* Fotoğraftakiler: Metin Bakkalcı, Feray Salman, Öztürk Türkdoğan
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni bir insan hakları eylem planı hazırlığı içinde olduklarını açıkladı.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Genel Koordinatörü Feray Salman, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) Metin Bakkalcı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile insan haklarının durumunu ve “eylem planının” ne olması gerektiğini konuştuk.
Dünyada ve Türkiye’de insan haklarının durumunun her geçen gün kötüye gittiğini belirten hak savunucuları, bununla ilgili atılacak adımların bir konsensüs içerisinde olması gerektiğini ve bir plan hazırlamadan önce sorunların ve mevcut durumun doğru şekilde ortaya konması gerektiğini ifade etti.
Metin Bakkalcı: Bu açıklama, sorunun itirafnamesi
“İnsan haklarında derin tahribatın olduğu, nerdeyse bütün hakların ortadan kaldırıldığı, hakların esas olarak ilga olduğu, hakların kullanımının da istisnaya dönüştüğü bir ortamda bu konuyu tekrar konuşuyoruz.
“Bu plana dair son turun hazırlığı 2019 yılının başında yapılmıştı, insan hakları kurumları da toplantılara katılmıştı. İki yıla yakın zamandır bu konu konuşuluyor. Bu bile kendi başına isteksizliğin, içtensizliğin göstergesi.
“Bir önceki eylem planı 2014 tarihli. 6 yıl önceki eylem planından bu yana yaşananlara bakıldığında, hemen hemen her kategorideki derin tahribatı görüyoruz. Yaşadığımız deneyim, gündelik hayatta karşımıza çıkan derin tahribatı ortaya koyuyor.
“Bugün itibariyle insan haklarının bir bütün olarak ilga edildiği, insanların hak taşıyıcı özne olmaktan çıkarıldığı, hakların istisna olarak-nadiren kullanıldığı bir ortamda bütünlüklü içtenlikli programlara ihtiyaç olduğu aşikardır.
“Ama son eylem planı için 2 yıldır toplantılar yapılıyor, görüşler paylaşılıyor ama hazırlık bir türlü tamamlanmıyor. Buna karşın 2 yıllık sürede ihlaller her kategoride derinleşti. TİHV olarak öncelikli çağrımız içtenlik… Bütünlüklü bir yaklaşımla, en geniş katılımla hazırlanması.
“Ancak bugüne dek yaşadıklarımız bizlerde derin bir kaygı oluşturuyor, tüm bunlar bir samimiyetin olmadığının göstergesi. Her geçen gün, her geçen yıl dünyada da Türkiye’de de tahribat derinleşiyor. Hele de bugün, insanların hak taşıyıcı özne olmaktan çıkarıldığı bir ortamdayız. Bu sebeple palyatif yaklaşımlar kabul edilemez.
“Örneğin hukuk alanında da 30 Mayıs 2019’da yargı reformu stratejisi yayınlandı. Buna dair geçen yıl 3 ayrı düzenleme yapıldı ama tahribatları giderecek yaklaşımlar gerçekleşmedi. Aksine insan hakları alanında özgürlüklerden kısıtlamalar, reformdan sonra daha da derinleşti.
“Zaten tekrar tekrar konuşulması sorunun derinleştiğini, üstünün örtüldüğünü gösteriyor. Bu konuşma bir itirafnamedir. Önceki dönemlerde sorunların giderilemediğini gösteriyor.
“İnsan haklarını esas almaktan uzaklaşmış durumdayız. Cezasızlık, işkence yasağı, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü… Bütün kategorilerde bütün ülkenin muhatabı olduğu ve tanıklık ettiği sorunlar olduğu açıklığa kavuştu. Sorunların sözel atıflarla değil, bütünlüklü içten bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor.”
Feray Salman: Öncelikle sorunların analizi yapılmalı
“İnsan hakları eylem programı gerçek sorunlar üzerinden ortaya konduğunda, gerçekliğe dayalı bir sorun analizi yapıldığında işe yarar hale gelir.
“Türkiye’nin resmi olarak bağlı olduğu evrensel insan hakları standartları bakımından Türkiye’nin nerde olduğu, neyin eksik olduğunun analizi yapılmalı. Bu da toplumsal yapılarla, hak savunucularıyla sivil alan ile kolektif çaba içinde sürdürülmesi gereken bir çalışma.
“Gerçek sorunları görmeyen bir program 2014’te yapılan ve sonuçlarını bilmediğimiz plandan öteye geçmez, sadece ‘bir eylem planı var’ denmesine yarar.
“Şimdiye kadarki tüm çalışmaları, yapılanları kamusal alanda tartışmaya açmaları, sorunlar konusunda hemfikir olunması gerekiyor.
