Kocaeli Üniversitesi, Gündem Çocuk Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen ve üç gün sürecek olan 'Türkiye'de Çocuğun Refahı ve Korunması' sempozyumu Kocaeli Üniversitesi'ndeki Baki Komşuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde başladı.
İlk etkinliği "Ülke Örnekleriyle Çocuk Koruma Sistemleri" konferansında Başkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Işıl Bulut'un moderatörlüğünde İngiltere Keele Üniversitesi'nden Prof. Dr. Steven Shardlow ile Hollanda Zuyd Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nden Dr. Guido Van De Luitgaarden ülkelerindeki durumu konuştular.
İngiltere: Prosedürler çocuğu koruyamıyor
Prof. Dr. Shardlow ''Çocukları, aileyi, devleti korumak'' başlıklı konuşmasında değişen değerler ve yaklaşımlar üzerinde durdu, eskiden çocuğun sokakta oynaması çok doğalken, bugün sokağın çocuk için ''tehdit'' olarak algılanmasını örnekledi.
Böylece ''Sokakta oynayan çocuk yabancılar tarafından kaçırılabilir” gibi tehdit algılamaları çocukları daha fazla eve kapatıyor.
''Ancak,'' diyor Prof. Dr. Shardlow ''araştırmalara göre çocuklara zarar yabancılardan değil, aileden geliyor''.
''İngiltere’de 2008’de anababanın çocuklarını öldürmesi olayında aileye dair birçok rapor hazırlandığı halde çocuğun korunması için tedbir alınmadığı görüldü. Dolayısıyla bu prosedürler çocuğu yeterince koruyamıyor.'
“Prosedürlere bakmamalı, ekip halinde koordineli çalışan, hayal gücüyle çalışan sosyal çalışmacılara ihtiyaç var.”
Shardlow bir dinleyicinin Türkiye’de sosyal çalışmacı olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda bulunanların sosyal hizmet uzmanı olmadığını belirtmesi üzerine İngiltere'deki uygulamayı aktardı.
''İngiltere’de artık profesyonel yöneticilerle çalışılıyor, yöneticilerin alanın uzmanı olup olmaması tartışılıyor. Hükümetin atadığı 'baş hizmet uzmanı' da danışmanlık yapıyor.
Hollanda: Aileyle işbirliği değerli
Dr. Van De Luitgaarden de “Ailelere yardım ederek çocuk koruma” başlıklı konuşmasında Hollanda’da çocuğun korunmasında aile ve kurum ilişkisini aktardı, Birleşmiş Milletler'e göre 2012'de en mutlu çocukların Hollanda'da yaşadığını söyledi.
''Hollanda’da çocukların yüzde 85’i görece olarak sorunsuz yaşıyor. Kalan çocukların yüzde 12’si muğlak bir tanım olmakla birlikte ‘sorunlu’, yüzde 3’ü ise istismara uğruyor.İlk akla geldiği gibi cinsel istismar anlaşılmamalı, çocuğu okula göndermemek de bir istismar mesela…”
Van De Luitgaarden sosyal çalışmacıların aileyle ilişkisini önemli buluyor, soruna ebeveynin iyiliği, kötülüğü üzerinden değil, çocuğun refahı açısından bakılması gerektiğini düşünüyor.
“Çocuğun korunmasında aileyle işbirliği çok değerli. Aile işbirliğini reddederse, ‘tavsiye ve yönlendirme birimi’, 'Çocuk Koruma Kurulu'' gibi yapılar devreye giriyor. Sosyal çalışmacılar aileyle işbirliği kuramazsa ya aile gözetime alınabilir, ya da çocuk başka yere yerleştirilebilir.”
''Medyanın da haberlerden “sadist bir resim” ortaya koymaması gerekiyor.'' (YY)
* Ayrıntılı program için tıklayın.