Engin Gökoğlu (solda) ve ölüm orucundaki Gökhan Yıldırım, Tekirdağ Cezaevinde aynı hücrede kalıyor.
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, ÇHD davasından hükümlü bulunan avukat Engin Gökoğlu’nun kendi yazdığı mektubun daktilo edilmiş halinin kendisine gönderilmesi engellendi.
Cezaevi Disiplin Kurulu’nun sansürlediği satırlar arasında, “Öncelikle selamlarımızı iletiyoruz…” ile başlayan cümle de var. Engin Gökoğlu, daktilo edilmiş mektupları gazetecilere göndererek hak ihlallerine dikkat çekmek istiyordu.
Disiplin Kurulu’nun sansür kararı, Tekirdağ 1. İnfaz Hakimliğince bozuldu.
Hakimliğin kararında, “Cezaevi Disiplin Kurulu’nun yeterli ve tam bir gerekçe olmadan mektupların karalanmasına karar vermesi doğru görülmemiştir” dendi.
TIKLAYIN - Hakimlik: Polislere “işkence yapıyorlar” demek Anayasal hak
“Durumu gazetecilere bildirmek istemişti”
Tekirdağ 1. İnfaz Hakimliği, aksi yöndeki savcılık mütalaasına rağmen, Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığının 2022/205 karar sayılı Sakıncalı Mektup Değerlendirme Kararının iptaline hükmetti.
Sansürü iptal eden Hakimlik, gazetecilerin “terör örgütü üyesi” nitelendirilemeyeceğini, bu sebeple sansür kararındaki “örgüt içi haberleşme” iddiasının gerçekçi olmadığını yazdı:
“Başvurucu [Engin Gökoğlu] mektupta, infaz kurumunda aynı odada birlikte kaldıkları hükümlü Gökhan Yıldırım’ın (özetle) ölüm orucunda olduğunu, bu eyleminin sebeplerini, başka cezaevinde de aynı eylemde bulunan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın hayatlarının tehlikede olduğunu, çözüm amacıyla taleplerinin ve durumlarının Bakanlığa anlatılmasını istemiştir.
“Başvurucunun, birlikte kaldığı ve ölüm orucu tabir ettiği eylemi nedeniyle hayati tehlikesi olan oda arkadaşının durumuna insani olarak kayıtsız kalamadığı için konuyu bir gazeteciye bildirmek istemiştir. Mektubun gönderileceği gazetecinin kim olduğunun bilinmemesi ve gazetecinin terör örgütü üyesi olarak nitelendirilemeyeceği nazara alındığında örgüt üyeleri arasında bir haberleşmeden de bahsedilemez.
“Mektubun hiçbir yerinde somut olarak terör örgütü ismi geçmemesi, örgüt propagandası niteliğinde de bir cümleye rastlanmaması ve yukarıda belirtilen diğer nedenler birlikte düşünülerek başvurucunun şikayetinin kabulüne karar vermek gerekmiş…”
Neden mektubun bilgisayarda yazılmasını istedi?
Avukat Engin Gökoğlu neden kendi yazdığı mektubun, bilgisayarda tekrar yazılmasını istedi?
Çünkü cezaevinde yazı yazmak için bilgisayar kullanamıyorlar, tüm yazılar elle yazılıyor.
Engin Gökoğlu da gazetecilere Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın durumuyla ilgili mektuplar göndermek istedi ancak aynı mektubu tekrar tekrar elle yazmak gibi yorucu ve vakit alan bir işe girişmektense mektubu kardeşine gönderdi ve daktilo edip birden fazla çıktısını alarak kendisine göndermesini istedi.
Burada, Cezaevi Disiplin Kurulu devreye girdi. Hapishaneden çıkarken de aynı kurulun incelediği ve sakıncalı bulmadığı mektuptaki satırlar, tekrar cezaevine gönderildiğinde “sakıncalı” bulundu.
Kardeşi Hüseyin Gökoğlu’nun daktilo ederek 3 nüsha halinde gönderdiği mektuptaki birçok ifade karalanarak Engin Gökoğlu’na verildi.
Gökoğlu sansür kararına itirazını İnfaz Hakimliğine taşıdı. Hakimlik de verdiği kararla, mektuba Disiplin Kurulunca uygulanan sansürü kaldırdı ve satırların karalanmamış haliyle kuruma gönderilmesine hükmetti.
AYM: İhlalleri yazmak, gazetecilik faaliyeti
Tekirdağ 1. İnfaz Hakimliğinin 1 Haziran 2022 tarihli kararında, Anayasa Mahkemesi’nin haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği yönündeki kararına da atıf yapıldı:
“Anayasa Mahkemesi 2013/3827 Başvuru Numaralı emsal bir kararında; “Disiplin Kurulu kararı, hükümlülerin cezaevinde yaşadığı sorunları dış dünya ile paylaşılmasının kısıtlanmak istendiği, hükümlülerin hukuka aykırı gördüğü işlemleri sadece İnfaz Hakimliklerine iletebileceği şeklinde bir izlenim oluşturmaktadır. Gazetecilerin yargısal bir karar alma imkanı olmasa da yaşanılan sorunları medya vasıtasıyla kamuoyuna taşıyarak cezaevlerinde yaşanılan sıkıntılara ilişkin olarak yetkili makamlar nezdinde bir hassasiyet oluşmasına imkan sağlayabileceği hususu göz ardı edilmemeli ve bu şekilde insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesinde gazetecilik faaliyetlerinin bir etken olabileceği düşünülmelidir.”
Avukat Engin Gökoğlu'nun bianet'teki yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
(AS)