* Fotoğraf: Marko Lovric / Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnfaz düzenlenesinde “terör suçu” diye adlandırılan siyasi suçların kapsam dışı bırakılması hak savunucuları ve hukukçularca eleştiriliyor.
Avukat Ergin Cinmen bianet’e yaptığı açıklamaya, yasa teklifini bu yönüyle “hukuka ve insan haklarına aykırı” olarak değerlendirirken, avukat Ömer Kavili de teklifi hazırlayanların “kanun önünde eşitlik ilkesini unuttuğunu” söyledi.
TIKLAYIN - İnfaz Düzenlemesi Ne Getiriyor?
“Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 70 maddeden oluşuyor ve 11 farklı kanunda değişiklik öngörüyor. Cinsel suçlar, uyuşturucu suçları, kasten öldürme suçları, kadına karşı şiddet ve “terör suçları” yasa teklifinin kapsamı dışında bırakıldı.
TIKLAYIN - İnfaz Düzenlemesinde “Salgın” Kanunları
“Düzenleme eşitsizlik doğuruyor”
Avukat Ergin Cinmen, cezaevlerinin halihazırda suç üreten konumlar olduğunu, doluluk kapasitesinin yüzde 20 üzerinde olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:
“İnfazın amacı suç işlemiş olanların cezaevinde geçirdikleri sürede topluma dönüşünün hazırlanmasıdır ama Türkiye’de bu felsefe hiç bu şekilde uygulanmadı. Daha önceki düzenlemeler de hapishaneleri boşaltıp yeni suçlulara yer açmak üzerine kuruluydu.”
Cinmen, siyasi suçların kapsam dışı bırakılmasını da şöyle değerlendirdi:
“‘Terör suçu’ diye adlandırılıyor… Zaten sorun, Ahmet Altan, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Güneydoğu’daki belediye başkanlarının hala hapiste olmasından başlıyor. Dosyalarına baktığınızda suç yoktur. Örneğin, Ahmet Altan üç yazısı nedeniyle üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandı, tek ağırlaştırılmış müebbete indirildi, Yargıtay ortalama bir yol bulup ‘örgüte yardım’ suçundan karar verdi. Osman Kavala Gezi olaylarıyla suçlanıp üç yıl hapiste kaldı, ardından başka suçlarla yine hapiste… Demirtaş, diğer siyasetçiler de öyle… Şimdi infaz düzenlemesiyle, iktidarın ortağı MHP’nin yakın dostu da olan bazı organize suç örgütü liderlerini dışarı çıkaracaklar ama bu insanlar yine hapiste kalacak.”
Ergin Cinmen bu uygulamayı hukuka ve insan hakları aykırı olarak değerlendirdi ve “Bu yasa devletin sefaletinin bir göstergesi” dedi.
“İktidarı eleştirenlere indirim uygulanmayacak”
Avukat Ömer Kavili de yasa teklifinin, hukuk kurallarının en olmayacak şekilde etrafından dolanarak bir yasa hazırlandığını, bu şekilde organize suç hükümlülerinin serbest kalacağını belirtti:
“Ancak iktidarın olanaklarını kullananların keyfi kaçmasın diye, iktidarı eleştirenlere, karşı çıkanlara, onlardan yana olmayanlara indirim uygulanmayacak. Virüs herkesi eşitledi ama kanun yapıcılar kanun önünde eşitlik kavramını unutmuş görünüyor.”
Kavili ayrıca, teklifin yargılama usul kurallarına da aykırı olduğunu ifade etti:
“Bu bir af yasası değil, cezanın infaz kurumundaki süresini azaltmayı öngörüyor. Bu da ceza yargılama sisteminin iflas bayrağıdır. Bir kanun yapılıyor, yaptırım belirleniyor. Hakim de buna göre karar veriyor ancak sonra dönüp ‘Bu kadar kalmalarına gerek yok’ denilerek mahkumlar dışarı çıkarılıyor.”
Eşitsizliğe karşı ne yapılabilir?
Eski AİHM yargıcı, hukukçu ve siyasetçi Rıza Türmen de T24’teki “Koronavirüs günlerinde yasa yapmak” başlıklı yazısında teklifin eşitsizliğine karşı başvurulabilecek hukuk yollarını anlattı:
“İnfaz yasası bu konu düzeltilmeden yürürlüğe girerse, iki hukuk yoluna başvurulabilir. Bunlardan birincisi, 10. Madde'deki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu öne sürerek iptal davası açmak. İptal davası açma hakkı ana muhalefet partisi meclis grubu ile TBMM’nin en az beşte biri tutarındaki milletvekillerine ait. Cumhurbaşkanı’nın da iptal davası açma yetkisi var ama Cumhurbaşkanı’nın yasayı hazırlayan siyasal partinin başkanı olduğu düşünülürse, bunun olası olmadığı ortaya çıkar.
“İkinci bir yol, önce Anayasa Mahkemesi’ne, bundan sonuç alınamazsa AİHM’e bireysel başvuru yapmak. Ayrımcılığa karşı korunmak bir temel insan hakkı. O nedenle bireysel başvuru konusu olabilir. Bireysel başvuru hakkını sadece yasadan zarar gören, yeni yasa kapsamı dışında bırakılan hükümlü ve tutuklular kullanabilir.” (AS)