Fotoğraflar:İBB
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde “Kanal İstanbul Projesi ve Ardındaki Gerçekler” konulu panele katıldı.
İmamoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Karadeniz, Marmara ve Ege arasındaki ilişkinin bozulmasıyla ortaya çıkacak travma insanın uykularını kaçırıyor. Bunlar gerçekler. 2011 yılında, bu konuyu seçime bir hafta kala kötü bir animasyon filme bu konuyu gündeme taşıyan o dönemin iktidar partisi, ne hikmetse o günden bu yana konuyu hiç açmadı, hiç bahsetmedi.
"Bilim dünyasını ikna edin; yeterli"
"Başta yoksulluk, işsizlik, ekonomik problemler… Bütün bunlar varken, 'Kanal İstanbul ihalesini yapıyoruz' diye ortaya çıkan bir bakandan sonra, mecburen İstanbulluyla bunu paylaştık. 'Bir durun bakalım. Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz?
“Bu süreçte vatandaşın, bilgi sahibi oldukça, faydalarını, zararlarını gördükçe, bu projeye asla onay vermediğini de araştırmalardan elde edildi durumdayız. Tabi bir tavrı görüyoruz: 'Yapacağız da yapacağız!' Başka bir tavır yok.
"ÇED raporu askıya tabi, itirazlar veriliyor, ÇED raporuna yapılan, kurumsal, kişisel itirazlar yok sayılıyor ve ÇED raporu onaylıyor. Biz de diyoruz ki; bizi, İBB Başkanı'nı ikna et ihtiyacımız yok. Bilim dünyasını ikna edin; Yeterli. İstanbul vatandaşı zaten o zaman ikna olur.
"Kanal İstanbul'un 2011'de ortaya atıldı. 2015 seçimleri geldi, 'Şimdi o konuya girmeyelim' dediler. 2019 yerel seçimleri geldi. Hatırlayın; zerre cümle yok. Bu kadar önemli bir seçim İstanbul'la ilgili. İstanbul'a dair bu kadar önemsedikleri, dünyada en büyük sükseyi yapacaklarına inandıkları projeyle ilgili tek bir cümle etmeden seçim bitirdiler. Sessizce geçirdikleri bu süreçten sonra da 'Kazmayı vuruyoruz' diye ortaya çıktılar.
“ÇED raporuna itiraz edeceğiz. Şu anda 100 binlik planları askıda. 1 / 100.000'lik plan dediğiniz şey, bir kentin değişmez kurallarıdır. Bu iş kapalı kapılar ardında yapılmaz. Bir proje ofisi tarafından yapılmaz. Kamuoyuna açık yapılır. 100 binlik plan, basit bir konu değildir. Buna da itiraz edeceğiz. Dün ben ettim. Etmeliyiz.
"Hukuki haklarımızı, sonuna kadar kullanmalıyız. 6 ilçedeki 19 mahallede insanlar yerinden ilgi kişi sayısı, 316 bin kişi. 316 bin kişiyi siz, yerinden ediyor ve taşıyorsunuz. Esas problem, esas kıyamet burada kopacak. Oradaki toplum bunun farkında değil.
“Görünen ey, Kanal İstanbul'un hükümet ağzıyla ifade edilen maliyeti 100 milyar lira. 100 milyar lira daha ek bir yük, ek bir vergi. Yani bu şu anda onun üç gencin birisi işsizken, işsizlikten insanlarımız kırılıyorken, çözmemiz gereken başka hususlar varken, sizden sırtına böyle bir yük koyuyorsunuz.
"Dokuz tane Marmaray yapar. Tüm İstanbul'un deprem sorununu ortadan kaldıramazken İstanbul'a böyle bir yükü reva görüyorsunuz. Niye? Yine betona İstanbul'u gömeceksiniz. Bunu yaptırmayacağız, bunu söyleyeyim. ”
"Artık İBB'de kimse israftan faydalanamıyor"
"Biz Kanal İstanbul'a asla mecbur değiliz. İstanbul halkının da böyle bir niyeti yok. İstanbul'un yönetiminin kapılarını el birliğiyle kapattık. Artık israf düzeninden kimse faydalanmıyor İBB'de. Biraz da bu konudain tetiklediğine şüphelerim vardı. Sayın Meral Akşener, 'Suçlusu sensin' deyince düşünmeye başladım. Evet galiba 2019 seçimleri biraz bu işin tetikleyicisi oldu.
“Bu, asla siyasi bir mesele değil hayati bir meseledir. Biz buna bu gözle çalışmak ve bu kararlıkla bu çalışmalarımızı ve hukuki mücadelemizi veriyoruz. Hukuki zeminde mücadele odaklılığını görüyorum.
"Bu eşsiz şehre, geri dönüşü olmayan bir ihanete kalkışmayın. Çünkü bu şehir, hepimiz, geçmişimizden bize emanet edilen bu şehir, geleceğe aynı sağlıklı şekilde emanet edilsin diye teslim edildi. Umarım bunu sağlayacağız ve sizin bu şehre, bu büyük kötülüğü yapmalısınız fırsat vermeyeceğiz." (RT)