Elekdağ, üsteki nükleer bombaların Türkiye'nin Ortadoğu politikasını "sıfıra indirdiğini" belirtti. Konunun "partiler üstü" bir niteliğe sahip olduğunu vurgulayan Elekdağ, Türkiye'nin bu silahları göndererek "Ortadoğu'nun nükleerden arındırılmış bölge olması" tasarısını uluslararası hukuk ve siyaset alanına taşıması gerektiğini söyledi.
Mater: Anlaşma Pentagon'la Genelkurmay arasında, Meclis'e gelebileceğini sanmıyorum
İncirlik Üssü'nün kapatılması ve Bakanlar Kurulu'nun üssün kullanımıyla ilgili çıkarttığı gizli kararnamenin açıklanması için uzun bir süredir mücadele eden Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu'nun (Küresel BAK) sözcüsü Tayfun Mater de "Elekdağ iyi bir şey yapıyor. Ama bu anlaşmalar aslında Genelkurmay'la Pentagon arasında. Açık olarak Meclis'e gelebileceğini sanmıyorum" diyor.
Fakat Mater, İncirlik Üssü'yle ilgili gizli kararnamenin açıklanması için ellerinden geleni yapmayı sürdüreceklerinin altını çiziyor.
bianet'in görüşüne başvurduğu Doç. Dr. Haluk Gerger de, Türkiye'de nükleer silahların varlığının 50'li yıllardan beri bilindiğini, ama "Türkiye'de Genelkurmay'ın siyaseti belirleyen durumu değişmediği sürece, nükleer bombaların da CIA'in işkence uçaklarının da olacağını söyledi.
İncirlik'teki bombalar bir yıldır biliniyor, politikacıların gündemine yeni geldi
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, 9 Aralık 2004'te Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün yanıtlaması istemiyle İncirlik'te nükleer ve kimyasal silahların varlığına dair bir soru önergesi vermişti.
Gönül'ün 13 Ocak 2005 tarihli yanıtıysa kısaydı: "Cevaplar gizlilik dereceli bilgileri içermektedir. Bu nedenle cevaplandırılmamıştır."
İncirlik'te 90, Avrupa'da da 480 nükleer silah olduğunu, ABD'deki Ulusal Kaynaklar Savunma Konseyi (National Resources Defense Council-NRDC) adlı örgüt, 9 Şubat 2005 tarihli raporunda açıklamıştı.
bianet, bu raporla ilgili haberi 10 Şubat 2005'te yayınlamıştı.
Ancak, bu bilgiler medyanın ve politikacıların gündemine, Greenpeace Uluslararası Genel Direktörü Dr. Gerd Leipold'un 17 Mayıs'taki basın açıklamasının ardından gelebildi.
Elekdağ: Güvenlik için ne gerekirse yapılsın, ama nükleer silahlar gerekli değil
Aralarında Küresl BAK, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Greenpeace'in de olduğu birçok sivil toplum örgütü, İncirlik'teki nükleer bombalar ve gizli İncirlik kararnamesi için birçok eylem yaptı; hukuki yollara başvurdu.
Elekdağ, bu konuda sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edip etmeyeceğine dair sorumuzuysa, "Düşünmem gerek. Onların gündemleri nedir bilmiyorum; öğrenmem gerek. Ben gerekli savunma önlemlerinin alınmasına karşı değilim. Ne lazımsa yapılmalı. Ama nükleer bombalarla ilgili herhangi bir savunma gerekçesi olmadığını düşünüyorum" diye yanıtladı.
"Gerekçe varsa bilelim, yoksa gönderelim"
Elekdağ, Türkiye'nin tehdit altında olmadığını belirttikten sonra, "ABD kontrolündeki bu silahların gereği yok. Gerekçesi varsa bilelim, yoksa ülkeden çıkaralım" dedi.
"1991'de ABD Başkanı Baba Bush, tarihi bir açıklama yaptı. 'Böyle bir tehdit kalmadı; Avrupa'da bütün karadaki taktik nükleer silahlarımızı çekiyoruz' dedi. 'Havadan atılan bombalar bir süre kalsın, tasfiye edeceğiz' dediler. Ama unutuldu gitti. Bu silahların olduğu şimdi tam anlamıyla ortaya çıktı. Daha önce kanıtlama imkanı yoktu. Resmi makamlar ne evet, ne hayır, diyordu."
Nükleer bombalarla ilgili bir gerekçenin ne askerler ne de siviller tarafından savunulabileceğini söyleyen Elekdağ, bombaların Türkiye'nin siyasi itibarına da darbe vurduğu inancında.
