Geçici köy koruculuğu sisteminin eleştirildiği Doğubeyazıt'ta çekilen "Qirêj" (Kir) filmi 4 Mart'ta vizyona girdi. Filmde koruculuk sisteminin yarattığı zincirleme sorunlar işleniyor. Filmde devlet tarafından maaşa bağlanan ve eline silah verilen erkeklerin kadınlar üzerinde kurdukları tahakküm sorgulanıyor.
Filmin galası 27 Şubat'ta Diyarbakır'da, İstanbul galası ise 2 Mart'ta Beyoğlu Sineması'nda yapıldı. Filmde Yusuf Çetin'in yanı sıra Zilan Odabaşı, İHD İstanbul eski başkanı avukat Eren Keskin, Meltem Savcı ve Yalçın Dümer de rol alıyor.
"Gerçeğin kamuoyu tarafından bilinmesi için böyle bir işe giriştik" demişsiniz. Filmde izleyicilere ulaştırmak istediğiniz mesaj neydi?
Bu ülkede aslında her şey gözler önünde yaşanıyor. Koruculuk sistemini bilmeyen yoktur. Yarattığınız sistemi denetleyemediğinizde ellerine silah verdiğiniz kişiler başlarına buyruk davranarak halk üzerinde terör estiriyor. Ses çıkaran olmayınca daha da yüz buluyorlar. Bunu anlatmak istedik. İşte Bilge Köyü'nde 44 insanın öldürülmesinin rant kavgasından kaynaklandığını gördük. O ranta dönük insanlığını unutmuş kişilikler 44 cana kıyabildi. Çıkar kavgası içinde uyuşturucu, silah satmak da var, tecavüz de var. Bir insan neden köy korucusu olur? Baskı görmüştür, eline verilen silahla kimlik edineceğini düşünmüştür, para ihtiyacı olmuştur.
Film fikri nasıl oluştu?
Gerçek bir hikaye geçmişti elime, oradan yola çıktım. Ensest ilişkiyle başlayan ancak olayı irdelediğimizde koruculuğa dayanan bir hikaye. Bir köy korucusu yeğenine tecavüz eder. Sonra bu kız hamile kalır. Kimseye söyleyemez. Aile içinde öldürülmesi için karar alınır.
Bu olayda köy koruculuğunu nereye oturtuyoruz?
Olayın bir korucu ailesinde geçmiş olması önemli. Neden? İnsan bir kere kirlenmeye görsün.. Bir kez kirlenmeye başladı mı o kirliliği bertaraf edemiyor. Hani bir insan bataktan kurtulmaya çalıştıkça batar ya, buna benziyor. Belli bir güç haline gelmişse her şey kendisine aittir gibi düşünüyor. Koruculuk da insanlarda böyle bir psikoloji yaratıyor. Yasakların içinde yetişmişse hele bu gücü hediye gibi görmeye başlıyor.
Rolünüze hazırlanmak için korucularla sohbetleriniz oldu mu?
Hayır, tersine elimizden geldiğince uzak durmaya çalıştık! Çünkü çekimlerimiz engellenebilirdi.
Çekimlerin olduğu yerlerde korucular yok muydu?
Bazı yerlerde vardı ama biz olmadıkları yerlerde çekim yaptık. Filmin konusunu duyurmadık zaten. Ne yaptığımızı gizli tuttuk. Kaygılarımız oldu nihayetinde.
Tehdit aldınız mı?
Film vizyona girdikten sonra göreceğiz. Olur diye düşünüyorum.
Van Valiliği geçtiğimiz hafta 300 geçici köy korucusu atanacağını duyurdu. Öte yandan gene Van'da köy korucuları bir dernek kurdu. Koruculuk sisteminin tasfiyesini konuşmamız gerekirken bu haberleri nasıl yorumluyorsunuz?
Koruculuk sisteminin ortadan kaldırılmasını öteden beri istiyoruz. Bir sistemin bu ülke için utanç kaynağı olduğunu görüp ona dur demiyorsanız orada sıkıntı var. Halen silahlarla bir şeylerin çözüleceğini inatla diretmek bu halka acı verir. İnsanlar yıllardır perişan oluyor.
Mazlumu mazluma kırdırıyorlar bir nevi.
Tabii insanları birbirine kırdırıp aradan sıyrılıyorlar. Kendi insanına silah verip vatandaşları birbirine boğazlatmak hangi devlete yakışır?
Filmi Başbakan izlese koruculuk sisteminden vazgeçmeyi düşünür mü?
Onlar gerçekleri zaten biliyorlar. Amacımız insanların kafasına soru işareti yerleştirmek. Düşünülmeli, tartışılmalı ve ortadan kaldırılmalı. Ama ne kadar katkı sunacağını göreceğiz.
70 bin korucu var şu an. Aileleriyle birlikte sayı kaçlara çıkar. Bu insanları da nasıl doyuracağınızı düşünmek zorundasınız. Artık bu sisteme ihtiyaç kalmadı. Çalışan insanın ödediği vergiyle silah alıp koruculara veriyorsunuz. Yazıktır.
Çekimler sırasında jandarma ya da polisle başınız belaya girdi mi?
Kimseden bir şey görmedik. Bak biz orada cenaze taşıdık mesela kadınların omzunda. Sarı kırmızı yeşil bayrak altında. Buna rağmen polis hep uzaktan takip etti, gelmediler yanımıza. Biz de şaşırmıştık. Yüzlerce kadını yerel kıyafetleriyle şehrin en işlek caddesinden sloganlar eşliğinde mezarlığa kadar yürüttüğümüz bir sahneydi.
Doğubeyazıt halkından nasıl tepkiler aldınız?
Çok yardımcı oldular. Bir kişiye ihtiyacımız olduğu zaman 10 kişi birden fırlayıp geldi. Çok teşekkür ediyorum hepsine. Herkes yürekten inanarak çalıştı.
Filmde koruculuğun yanı sıra kadın cinayetlerine de dikkat çekiyorsunuz.
Bu ülkede o ya da bu sebepten her gün 3 kadın öldürülüyor. Kadınlar haklarını talep ediyor artık, eskisi gibi değil. Kürt kadınları bu konuda gerçekten belli bir bilince sahip. Türkiye'deki kadınlara örnek olabilecek bir çalışma içindeler. Film için "Demokratik Özgür Kadın Hareketi"nden destek aldık. Kadın dernekleri de yardımlarını eksik etmedi.
Feminist misiniz?
Sayılırım.