İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) işten attığı Barış Akademisyenleri ve çalışanların, belediyenin Saraçhane binası önünde başlattığı süresiz oturma eylemi bugün dokuzuncu gününe girdi.
Koşulsuz şartsız işe iadelerin sağlanmasını ve işten çıkarmaların sona ermesini isteyen İBB çalışanları Fatma Gül Eryıldız Şenvardar ve Faruk Göregen bianet’e konuştular.
Fatma Gül Eryıldız Şenvardar, İBB Şehir Planlama Müdürlüğünde Şehir Plancısı olarak çalışıyordu. Barış İmzacısı olduğu için akademiden ihraç edildi. Akademiden ihraç edildikten sonra özel sektörde çalıştı, gelen bir teklif üzerine İBB’ye başvurdu.
Mayıs 2021’de işe başladı, Temmuz 2021’de ise; hakkında güvenlik soruşturması olduğu belirtildi ve KOD-42 gerekçesiyle işten atıldı.
TIKLAYIN-Şırnak'tan İstanbul'a, ihraçtan ihraca
"Altı yılda iki kez işten atıldım"
Eryıldız Şenvardar anlatıyor: “İstanbul Teknik Üniversitesi’nde araştırma görevlisiydim. Barış İmzacısı olduğu için ‘ihtiyaç var’ diyerek Niğde Üniversitesi’ne gönderildi. 1 Eylül 2016’da ise akademiden ihraç edildim.
“İBB’ye ‘güvenceli’ olduğunu düşünerek gelmiştim. Ben buraya başladığımda idari amirlerin hepsi herkes benim ihraç akademisyen olduğumu biliyordu, gizli saklı bir durum yok ortada. Hakkımda herhangi bir dava da yok. Fakat buna rağmen işimden edildim.
“İnsan Kaynakları çağırdı SGK dökümü istediler, kendilerinde olmasına rağmen istediler. ‘Siz memurmuşsunuz, ihraç edilmişsiniz’ denildi. ‘Bunun bilinen bir şey olduğunu ve şimdi neden çağırıyorsunuz’ diye sordum. ‘Valilikten hakkınızda yazı geldi. İBB’nin oluşturduğu komisyon durumunuzu görüşecek olumsuz çıkarsa da işten atılacaksınız’ dediler.
"Soylu ile zıtlaşmadılar, bizi feda ettiler"
“O sırada işten atılmışım, zaten bir gün sonra işten çıkarıldım. Fakat bir süre müzakere devam etti, ‘istifa et, ses çıkarma, sana dışarıdan iş bulalım’ dediler. Kabul etmedim daha sonra SGK’dan mesaj geldi ve KOD-42 ile işten atıldığımı öğrendim.
“İşten çıkarılmamızın birinci dereceden sorumlusu güvenlik soruşturmalarıyla insanları fişleyen devlettir. Beni ‘sakıncalı’ olarak gören ve İBB’ye bildiren ise Valilik, İBB de ‘tamam ben senin söylediğini onaylıyorum ve işten atıyorum’ diyor. Yani İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile zıtlaşmadılar ve bizi feda ettiler.
TIKLAYIN-İşten atılan İBB işçileri: "Açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyoruz"
"Başka bir kitleye oynuyorlar"
“Oysa bu belediye barıştan, demokrasiden kentten yana olan insanların mücadelesiyle kazanıldı. Ben bu hayalle bu belediyede işe başladım. Ama şu an bizden vazgeçildi ve başka bir kitleye oynandığını düşünüyorum. Biz Ekrem İmamoğlu’nun bekası için gözden çıkarıldık.
“İBB seçimleri iptal edildiğinde Ekrem İmamoğlu haklıydı ve biz demokrasiden yana olan insanlar haklı olduğu için yanında durduk, şimdi de bizler haklıyız ve bizim yanımızda haklının yanında durup mücadele etmelerini istiyoruz."
"'Talimat yukarıdan geldi' dediler"
Faruk Görgen, doğalgaz yapı denetim teknikeri olarak görev yapıyordu. Üniversite yıllarında Halepçe Katliamı protestosuna katılıyor. Hakkında dava açılıyor, dosya 2012’de karara bağlanıyor, polise mukavemet etmekten 6 ay ceza veriliyor.
Ceza ertelemeye gidiyor ve düşüyor. Dosya ise 2017’de tamamen kapanıyor. Arşiv kaydı olarak da siliyor. Ancak o da hakkında güvenlik soruşturması olduğu gerekçesiyle işten atılıyor:
“24 Haziran 2021’de işe başladım, 24 Haziran 2022’ de ise bir telefon geldi ve hakkımda ‘güvenlik soruşturması’ olduğu söylendi. Sabah gittiğimde hiçbir açıklama yapılmadı, dosyanın kapanmış olduğunu ve güvenlik soruşturmasına konu olamayacağını belirttim ancak dikkate almadılar. ‘Elimizden gelen bir şey yok, talimat yukarıdan geldi’ dediler.
