İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün Haliç Kongre Merkezi’ndeki yeni dönem aday tanıtım toplantısı düzenledi. "İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri" başlığıyla düzenlenen toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı.
İlk olarak söz alan Özel konuşmasında, “Bu milletin gözbebeği’ dediği İstanbul’da 5 yıldır İstanbul için çalışan, İstanbul için emek veren Ekrem İmamoğlu ve onun değerli ekibinin ikinci 5 yıl için ‘Tam yol ileri’ dedikleri bugünde hep beraberiz. Hepiniz hoş geldiniz” dedi.
"Gezi, Türkiye’nin onurudur, ama birisinin kan davasıdır"
Özel şöyle devam etti:
“Bir Anayasamız var. Hepimizin çok memnun olduğu, hepimizin üzerinde tam mutabık olduğu bir anayasamız yok, tam ve sivil bir anayasamız yok. Ama değiştirilemez ilk 4 maddesi ile bayrağı, vatanın tanımı, yurttaşlığın tanımıyla hepimizin üzerinde mutabık olduğu maddeleri ile bir Anayasamız var. O Anayasa hepimize yetkiler, görevler, sorumluluklar veriyor. Değiştirilene kadar hepimizi bağlıyor. Tüm kurum, kişileri, yasama, yürütme, yargıyı bağlıyor. Eğer siz Anayasa’nın bir maddesini yok sayar, ‘Benim için yok’ derseniz bir başkasının başka maddeyi tartışmaya açmasını kabullenirsiniz.
"Maalesef öyle bir dönemde üretilmiş öyle yapay bir krizle karşı karşıyayız ki birileri çıkıyor Anayasamızın bir maddesine ‘Bu madde benim için yoktur’ diyor. Sebebi kendi kini, kendi güttüğü kin ve kan davası. Anayasa’nın 153’üncü maddesi hepimize Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu söylerken, birisinin talimatıyla 5 kişi Anayasa’nın o sayfasını yırttı ve attı. Diyorlar ki ‘Anayasa Mahkemesi kararı birinin aklına yatmazsa, biz onu uygulamayız.’
"Bu sefer bir başkasının Anayasa’nın 75’inci maddesini yok saymasına olanak tanır. O buradaki milletvekillerinin, o Devlet Bahçeli’nin, o Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yok hükmünde olması demektir. Bir başkası bir gün gelir Anayasa’nın 101’inci maddesini yırtıp atar ve o Cumhurbaşkanının olmaması demektir. Bir başkası gelir Anayasa’nın bu sefer 154’üncü maddesini yırtıp atar, o bugün kendini her şeyin üzerinde gören Yargıtay hakimlerinin aslında hiçbir yetkileri olmadığı anlamına gelir. Yani birileri devletin çivisini almış çıkarmaya, devletin temeli olan Anayasa’yı yok saymaya kalkmaktadırlar. O her şeyi bilen ve karar veren, ‘Bütün yetki bende’ diyen birisini kişisel kini yüzünden olmaktadır. Onun derdi Gezi davasıdır. Gezi, İstanbul’un, hepimizin, Türkiye’nin onurudur ama o birisinin kinidir, kan davasıdır.
Özel'den Gezi tutuklularına selam
“Elbette, 16 milyon İstanbullu olanı ve biteni bilmektedir. Ama burada 16 milyon İstanbullunun temsilcileri var. Burada 2 büyük ailenin temsilcileri var. Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin en büyük, köklü Cumhuriyet Halk Partisi ailesidir. Bunlardan bir tanesi de İstanbul’a hizmet eden her yaştan, inançtan, memleketten koca yürekli, açık alınlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ailesidir. Bu 2 ailenin ortak bir evladı var, Tayfun Kahraman.
