* Fotoğraf: Diyarbakır Barosu
“Türkiye hapishanelerinde, ölümler, sevk ve sürgünler, işkence ve kötü muamele, tecrit ve izolâsyon, ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi, disiplin soruşturmaları, hasta mahpusların hapishanede tutulması gibi çok sayıda hak ihlali yaşanıyor.”
Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Cezaevleri İzleme Komisyonu, 2021 yılı içerisinde hapishanelerde gerçekleşen hak ihlallerine dair raporunu bugün açıkladı.
Rapora dair basın açıklaması yapan avukatlar, hapishanelerdeki kapasite sorununun yalnızca yeni hapishaneler inşa edilerek çözüldüğünü ve hapsetmenin dışında farklı öneriler sunulmadığını ifade etti.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 30 Kasım 2021 tarihli tablosuna göre cezaevlerinde 246 bin 585 erkek, 9 bin 780 kadın, 585 çocuk toplam 256 bin 950 hükümlü; 35 bin 602 erkek, 1810 kadın, 1392 çocuk olmak üzere toplam 38 bin 804 tutuklu mahpus bulunuyor. Toplam 295 bin 754 kişi hapishanelerde tutuluyor.
Raporda ihlaller, Sağlık Hakkına Erişimin Engellenmesi ilişkin ihlaller, Savunma Hakkının Engellenmesine ilişkin ihlaller, Cezaevlerinin Fiziki Şartlarından ve Cezaevi İdaresinden Kaynaklanan İhlaller, Dilekçe, İletişim ve Haberleşme Hakkına İlişkin İhlaller, Kötü Muamele, İşkence ve Diğer Konulara İlişkin İhlaller, Mahpus Yakınlarının Yaşadığı İhlaller, Çocuk Mahpusların ve Kadın Mahpusların Yaşadığı Hak İhlalleri başlıkları altında incelendi.
“Hasta mahpuslar için düzenleme yapılmalı”
Basın açıklamasında, ihlallerin ortadan kaldırılmasına yönelik şu öneriler paylaşıldı:
“Her geçen gün Türkiye hapishanelerinde hasta mahpus sayısı artmakta ve hasta mahpusların sağlık durumu ağırlaşmaktadır. Durumu ağırlaşan hasta mahpuslardan hayatlarını kaybedenlerin haberlerini almaktayız.
“Uluslararası standartlar, sözleşmeler ve protokoller gereği sağlık hizmeti sunumunun toplumun her kesimine olduğu gibi özgürlüğü kısıtlanmış bireylerde eşit bir şekilde uygulanması için etkili, yeterli ve kapsamlı çalışmalar ve düzenlemeler yapılmalıdır.
“Bu amaçla “sağlık hizmetlerinin eşit, nitelikli ve herkesin ulaşabileceği bir şekilde sunumunu” sağlaması ödevi çerçevesinde cezaevindeki sağlık hizmetleri de genel toplumsal sağlık sistemiyle yakın ilişki içinde, ulusal sağlık sistemiyle entegre ve uyum içinde örgütlenmesine ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır.
“Mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde uygun koşullarda yapılması sağlanmalı; tedavisi yapılmayan hasta mahpusların hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalıdır.
“Hasta mahpuslarla ilgili acil durumlarda sağlık hizmeti derhal ve gecikmeksizin gerekli tedbirlerle yerine getirilmelidir. Acil durumlarda tedavi hizmetleri, kişinin onurunu zedelemeyecek şekilde sağlanmalıdır.
“Kronik, ağır, terminal dönem hasta mahpuslar için erken tanı, tedavi süreçlerinin sürekliliği, düzenli olarak izlenme vs yönden gerekli sağlık tedbir ve olanak sağlanmalıdır.
“Mahpusların tedavi ve kalan yaşam süreçlerinin hastanelerin mahkûm koğuşlarında geçirilmemesi ve yakınlarıyla son dönem temasların sınırlandırılmaması için gerekli düzenlemeler ve tedbirler ivedilikle ele alınmalıdır.
“Hasta mahpuslar yönünden infazı ertelenmesi koşulu sadece ‘Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen’ cümlesi olmalıdır.
“Hasta mahpuslarla ilgili polis- jandarma -cezaevi değerlendirilmesine başvurma uygulanmasından vazgeçilmelidir.
“Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.”
Özel ihtiyaçları olan mahpuslar
“Kadın mahpuslar, çocuk mahpuslar, hasta mahpuslar, LGBTİ+ mahpuslar, engelli mahpuslar, yaşlı mahpuslar gibi özel ihtiyaçları bulunan mahpuslara infaz kurumlarında uygun koşullar ve özel bakım standartları sağlanmalıdır.
“Dezavantajlı grupların başında gelen çocuk mahpuslar da ivedilikle ele alınmalı ve çocuk cezaevleri kapatılarak çocukların yüksek yararını gözetir şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
“Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan çocukların ihtiyaçları ve ruhsal iyilik halleri gözetilerek gerekli önlemlerin alınması ve çocuğun dış ortam bağının (kreş̧ vb. sosyal ortamlar) engelsiz ve koşulsuz olarak sosyal devlet ilkesi gereği sağlanması gerekir.”
İşkence ve kötü muamele
“Cezaevlerinde kötü muamele, işkence yasağına ve yaşam hakkı ihlallerine yönelik iddialara karşı adli ve idari pasiflikten vazgeçilmeli, şeffaf ve etkin soruşturmalar yürütülmelidir.
“Mahpusların ailelerinden kilometrelerce uzak hapishanelerde tutulması hem kendilerine yönelik hem de ailelerine yönelik bir dizi hak ihlalini beraberinde getirmektedir. AİHM’nin yakın zamanda bu uygulamayı sözleşmeye aykırı bulan kararına rağmen devam eden bu uygulamaya derhal son verilmelidir.
“Anadilinde savunma hakkının etkin şekilde kullandırılması sağlanmalıdır.
“Hapishanelerde denetimin ve şeffaflığın önemli ve en etkili unsuru olan baroların ve sivil toplum örgütlerinin hapishaneleri etkin bir şekilde ziyaretlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, avukat mahpus görüşmelerindeki ihlaller giderilmelidir.”
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
(AS)