Spinoza diyor ki "Umut olmadan kaygı, kaygı olmadan da umut olmaz..."
Bize kötü gibi görünen dünya hakkında Deleuze, Cinema 2: The Time image, 2009:166 şunları kelimelere işliyor;
“ ...Artık bu dünyaya inanmıyoruz. Başımıza gelen aşk ve ölüm gibi olaylara bile inanmıyoruz, sanki bizi biraz ilgilendiriyorlar.. Sinemayı yapan biz değiliz, bize kötü bir film gibi görünen dünyadır. .. Dünyaya olan inancımızı yenilemek işte modern sinemanın gücü budur.. Bu dünyaya inanmak için nedenlere ihtiyacımız var...”
Herkes bir umut, yeni bir yol, yeni bir arayış daha iyi bir hayat daha iyi bir gelecek için düşüyor, göç yollarına.. Peki bu yeni hayatta nelerle karşılaşıyorlar, kaygılı ama umutlu.. Spinoza’nın dediği gibi umudu besleyen kaygı..
Bugünkü hikayenin kahramanı Mert Alparslan, 27 yaşında. Pandemi sonrası hayat planını İngiltere üzerine kurgulayarak Londra’ya geliyor.
“Herkes doğduğu yere ait İtalyan’da arada kalıyor; bende”
Kendisine soruyorum, Mert Alparslan kimdir?
27 yaşında Ankara doğumluyum Türkiye’de turizm sektöründe iş yerim vardı pandemi sonrası Londra’da lojistik üzerine yine kendi işimi yapıyorum.
“Pandemi sonrası Türkiye şartlarında artık bir işim yoktu”
Ne zaman geldin? Bu hikaye nasıl ve neden başladı?
2020’nin Aralık ayında geldim. 2020 de pandemi başlamadan önce gelmeye karar vermiştim, pandemiden sonra isteğim arttı. Türkiye şartlarında artık bir işim yoktu. İngiltere’ye gidersem burada da sıfırdan başlayacağımı bildiğim için yeni sayfamı Birleşik Krallık’ta açmaya karar verdim.
O günden bugüne hayatında neler değişti? Neleri fark ettin? Burası sana ne öğretti?
Öncelikle ben değiştim. Fikirlerim, duygularım, düşüncelerim beynimin içinde ters takla attı ve yerine oturmaya çalışıyorlar hala değişiyorum. Buraya çok uygun bir yaşam biçimim olduğunu gördüm. Ne kadar cesur olduğumu fark ettim. Vucüdumu beynimi düşüncelerimi kendimi öğrenmemi sağladı ve sağlıyor.
Dönmek senin için ne ifade ediyor?
Hızlı fikir değiştirmek gibi bir sonuca ulaşmadan yarı yolda bırakmak; ama zirvede bırakmayı iyi bilmek gerekir.
“Ekonomik her şeye şaşırdım”
En şaşırdığın olaylar?
Tekli su ve bira satılmıyor. Çünkü maddi olarak bir değeri yok 6 tanesi bir araya gelince para ediyor. Yani ekonomik her şeye şaşırdım.
Peki özlemi nasıl tanımlayabilirsin?
Arada bir bastıran en yoğun duygu. Özlemle birlikte alışkanlık geliyor bence vucüdun her akşam arkadaşlarınla buluşmaya hazır ama etrafında böyle bir ortam olmadığının farkında değil ama düşüncelerde bunu biliyosun.
Arada kalmak sana ne ifade ediyor?
Herkes doğduğu yere ait İtalyanda arada kalıyor bende kalıyorum; çünkü 25 yıl boyunca gördüklerimle burada gördüklerim farklı şeyler.
Türkiye’ye gittiğinde ne hissediyorsun özellikle ilk gidişindeki his neydi, peki buraya ilk geldiğindeki his?
Ünlülük hissi. Yani ünlü olmadığım için bilmiyorum ama sanırım böyle bir şey herkes seni görmek istiyor ve paran var bence ünlülüğün karşılığı bu.
Gitmek mi? Kalmak mı?
Sabretmek; gitmeninde kalmanında zamanı var.