"Buradan Tayfun’u yürekten selamlayarak, Tayfun Kahraman’ın şahsında Osman Kavala’yı, Can Atalay’ı, Bakırköy Cezaevi’ndeki Mine Özerden’i, Çiğdem Mater’i selamlayarak, bütün Türkiye’ye bir şeyi hatırlatmak isterim. Öyle her şeyi bilen, her iyiliği yapan, her kötülükten mağduriyet çıkaran birisi bu insanların kendisine darbe girişiminde bulunduğunu iddia ediyor. Bu insanların her birisi kendi meslek örgütlerinin, kendi temsil ettikleri sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri olarak Taksim Dayanışması’nda yer aldılar. Gezi dayanışmasında, Taksim Platformu’nda yer aldılar.
"Bu kent bilincinden bugün Gezi Parkı duruyorsa, sevgili Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Can Atalay sayesinde duruyor. Atatürk Kültür Merkezi yıkılıp da yerine yenisi yapılmak yerine yandaşlara, o dönemde Suudi Arabistanlı iş adamlarına söz verilen AVM yapılmadıysa, AKM, AKM adıyla yerinde duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor."
"Ahlaklı yeni yollar bulduk"
Ardından söz alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu:
“Mazeret yerine, marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık. Onlar ne dedi? ‘Seni topal ördek’ yapacağız dedi. Ama dedikçe, biz atom karınca olduk. Onlar ayağımıza pranga bağladıkça, biz zincirleri kırdık. Onlar, ‘Meclis çoğunluğu bizde, sana İstanbul’u yönettirmeyeceğiz’ dedikçe, biz onların aklına gelmeyecek, ahlaklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça, biz kucaklaşmadan yana olduk. Ve İstanbul’a hizmette tarihinin en hızlı koşucusu olduk” şeklinde konuştu. “İstanbul’da, kendimizle de yarışacağımız büyük bir ilerleme hamlesi başlatacağız.
“İBB Başkanlığı’na yeniden aday olabilmek için kendinize güvenmeniz yetmez. Ekibinize, partinize, örgütünüze, vizyonunuza, en başta 16 milyon İstanbulluların aklına ve vicdanına da güvenmeniz gerekir. Öncelikle bana bu güveni hissettirdiğiniz için, ayrıca teşekkür ediyorum. Sizlerin iradesiyle, 2019’da bu şehirde köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça, onlar, 25 yılda yaptıklarını, her gün ama acemice, hararetle bizim 4,5 yılımızla kıyaslamak zorunda kaldı. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Başarı, İstanbul’un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki; İstanbul olarak hep birlikte başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazanacağız. Ve Allah’ın izniyle da daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. O engelleme refleksleri toza dönüştü, küçüldü, görmüyoruz onu artık."
Yeni dönem ana hedefleri
İmimoğlu yeni dönem ana hedeflerini ise şöyle anlattı:
"Daha adil İstanbul için; tam yol ileri, diyoruz. Yeni dönemde İstanbul, ihtiyaç sahiplerini daha çok gözeten, yoksullukla daha kapsamlı mücadele eden, herkes için adil fırsatlar sunan bir kent olacak.
"Gençlerimiz ve kadınlarımız için İstanbul; daha adil, daha güvenli ve daha sosyal bir şehir olacak. Yoksullara, yaşlılara, bakıma muhtaç olanlara ve çocuklara kamunun şefkatli ve sürdürülebilir desteğini hissettirecek.
"Şehrimizde yaşayan her bir vatandaşımızın insan haysiyetine yaraşır biçimde hayat sürdürebilmesi için çözümler üreteceğiz.
"‘Daha yeşil İstanbul için tam yol ileri.’ Bizim önceliğimiz; İstanbul’u aktif yeşil alanlarıyla yaşanabilir bir kente çevirmektir. Devam eden yaşam vadilerimizi etap etap tamamlayıp, yenilerini de ekleyerek, 2029 yılına kadar şehrimize 10 milyon metrekare daha aktif yeşil alan kazandıracağız. İstanbul’un yeşil alanlarının talan edilmesine fırsat vermeyeceğiz. Bu alanlarda aileler, gençler, yaşlılar, tüm İstanbullular temiz hava alacak, sporunu yapacak ve sevdikleriyle kaliteli zaman geçirecek. İstanbul, bundan böyle doğayı iyileştiren, mümkün olan her alanda doğayla barışık uygulamalar geliştiren bir şehir olacak."(AÖ)