Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Birliğin Ankara'daki Encümen Toplantısı sonrasında kurulun gündemindeki konularla ilgili olarak yaptığı açıklamada "Kayyım uygulamasına son verilmesini" istedi.
İmamoğlu, sokak hayvanlarının yok edilmesi hedefiyle hazırlanan TBMM gündemindeki yasa teklifinin de "Türkiye Belediyeler Birliği ya da diğer belediyelerle hiçbir şekilde görüş alışverişi olmadan" hazırlandığını açıkladı. İmamoğlu, bu haliyle TBMM'de yürütülen "çalışmanın doğru olmadığını" dile getirdi ve Türkiye Belediyeler Birliği'yle yapılacak çalışmaların ardından "sonucun Meclise taşınması gerektiğini" dile getirdi.
Tevfik Bey Konağı'ndaki
Encümen Toplantısı
Birliğin Hamamönü'ndeki Tevfik Bey Konağı'nda düzenlenen Encümen Toplantısı'na üyelerden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Adıyaman Belediye Başkanı Av. Abdurrahman Tutdere, Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Ankara Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, Konya Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel katıldı.
Encümen gündemi
Encümen Toplantısı'nda Deprem Bölgesi Araştırma Komisyonu Kurulması, Tasarruf Tedbirlerinden Kaynaklanan Sorunlar, TBB Yardımları, Avrupa Hareketlilik Haftası Programı, Belediye Sorunları ve Çözümüne İlişkin Eylem Planı, Kayyım Uygulamasının Hukuki Çerçevesi gündem maddeleri görüşüldü.
Encümen Toplantısı sonrasında basının karşısına geçen TBB Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamalarında belediyelerle doğrudan doğruya ilgili oldukları halde hükümet ve merkezi yönetimin, yerel yönetimler ve Türkiye Belediyeler Birliği'nin görüşleri alınmaksızın ve işbirliği olanakları aranmaksızın giriştikleri uygulamalardan duyulan rahatsızlıkları ve sorunların giderilmesi için hazırladıkları önerileri dile getirdi.
İmamoğlu: "Kayyım uygulamasının
ülke gündeminden kaldırılması şarttır"
İmamoğlu'nun açıklamaları arasında aciliyet ve önemleri açısından İçişleri Bakanlığı'nın kayyım atamaları ve sokak hayvanlarının yok edilmesine yönelik yasa teklifi özellikle öne çıktı.
TBB'ye göre kayyım
uygulamasının sakıncaları
İmamoğlu TBB olarak hükümetin üçüncü dönemdir kayyım atamalarına yönelişinden duydukları rahatsızlığı "Ne yazık ki ülkemizde artık bir alışkanlık, ya da bir rutin uygulama gibi gündemde olan ve gündemde tutulmaya gayret edilen kayyım uygulamasının tümden bu ülkenin gündeminden kalkması şarttır." sözleriyle dile getirdi.
"Kayyım uygulamasıyla ilgili gördüğümüz hukuki sakıncaları elbette sizlerle paylaşmak istiyorum" diyen İmamoğlu görüşlerini şöyle özetledi:
▶ Öncelikle anayasada İçişleri Bakanı'na görevle ilgili suçlar için uzaklaştırma yetkisi verilmişken terör irtibatı maddesinde görev bağlantısı asla kurulmaması bir hukuki zafiyettir.
▶ Terör suçunun görevle bağlantılı işlenmesi halinde ise dayanak madde karışıklığı bulunmaktadır. Hizmetlerin terör sebebiyle aksadığının tespitini valiliğin yapması yargı teminatını bertaraf etmektedir.
▶ Meclisin seçim yapması kuralından uzaklaşılmış olması gerçekten halkımızı o şehirlerde yaşayan vatandaşlarımızı derinden yaralamaktadır. Aynı zamanda personelinin görevden uzaklaştırılması/iadesi kararı seçilmiş başkandan alınmıştır ve vesayet makamları hiyerarşik amir konumuna girmiştir.
▶ Bu kapsamda vatandaşın iradesinin tümden yok sayılması zeminini oluşturduğu gibi aynı zamanda kurumu da neredeyse ortadan yok eden bir aşamalı süreci devreye sokmaktadır. yine görevlendirme süresi belirsizleşen belediyenin karar, yürütme, temsil gibi farklı organlara sahip olmasından beklenen yarar da sağlanamamaktadır.
▶ Suçun şahsiliği prensibinden en üst seviyede uzaklaşılmıştır. "Düzenleme olağanüstü koşullar altında çıkarılmıştır" denilse de artık olağan hale gelmiştir. Neredeyse yerleşik bir uygulamaya dönüşmüştür ki, bu asla uygun değildir.
▶ Bunun gibi birçok uygulamanın hem şahısları hem kurumları ve hem de o beldedeki vatandaşları derinden yaraladığını, üzdüğünü, yerel demokrasiyi hırpaladığını ve açıkçası bazı noktalarda tamiri mümkün olmayan tahribatlar yarattığını belirtmek isterim.