"Ortadoğu ülkeleri bu silahların varlığından tedirgin. ABD'nin yeni stratejisi önalma stratejisi. Yani öngördüğü tehdidi beklemeden kaynağında vurmak. Bu da Irak'ta olduğu gibi felaketlere yol açıyor.
"İran'ın nükleer silahlanmasını istemiyoruz. Bu konunun ABD, İsrail ve İran gibi üç aktörü var. Bu gerilimi halletmeninse tek çıkar yolu var."
"Ortadoğu nükleersiz bölge olmalı"
"Ortadoğu nükleer silahlardan arındırılmış bölge olmalı. Türkiye de bu tasarıya can vermeli" diyen Elekdağ ekledi:
"Ama gerekçesiz nükleer silahlarla buna destek veremez. İslam Konferansı Örgütü sekreterliğine sahip Türkiye böyle bir projeye Birleşmiş Milletler düzeyinde hukuki olarak sahip çıkabilir. Zor, ama tek çıkar yol budur."
Elekdağ, Birleşmiş Milletler Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı da Meclis'te gündeme getirmeyi planladığını söyledi.
"ABD'nin bu anlaşmayı ne kadar keyfi bir şekilde uyguladığını ortaya koyacağım. 21. yüzyılın felaket yüzyılı olmasını istemiyorsak, bu anlaşmayı titizlikle uygulamamız gerek. Yoksa, diğer ülkeler de rafa kaldıkları bütün nükleer silahlanma projelerini hayata döndürecek."
Mater: Gizli kararname uzatıldı mı?
Mater, Bilgi Edinme Hakkı'ndan yararlanma yoluyla da, dava açarak da, Bakanlar Kurulu'nun İncirlik Üssü'yle ilgili gizli kararnamesinin içeriğini öğrenemediklerini söylüyor.
"Bilgi Edinme başvurumuza hiçbir yanıt gelmedi. Danıştay'sa kararnamenin iptali için başvurumuzu reddetti. Bu davada da gizli olduğu için kararname bize gösterilmedi. İlerici Danıştay'ımız bu kararnamenin 'doğal olduğunu' kabul etti.
"Üsle ilgili anlaşmanın 5 Haziran 2006'da uzatılmış olması gerekiyordu. Ama dışarıya bir bilgi sızmadı. Belki de, metinde 'itiraz olmazsa otomatik olarak uzar' hükmü yer alıyor. Esas kararname metnini hâlâ açıklanmış değil."
Gerger: Türkiye NATO anlaşmalarını gözden geçirmeli
Gerger, ABD'ye ait nükleer silahların Türkiye'ye 50'lerin ikinci yarısından beri yerleştirildiğini, bunların NATO anlaşmaları ve ABD'yle ikili anlaşmalar kapsamında yapıldığını anımsattıktan sonra vurguluyor:
"Bu bombalar ABD'nin malı. Ancak ABD Başkanı'nın onayıyla kullanılabilir. Türkiye bu silahları istemiyorsa, NATO anlaşmalarını ve ABD'yle ikili anlaşmalarını gözden geçirmeli. NATO'nun bütün üyeleri kendi topraklarında nükleer silahları kabul etmiyor."
"Gerçek demokrasi olmadıkça nükleer bombalar olacak"
Ancak, Gerger, sözünü ettiği gözden geçirmeyi yapacak bir siyasi iradenin Türkiye'de hiç olmadığını söylüyor.
"ABD nükleer silahları Ortadoğu bölgesine ilk defa Türkiye'yle soktu. İkincisini İsrail'e yardım ederek ve göz yumarak yaptı. Üçüncüsüyse Şah zamanında İran'la oldu.
"Barış hareketi, sosyalist hareket itirazını eskiden beri dile getirdi. Ama anlamlı bir itiraz ortaya çıkmadı. Muhalefet partileri arada bu savı kullanmış olabilir, ama iktidar olduklarında nükleer bombaları desteklemeyi sürdürdüler.
"Bugün de hâlâ ciddi bir itiraz yok. CHP'nin 'İktidara gelirsem nükleer bombaları ülkeden çıkartacağım' diye bir programı yok."
Gerger, Türkiye'de köklü bir değişim olmadığı sürece, nükleer bombalarla yaşayacağımızı ekliyor.
"Türkiye'de gerçek bir demokrasi olmadığı sürece, bu tür stratejik, askeri meselelerde toplumsal muhalefetin de hükümetlerin de etkisi olmaz. Kararı Genelkurmay verir." (TK)