“Eylem programı insan hakları meselesine bütüncül bakmak durumunda. Sadece siyasal veya kişisel haklar değil sosyal ve ekonomik haklar da dahil bütüncül bir yaklaşım gerekiyor.
“Bu plan için bugüne dek birçok toplantı yapıldı, sonuncusu 25 Aralık 2019’daydı. Bu yıl bir toplantı olmadı. Bu toplantılarda ortaya konan sorunların görülmesi gerekiyor.
“BM İnsan Hakları Konferansında 1993’te kabul edilen Viyana Beyannamesi ve Eylem Programı bize bir yol haritası sunuyor. Şu anda ise o yol haritasından son derece uzaktayız. İnsanların haklarını kullanması bakımından eksikliklerin saptanmadığı sürece bir eylem programı başarılı olamaz. Ciddi bir taahhüt gerektiren ve sonuna kadar götürülmesi gereken bir program, o ciddiyet sözkonusu olmadığında kapsayıcı olmanın uzağında kalır.”
Öztürk Türkdoğan: İlk olarak “normalleşme” sağlanmalı
“Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018’de seçilince ilk 100 günde bu planı açıklayacağını vaaddetti. Olmayınca ikinci 100 güne ertelendi. Açıklanmadı.
“İnsan hakları eylem planı için Şubat 2019’da Adalet Bakanlığında bir toplantı yapıldı, bir de katıldık görüşlerimizi bakanlığa sunduk. Aralık 2019’da tekrar toplantıya davet ettiler. İHD olarak toplantıya katıldık, Ocak 2020’de de kapsamlı bir rapor sunduk. Kasım ayındayız hala bir ses çıkmadı. O raporda yazdıklarımız hala güncelken, son infaz kanunu değişikliğiyle durum daha da kötüye götürüldü.
TIKLAYIN - “Yeni İnsan Hakları Eylem Planı” Hakkında İHD’nin Sunduğu Görüşler
“Türkiye’de yeni bir insan hakları eylem planının açıklanması için önce yapısal sorunların kabul edilmesi gerekir. Türkiye tek kişi yönetimine dayalı otoriter bir ülke. Mevcut yönetim ile hangi planı açıklarsanız açıklayın sorunlar devam edecektir. En başta da yargı alanında. Cumhurbaşkanının yargıya etkisi ortada…
“İkincisi, AB müzakereleri durmuş durumda. Bir motivasyon gerekiyor, şu anda bu motivasyon yok.
“Üçüncüsü, Türkiye’de Kürt sorunundan kaynaklı silahlı çatışma devam ediyor. Bu durdurulmadan hangi planı açıklayacaksınız? Çatışma ve savaş güvenlik konseptinin olduğu bir ülkede çatışmalar durdurulmadan sorunlar barışçıl şekilde çözülmeden siyasi irade değişmeden bunu yapamazsınız.
“Dördüncüsü Türkiye’de OHAL yaşadı, OHAL KHK’larını yasalaştıran kanunlar çıkarıldı, OHAL uygulamaları halen devam ediyor, gözaltı süresi 12 gün, valilerin inanılmaz yetkileri var. Bu konuda bir geri adım atılmadan normalleşme sağlanmadan hangi plan açıklanacak? Siyasi mahpuslar bırakılmadan hangi reformdan bahsedeceksiniz. Seçilmiş başkanları iade edilmeden hangi plandan bahsedeceksiniz?
“Bu dört başlıkta yeni bir şey açıklanmadan bir planının sahici olmayacağı kanaatindeyim. Tüm bunlara rağmen eğer yeni planda TMK’daki ifade özgürlüğü kısıtlaması giderilecek, CMK ve TCK’da yeni düzenlemeler yapılacaksa, işkencenin üzerine gidilecekse yine de katkı sunulabilir.”
Erdoğan ne dedi?
“Tüm yaptıklarımıza ilave olarak yeni reformların hazırlıkları içindeyiz. İnsan Hakları Eylem Planı bu hazırlıkların en önemlilerinden biridir.
“Adalet Bakanlığımız kapsamlı istişarelerin ardından yeni dönemin yol haritası olacak İnsan Hakları Eylem Planı'nın ana başlıklarını oluşturdu. Önümüzdeki günlerde ekonomik hayatın tüm paydaşlarıyla da çalışılarak İnsan Hakları Eylem Planı taslağına son hali verilecek.
“Bu çerçevede piyasa aksaklıklarının giderilmesi, rekabetçi piyasa mekanizmasının etkin işleyişinin sağlanması, mülkiyet hakkı ve sözleşme serbestisi gibi konular da ele alınacak.” (AS)