6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğrayan Hatay’ın Antakya ilçesinde, tarihi kent merkezini ve yakın çevresini kapsayan yaklaşık 307 hektarlık alana ilişkin Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonu ve Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu 11 Haziran’da askıya çıktı.
Ancak bu planlar, hem mülkiyet ve hak sahipliği konularında yarattığı belirsizlik hem de Antakya’nın tarihsel, kültürel ve toplumsal yapısını tehdit ettiği gerekçesiyle yurttaşlar ve uzmanlarca eleştiriliyor.
Aralarında hukukçular, mimarlar ve koruma uzmanlarının da olduğu isimler “Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışma Grubu” adıyla bir araya gelerek, konuyla ilgili 19 Haziran’da forum ve çalıştay düzenledi.
Defne ilçesindeki Harbiye Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nde (HASYAD) yapılan forum ve çalıştayın sonuç bildirgesi dün (25 Haziran) kamuoyuyla paylaşıldı.
Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışma Grubu; kentsel bilgiyi toplumsallaştırmayı, ortak bir kültürel miras üretmeyi, yaşayanların umut, bellek ve tarih bilinçlerine yaslanmasını sağlamayı, farklı disiplinlerin kolektif bir kültür yaratma çabasını, karşılıklı öğrenme ve deneyim aktarmayı esas alıyor.
Tarihsel zenginliği bir kentsel değer olarak yeniden üretmeyi amaçlayan Çalışma Grubu, şehirleşmeyi, toplumsal ilişkiler bütünü olarak kavrayarak, kent üretmeyi teknik ve bürokratik bir inşa faaliyeti olarak gören bakış açısına karşı çıkıyor.
Yetki ve usul sorunları
Çalışma Grubu, planların 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanması gerekirken, Olağanüstü Hal Kararnamesi ve 6306 sayılı Kanun çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanmasının yetki ve usul sorunlarına yol açtığını belirtti.
Bu durumun, yerel yönetimler ve halkın sürece dahil edilmemesiyle sonuçlandığı ve koruma odaklı bir yaklaşımın dışlandığı ifade edildi.
"Türkiye genelinde ilk defa bir yerleşim yeri rezerv bölge ilân ediliyor"
“Hızlı bir mülkiyet tasfiyesi”
Sonuç bildirgesine göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilan edilen bölge, uygulamanın mülkiyet, hak sahipliği ve kullanım kararlarını merkezi idareye bırakan bir yönelimle hazırlandı.
Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışma Grubu, bu yaklaşımın, ‘tarihi kent merkezinde yaşayanların ortak değerleri üzerinde yükselen bir iyileşmeyi değil, hızlı bir mülkiyet tasfiyesi ile şekillendirilmesini’ amaçladığına dikkat çekti.
“Tarihi kent merkezlerinde, yenilenme stratejileri daha önceki yıllarda 5366 sayılı yasa ile yapılırken şimdi bu uygulamanın 6306 sayılı yasa kapsamında yapılıyor olması da koruma ve kullanma dengesini esas alan bir planlamayı değil; kentin merkezinde ortaya çıkacak kentsel rantın merkezi idare tarafından nasıl bölüştürüleceğine odaklanan bir yaklaşımı gündeme getirmiştir.”
ANTAKYA’DA ‘RİSKLİ ALAN’ İLANI
Doç. Dr. Köksal: Sur’daki gibi yeni inşa süreci için zemin hazırlandı
“Merkezsizleştirilmiş bir Antakya”
Antakya’nın tarihi kent merkezinde kültürel mirasın korunması ve yaşatılması yönünden planların yetersiz kaldığını belirten Çalışma Grubu, hak sahipliği temelinde ise merkez ve çeperdeki müstakil yapıların kentsel dönüşüme tabi tutulmasını ‘tasfiye’ olarak niteledi.
“Bu yeniden imarlaştırma hareketi içinden çıkılması güç sosyal, ekonomik ve kültürel bir kriz yaratabileceği gibi, kent merkezinin kısa süre içinde çöküntüleşmesini, şehrin mevcut fiili saçaklanma haline uygun olarak dağılmasını tetikleyecektir.
Merkezsizleştirilmiş bir Antakya’nın odağında turizm nesnesi kılınmış arkeopark alanlarının kent kimliğinden ve yaşayanlardan kopartılması, tarihsel belleğin katman katman insan ilişkileriyle birikerek gündelik hayatın içinde değer haline gelmesini mümkün hale getiren Antakya özgünlüğünün yok olmasına neden olacaktır.”
"Antakya plansız, katılımsız, projeci bir yaklaşımla yeniden inşa edilemez"
“Belediyeler ve yerel ahali sürece dahil edilmeli”
Planlara askı süresi içinde yapılan itirazların incelenmesi gerektiğini ve kentin tarihi merkezini canlandırmayı, işlevlendirmeyi ve kültürü yaşatmayı esas alacak yeni bir planlama sürecinin başlatılmasını öneren Çalışma Grubu, bu sürece belediyeler ve yerel ahalinin katılımının sağlanması çağrısı yaptı.
Çalışma Grubu ayrıca, Antakya özelindeki bu sürecin, tüm Türkiye’deki kent merkezlerini ve koruma yaklaşımlarını etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Öte yandan bayram tatiline denk gelen ve 25 Haziran 2024’te son bulan 15 günlük itiraz süresi, tepkilerin ardından 9 gün daha uzatıldı.
Sonuç bildirgesinin tam metni için tıklayın
6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN 6. AYI
Gürkan Akgün ile Hatay Planlama Merkezi üzerine söyleşi
Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışma Grubu
Av. Ecevit Alkan (Hukukçu), Av. Dr. Fevzi Özlüer (Hukukçu-Kentbilimci), Gamze Paşa Alkan (Arkeolog), Doç. Dr. Gül Köksal (Mimar- Koruma Uzmanı), Şerif Süveydan (Mimar), Günay Ali Bilgin (Mali Müşavir-Mülk Sahibi), Hasan Özgün (Sanat Yönetmeni), Yüksel Türkili (Endüstri Mühendisi-Belediyecilik Uzmanı), Dr. Şule Can (Antropolog), Asaf Cem Asfuroğlu (Mimar), Demet Parlar (Hekim), Eda Dinçman (İşletmeci-Mülk Sahibi), Nidal Özdemir (Ziraat Mühendisi-Mülk Sahibi)
(VC)