, tüm kategorilerde hak ihlallerinde AİHM'de
birinci oldu. Ama buna yönelik bir tedbiriniz yok" dedi.
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise tasarının, hükümetin insan hakları ihlallerini önlemeye niyeti olmadığını gösterdiğini savundu.
Genel Kurul'daki görüşmelerde söz alan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise tasarı konusunda uluslararası kuruluşlarla görüşmeler yaptıklarını, yapısı, çalışması ve sivil toplum kuruluşlarıyla irtibatlar konusunda çalışmalar yapıldığını belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, TİHK Kanunu Tasarısı çalışmaları boyunca hükümetin insan hakları örgütleriyle yürüttüğü diyalogun, "monologtan öteye geçmediğini" söylemişti. (AS)