▶ Seksen altı milyon yurtsever vatandaşımızın, bu memleketin eşit hissadarı olan yurttaşlarımızın yaşadığı bu cennet vatanda hiçbir beldemizin bu tür uygulamaları hak etmediğini düşünmekteyim.
▶ Arkadaşlarımız, meclisin feshi ve belediye başkanlığının sona ermesine, görevlerle ilgili suç işlenmesi halinde görevden almaya ve takip edilecek usule ilişkin kurallar anayasamızda ve temel mevzuat 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nda yer aldığından, ayrıca kayyım düzenlemesine ihtiyaç bulunmadığını öneriyor.
İmamoğlu dile getirdiği sakıncaları ve yapılmasını istedikleri değişiklikleri "Türkiye Belediyeler Birliği bünyesindeki hukuk birimimizin ve uzman arkadaşlarının" çalışmaları ışığında kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı, "Suçla mücadelenin, ceza sorumluluğunun bireyselliği üzerinden sürdürülmesi gerektiği"ni hatırlattı.
"Kamu görevlilerine kayyım atanıyor"
"Tüm kuruma, hatta personele, kamu görevlilerine kayyım atanmasının devlet geleneğimizde hizmetlerin devamlılığı ilkesine büyük aykırılıklar içerdiği"ni vurgulayan İmamoğlu, olağanüstü koşullarda getirilmiş kayyım düzenlemesinin "olağan dönem kapsamında genişletilmemesi gerektiği" konusunda uyardı.
"Kayyım halk iradesini yok sayıyor"
İmamoğlu, TBB olarak "Yerel yönetim geleneğimize ve demokratik teamüllere uygun olmayan, halkın iradesini yok sayan idari nitelikli bir kararla kayyım atama uygulamasına son verilmesini istediklerini" açıkladı.
İmamoğlu: "'Hayvanları Koruma
Kanunu' sorunun daha da
büyümesine neden olacak"
TBMM'ye sunulan ve ötanazi dayatmasıyla ülke çapında bir kutuplaşmaya yol açan "Hayvanları Koruma Kanunu"nu da değerlendiren Belediyeler Birliği Başkanı "teklifin gerek yöntem, gerek uygulama, gerek bilimsellik açısından ciddi sorunlar içerdiğini düşünüyoruz." dedi.
"İlgili kanun teklifi çözüm odaklı olmak yerine toplumsal sorunun daha da büyümesine neden olacak niteliktedir.”
Sorunlar
İmamoğlu "TBB olarak sokak hayvanları konusundaki sorunları şöyle sıralayabiliriz" dedi.
▶ Kent yaşamı içindeki sahipsiz sokak hayvanları elbette ki tedirginlik yaratmakta ne yazık ki çeşitli saldırı vakaları olmakta, yaralanmaları hatta ölümlere sebep olmaktadır.
▶ Açlık, susuzluk, hastalık, kötü muamele gibi hayatlarını tehdit eden risklerle de bu canlılar karşı karşıyadır.
▶ İlgili bakanlıklar tarafından mevcut yasaya göre yapılması elzem denetimlerin de yapılmadığını belirtmemiz gerekir. Mali imkansızlıklar başta olmak üzere çeşitli nedenlerle yeterli hayvan bakım evi hizmeti veremeyen yerel yönetimlerle iş birliği yoluna acilen gidilmeli ve bu konuda çok eksik bir zaman dilimi işletilmiştir. Bu iş birliği yapılmamaktadır.
▶ Hayvan üretim tesislerinde yasal ve yasal olmayan sayıları binlerle ifade edilen hayvan satış noktaları ile ilgili denetimler yapılmamak ve sınırlandırma getirilmemektedir.
▶ Yasa TBMM’ye sunulmadan önce yasa taslağında tüm sorumluluğun yüklendiği yerel yönetimlerle ve konunun uzmanlarıyla istişare edilmemiş olması ve konunun kamuoyuna açık bir şekilde tartıştırılmamış olması ne yazık ki bildiğimiz bir yöntemle sanki birileri tarafından basına sızdırılıp kamuoyu kendi kendine tartışsın yönteminin tercih edilmiş olması, uygar olmayan, demokratik olmayan bir zeminde bu taslağın TBMM'ye gelme döneminin sürecini bize yaşatmıştır.