Burada kendini 2. sınıf vatandaş olarak hissettiğin oldu mu?
Hissetmeme gerek yok kimse söylemese bile ben kendi içimden buralı olmadığımı burda doğmadığımı biliyorum ama zaman geçtikçe buralı olduğumu hissetmiyorum. İnsanlar bazen hissettirmiş olabilir ama çok gelip geçici durumlar.
Türkçe konuşma, yeme-içme ihtiyacı duyuyor musun?
Evet, Türkçe konuşma ihtiyacı çok oluyor her ne kadar dili bilsen de bir yerde tıkanıyor düşüncelerin. Türkçe’de denizde sörf yapar gibiyim İngilizcede kolluklarda havuza girmişim gibi bir his var.
Türkiye’ye olan bakış açın değişti mi? Ne gibi farklılıklar görüyorsun?
Evet değişti tabi önceden içinde yaşıyordum şimdi dışarıdan bakıyorum o yüzden daha objektif oldum. Sandığımız gibi bir yer değilmiş Türkiye daha güzel ama daha önemsiz en büyük fark bu içeriden çok daha önemli gibi geliyor. Türkiye’yi yurtdışında yaşamış biri yönetebilir daha farklı bir bakış açısı sağlayacaktır belki de eksiklik bu.
Kendini buraya ait hissediyor musun?
Yavaş yavaş evet ama bunun için hatrı sayılır bir süre geçmesi gerekiyor.
“Sen aynısın etrafındakiler değişiyor”
Göç sence ne demek? ve Göç-menlik ?
Taşınma aslında ama bunu sadece büyük çaplı yapıyorsun sen aynısın etrafındakiler değişiyor sende buna uyum sağlamakla kendin olmak arasında kaldığın nokta göçmenlik.
Yabancı arkadaşların ve Türkiyeli arkadaşlarınla geçirdiğin vakitlerde farklılıklar var mı ya da aynılıklar?
Tabi ki en basitinden benim içten söylediğim bir şarkının en can alıcı yerini anlamadığı zaman aramıza ufak bir sınır girmiş oluyor ama onlarla da farklı bilgi tecrübe devreye giriyor hatta bence bunlar daha güzel geliyor.
Aynı olan şeyde kesinlikle insan oluşumuz ve bunun sonunda erkek ilişkileri dünyanın neresine gitsen kesinlikle aynı kadınlar içinde aynı olduğunu düşünüyorum.
Buradaki yaşam koşullarını nasıl görüyorsun?
1. Sınıf ve kaliteli en kötü koşullarda bile belli bir hayat standartın var bu güzel.
“Ben değiştim bu da her şey demek oluyor”
Buraya geldiğin için hayatında neler değişti?
Ben değiştim bu da her şey demek oluyor hayata baktığım açılar değişti yeni açılar eklendi bazıları unutuldu çok şey değişti. Bir yandanda çocukluğumu yaşıyorum burada eski Türkiye var aslında benim için.
Neler bilmiyordun, neler öğrendin?
Herkese bildiği konu üzerinden her şeyi çekinmeden sorabileceğimi öğrendim
Burada gördüğün Türkiye algısı nasıl?
Diğer ülkelerden iyi durumda olduğumuzu net bir şekilde söyleyebilirim ama insanlar genelde nötrler yani biliyor Türkiye’yi ama bir fikri yok herkesin her ülkeyle ilgili doğal olarak olmadığı gibi. Ama bilende çok gelende çok o yüzden rahatım bu konuda
Ruhun ve kalbinde burada mı? Ne düşünüyorsun bu konuda?
Ruhum ve ben kesinlikle burada ama kalbim Türkiye’de.
“Her şeye rağmen mutlu olabileceğin bir hayat var burada”
Deneyimlerinden eklemek istediklerin?
Her şeye rağmen mutlu olabileceğin bir hayat var burada ve her zaman var ben bugün buradayım burada hayat akıp gidiyor ben yarın giderim kalırım bu hayat burada yine böyle devam eder gider benlik pek bir şey yok aslında :)
TIKLAYIN - "Dönülecek yolları çoktan geçtik, hayat hep ileriye doğru"
(RYÇ/EMK)