TIKLAYIN-İBB'den ihraç edilenler oturma eylemi başlattı
"İktidarla aynı tutumu sergiliyorlar"
“Bizler işimize geri dönmek istiyoruz, onlar da çok iyi biliyor ki; biz adaletsizlikle karşı karşıyayız. Demokrasiden hukuktan söz edenler bizi yok saydı. Değişim yaratacağını söyleyenler iktidarla aynı tutumu sergiliyor.
“Bizi KOD-42 ile işten atıp bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Biz bu haksızlığa karşı direneceğiz. Yargı yoluna başvurdum, arabulucu devreye girdi ve işe iadeyi kabul etmeyeceklerini söylemişler. Şu an işe iade davası başladı.”
"Yaptığım işler övgü alırdı"
İsmini vermek istemeyen ve işten atılan bir diğer çalışan Mimar. İBB'nin inşaat uygulamaları biriminde çalışırken 10 Mayıs'ta KOD-42 ile işine son veriliyor.
İşten atılma nedeni KOD-42, buna gerekçe yapılan ise; "güvenlik soruşturması". Yani hakkında devam eden bir davayı İBB yönetiminden "gizlediği" iddia ediliyor.
İBB'ye İBB Kariyer üzerinden başvuruyor, başvurunun ardından diğer çalışanlar gibi mülakata çağrılıyor.
Mülakattan üç gün sonra işe başlıyor.
"Büyük projelerin çalışanıydım"
Kurumun iki mimarından biri olduğunu ve İBB’nin büyük projelerinde imzası olduğunu özellikle vurguluyor:
“Üç üniversite mezunuyum, 10 yılı aşkın bir mesleki deneyime sahibim. İyi yerlerde çalıştım, iyi projelerde yer aldım. İBB de beni bu nedenle işe aldı.
“İBB’de çalışırken de sürekli yaptığım işler övgü alırdı. Yaptığım işlerden duydukları memnuniyeti sürekli olarak dile getiriyorlardı. Metrolarda asılı afişlerde açılışını yaptıkları büyük projelerin çalışanıydım. Ama güvenlik gerekçesi denilerek işimi son verildi.
“Biz işe başlarken 15’e yakın evrak istendi bunun içinde sabıka kaydı da var. İş tecrübelerimiz diplomalarımız hepsi istendi. Yani bizi bilerek aldılar. Ayrıca ‘güvenlik gerekçesi’ ve diğer ileri sürülen gerekçelerle işten atılmamız da kabul edilemez. Bir suçlama yok, yargı kararı yok, hüküm yok. Biz aslında İBB yönetimindekiler koltuklarını kaybetmesinler diye feda edildik. Onlar koltuklarında kalabilsinler diye bizi işten attılar.
TIKLAYIN-İBB, Ali İsmail Korkmaz anmasına katılan çalışanı işten attı
"Herkes 'kör, sağır, dilsiz'i oynadı"
“Ben CHP üyesiyim, ailem CHP’li, partide büyük emeği olan bir aileyiz. Yaşadığım haksızlık bana da aileme de çok ağır geldi. İşten atıldıktan sonra üst düzey CHP’liler de dahil olmak üzere birçok kişiyle görüştük. Ama herkes ‘kör, sağır, dilsiz’i oynadı. Yaşanılan durumun hukuksuz olduğunu söylüyorlar fakat hiçbir şey yapamayacaklarını belirtiyorlar.
“Benim hakkımda mesleğimden kaynaklı yargılandığım bir dava var. Biz o davada 120 mühendis mimar yargılanıyoruz, davada hukuki hiçbir şey yok. Gönüllülük esaslı sivil toplum örgütleriyle yaptığımız projeler, yaptığımız işlerin verdiği rahatsızlıktan kaynaklı yargılanıyoruz.
"Artık vaatlerine inanmıyoruz"
"Dosyada bir gizli tanık var ve hepimizi tanıdığını söylüyor, suçumuz tanık olarak getirdikleri kişinin bizi tanıdığını söylemesi. Ama asıl trajik olan biz yargılanırken CHP’liler bize desteğe geldiler.
“CHP ve İmamoğlu söylemleriyle, vaatleriyle asla örtüşmeyecek bir pratik içine girdiler. Artık inanmıyoruz söylenenlere. CHP, AKP yönetmeliğiyle bizleri cezalandırıyor."
(RT)