"Yasa teklifi yerel
yönetimlerce hayvan
katlini zorunlu kılıyor"
İmamoğlu 2028'e kadar öngörülen altyapı sağlanamayacağı için kanun teklifide "ikinci aşama" olarak gösterilen hayvanların öldürülmesinin kaçınılmaz kılındığına dikkat çekti:
"Bakanlık verilerine göre Türkiye'de 2 milyon sahipsiz köpek bulunmakta. Yine bakanlık verilerine göre Türkiye genelinde hayvan bakım evlerinin toplam kapasitesinin 105 bin adet olduğu ortaya çıkmakta. Bu bağlamda sokak kedilerinin, köpeklerinin toplanıp bakım evlerine muhafaza edilip sahiplendirilmesi için yeterli altyapı bulunmamaktadır. Bu yılın sonuna kadar tamamlanması öngörülen bakımevleri için süre de 2028 yılına uzatılmıştır. 2028 yılına kadar bu altyapının sağlanamadığı her hayvanların yaşamına son verileceği ortadadır bu mevzuata göre. Kanun teklifinde ikincil aşama gibi gösterilmesine karşın hayvanların yerel yönetim tarafından hayatlarına son verilmesi böylece zorunlu hale getirilmektedir.”
Asıl hedef köpek üretim ve satışı olmalı
TBB Başkanı "Köpek üretimi ve satışıyla ilgili denetim ve kısıtlamalar arttırılmadıkça köpekleri ve kediler öldürülerek sokaklarda nüfusunu azaltmayacağına" dikkat çekti.
"Boşalan alanlara yeni sokak hayvanlarının hızlıca yerleşeceği bilimsel çalışmalarda [ortaya konulan] bir gerçektir." diyen İmamoğlu "Bu yönüyle TBB olarak canlıların yaşamına son vermeden kısırlaştır-aşıla-yaşat politikasının en üst seviyede bir seferberlikle yönetilmesi gerektiğini düşün[düklerini]" dile getirdi.
"Özellikle belediyelerimiz arasında koordinasyon gerek ilçeler gerekse ilde sınır illerde çözüm çok büyük önem taşımaktadır. Kısırlaştırma işlemlerinin süpürme şeklinde yapılması sayesinde bölgesel olarak kısırlaştırılmamış hayvan kalmaması hedef olmalıdır.” dedi.
"Türkiye dünyada en az kuduz
vakası gören ülkelerden biri"
"Dünya Sağlık Örgütü'nün köpeklerin toplu şekilde yok edilmeye çalışılmasının işe yaramadığını hatta ters etki yaptığın[ı raporlamış olmasına]" işaret eden İmamoğlu DSÖ verilerine göre "Türkiye'nin dünyada en az kuduz vakası gören ülkelerden biri olduğuna bu yasa çalışılırken dikkat edilmediğini tespit [ettiklerini]"söyledi.
İmamoğlu, "öte yandan kentlerde ve kırsalda yaşayan kedilerin ve köpeklerin özellikle fare sıçan gibi hastalık yiyen canlıların istilasını önlediği özellikle de kırsal bölgelerden kent merkezlerine inecek yaban hayvanlar için de bariyer görevi gördüğü[nü]" hatırlattı. Yasayla "birçok canlının [kentleri] başka türlü istilalarının baş edilmez duruma geleceği"ni vurguladı ve alınması gereken alternatif önlemleri sıraladı.
Asıl yapılması gerekenler
İmamoğlu bu çerçevede TBB'nin önerilerini şöyle sıraladı:
▶ Özellikle ülke genelinde düzenli ve etkili bir kısırlaştırma kampanyası,
▶ İgili bakanlıklarca kamu kurumlarının, tüm yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin sürece dahil edilmesi,
▶ Bakım merkezi açma[nın] zorunlu olmasına rağmen bunu yerine getirmeyen yerel yönetimlerle ilgili sıkı denetimlerin yapılması,
▶ Mali zorluk yaşayan belediyelere ve özellikle işletme ve yapım konu[sun]da bakanlığın destek sağlaması,
▶ Hayvan üretim tesislerinin ruhsatlandırılması ve işletilmesiyle ilgili çok sıkı kriterlerin belirlenmesi ve özellikle internet üzerinden illegal satış yapan işletmeler, kişiler hakkında ciddi caydırıcı cezaların getirilmesi.
"Zorlama girişimi doğru değil"
İmamoğlu “Türkiye Belediyeler Birliği’nin ya da diğer belediyelerden hiçbir şekilde görüş alışverişinin yapılmadığı bir ortamda yapılan bu çalışmanın doğru olmadığını ve mutlaka bu çalışmalarla birlikte sonucun Meclise taşınması gerektiğini" vurguladı.
"Özellikle vatandaşlarımızın iyi bir eğitime tabi tutulması, sokak hayvanları, doğa, şehirle doğanın uyumu ve özellikle insanların bu konuda bilinçlendirilmesiyle ilgili hususların da okullarda mutlaka bir eğitime dönüşmesi ve müfredata konulmasının toplumsal bilinç açısından da önemli olduğunu[nun]" altını çizen TBB Başkanı "şu anda Mecliste görüşme çabası içerisinde [olunan] zorlama bir girişimin doğru olmayacağı" konusunda uyardı.
(AEK)