* Fotoğraf: İHD İstanbul Şubesi
İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) hak savunucuları, derneğin kuruluşunun 34. Yılında, bugün İstanbul, Sultanahmet Meydanında basın açıklaması yaptı.
17 Temmuz 1986’da 98 insan hakları savunucusunun imzasıyla kurulan dernek, o tarihten beri Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları sorununun giderilmesine katkı sunmak için mücadele ediyor ve açıklamada, bu mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ettiler.
Bugünkü açıklamada da, bu amacın hayata geçirilmesi için tavsiye ve taleplerini sıraladılar:
Yeni ve demokratik bir Anayasa
* Türkiye’nin demokratikleşebilmesi için gerçek bir çatışma çözümü gerçekleştirmesi ve geçmişi ile yüzleşmesi gerekiyor. Kürt sorununu kabul edip çözecek yeni bir barış sürecine ihtiyaç var.
* Başta Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı talepleri olmak üzere ötekileştirilen tüm toplum kesimlerinin insan hakları taleplerini kabul edecek yeni bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.
* Yeni ve demokratik bir Anayasa yapılmalı.
* İfade özgürlüğü demokrasinin temelidir. Terör tanımının belirsizliğinin giderilmesi, yayın kuruluşları üzerindeki RTÜK baskı ve sansürünün sona erdirilmesi, Kürt ve muhalif basın-yayın kuruluşları üzerindeki yargı baskısının ortadan kaldırılması, sosyal medyayı daha fazla boğma girişimlerinden vazgeçilmesi elzemdir.
Nefret suçları
* Başta toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki ihlaller olmak üzere ayrımcılık türlerinin yol açtığı ihlallerin ve her türlü ayrımcılığa yol açan politikaların, pratiklerin ortadan kaldırılması son derece önemli.
* Ayrımcılığın temelleri arasına etnik köken, cinsel kimlik, her türlü inanç veya inançsızlık eklenerek nefret söylemi yasaklanmalı ve nefret suçları yeniden düzenlenmeli.
Tarafsız ve bağımsız yargı
* Siyasi ve toplumsal muhalefetin en geniş tabanda demokrasi ve insan hakları ilkesinde birleşik mücadele yürütmesi halinde verilecek mücadele ile Türkiye’nin demokratikleşmesi sağlanabilir.
* Kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemi kendisini bağımsız ve tarafsız yargıda gösterir. Yeni ve demokratik anayasa ile kuvvetler birliğine son verilmeden adil yargılama, hukukun üstünlüğü, tarafsız ve bağımsız yargı oluşması mümkün değildir.
Ekonomik ve sosyal haklar
* Otoriterleşme ile birlikte ekonomik ve sosyal haklardaki gerileme artarak devam ediyor. Covid-19 salgını nedeni ile işsizlik ve yoksulluk daha da arttı. Covid-19 salgını göstermiştir ki, bu dönem ekonomik ve sosyal hak mücadelesi artarak devam etmeli.
İşkence ve cezasızlık
* İşkence ve kötü muamele yasağını ihlaller OHAL ilanından sonra arttı, zorla kaybedilme vakaları tekrar yaşanmaya başladı. Cezasızlık politikasına son verilerek etkili, kapsamlı ve bağımsız idari ve adli soruşturmalar yürütülmeli.
* Hapishanelerde siyasi mahpusların infazı tecrit koşullarında yapılarak tüm mahpuslara zorla ayakta sayım, kelepçeli muayene, çıplak arama dayatması, kamera ile yaşam alanlarının izlenmesi, zorunlu sevk ve sürgün, yakınlarından uzakta bir hapishanede tutulma, iletişim ve haberleşme kısıtlamaları ve yasaklamaları, itiraz ve hak arama süreçlerinde işkence ve kötü muamele uygulamalarına varan davranışlar uygulanıyor.
* Ağır hasta mahpuslara yönelik çürütme politikası ölümlere sebep oluyor.
OHAL uygulamaları
* OHAL’in etkilerinin silinmesi için başta ihraçlar olmak üzere tüm haksız ve hukuksuz uygulamaların geri alınmalı, mevzuat gözden geçirilerek normalleşmeye geçilmeli.
* İnsan hakları savunucuları üzerindeki yargı yolu ile baskı politikasına son verilmeli.
* İçişleri bakanlığının dernekler üzerindeki faaliyet denetimine son verilmeli, dernekler kanunu değişikliği ile kişilerin fişlenmesi yönündeki askeri darbe dönemi uygulamalarından vazgeçilmeli. (AS)