Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) ve Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri , dün akşam (24 Eylül ) Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda “Dünden Yarına Boğaziçi Üniversitesi Buluşması’na” sloganıyla etkinlik gerçekleştirdi.
Çok sayıda akademisyen, öğrenci, mezun ve siyasetçinin katıldığı etkinliğin sunuculuğunu ise Boğaziçi Üniversitesi eski mezunlarından Jülide Ateş yaptı.
Üniversitenin, geçmişten geleceğe yolculuğunun konu edildiği etkinliğe İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve İstanbul Barosu başkan adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun yanı sıra pek çok milletvekili de katıldı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine özel güvenlik şiddeti
"Boğaziçi'yle uğraşmayı bırakın"
Flüt dinletisi ile başlayan etkinliğin açılış konuşmalarını Ekrem İmamoğlu, Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Emeritus Prof. Dr. Üstün Ergüder ve BÜMED Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Cesur yaptı.
İmamoğlu konuşmasında, Boğaziçi’nin önemine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Boğaziçi Üniversitesi 53 yıldır Türkiye’ye hizmet ediyor. Böyle köklü bir eğitim kurumuna sahip olmak çok büyük bir önem taşıyor. Bu değerlerimizi geliştirmek hepimizin görevi. Son dönemde Boğaziçi, yaşanan birçok olumsuzluklarla gündeme geliyor. Ülkemizin çok büyük bir değeri şaşılacak bir durumda. Koca üniversite cezalandırılmak isteniyor. Boğaziçi’ni Boğaziçi yapan akademisyenlerimizin içeriye alınmamaları gibi yaşananları da gözlemliyoruz. Değerli akademisyenlerimizin burada değil de başka ülkelerde akademik çalışmalarını yapıyor olmaları ülkemiz için büyük bir kayıptır. Bu ülkeye çok faydası olan kurumları siyasal hırsları nedeniyle çalışamaz hale getiriyorlar. Boğaziçi üniversitesi her hukuksuzluğa karşı kendisini savunmaya devam ediyor. Boğaziçi’yle uğraşmayı bırakın.”
İmamoğlu’nun ardından konuşan Cesur ise, “Boğaziçi mezunları olarak barışçıl, demokratik değerlerle yetiştik. Biz çiftçisinden öğretmenine nice mesleklerden ailelerin çocuklarıyız. Boğaziçi’nden saygıyı ve birlikte yaşama değerlerini öğrenerek mezun olduk” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden “alternatif mezuniyet”
“Boğaziçi elit değil, elit yetişiren bir üniversite”
Son olarak sahneye çıkan Ergüder de şöyle konuştu: “Boğaziçi Üniversitesi bugün, Anadolu’nun her köşesinden gelen öğrencilere dokunuyor. Boğaziçi Üniversitesi elit bir üniversite deniyor ama Boğaziçi elit değil, elit yetiştiren bir üniversite.”
Etkinlik, “Dünden Yarına Boğaziçi Üniversitesi Paneli” ile devam etti.
Dr. Canan Aratemür Çimen’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, üniversitenin eski mezunlarından Mehmet Yaltır, Dr. Erkut Yücaoğlu, Tijen Mergen, Naci Başerdem, Prof. Dr. Çiğdem Kafesçioğlu ve Selen Uçer konuştu.
Panelde, üniversitenin Türkiye’deki toplumsal ve ekonomik hayata katkıları, akademik özgürlük, kurumsal özerklik ve katılımcı yönetim gibi değerlerin nasıl inşa edildiği ve bu değerlerin neden korunması gerektiği üzerine konuşuldu.
Panelden sonra ise üniversitenin genç mezunları Yiğit Torun ve Şule Baycan konuşma yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden protesto: Kayyıma değil, öğrenciye bütçe
Konuşmaların ardından son üç buçuk yıldır Boğaziçi’ne destek veren, İnsan Hakları Derneği'ne (İHD), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne (TGC), Mülkiyeliler Birliği'ne, Sosyal Demokrasi Vakfı'na (SODEV), Halkevleri'ne, Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şubesi'ne, İstanbul Tabip Odası'na (İTO), Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi'ne (UKKSA), SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği'ne, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'ne, Türkiye Barolar Birliği'ne (TBB), Bilim Akademisi'ne, Hrant Dink Vakfı'na, PEN Yazarlar Derneği'ne, ABD bazlı uluslararası akademik bir dernek olan Orta Doğu Çalışmaları Derneği MESA'ya teşekkür edildi. Her kurum adına TEMA vakfına 10 fidan bağışında bulunulduğu açıklandı.
Etkinliğin kapanış konuşmalarını ise eski mezunlardan Begüm Özkaynak Ortaköylüoğlu ve Ece Sarkın yaptı. Konuşmaların ardından, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mine Eder de kısa bir konuşma yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde tarikatlar gençlik etkinliği yaptı
"Tarikatçiliğe, liyakatsızlığa itiraz ediyoruz"
Etkinlikten sonra bianet’e açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mine Eder, etkinlik için büyük çaba sarf ettiklerini belirterek BÜMED ve akademisyenler olarak uzun süredir bu etkinliği planladıklarını söyledi.
Üç buçuk yıldır üniversite değerlerinin yıpratılmasına itiraz ettiklerini ve amaçlarının, bu itirazı dile getirerek Boğaziçi’nin iyi bir kamu üniversitesi olduğu vurgusuyla bir araya gelmek olduğunu aktardı.
Etkinlikle birlikte akademik yılın açılışını da öğrencilerle beraber yaptıklarını belirten Eder, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Uluslararası bağlantıları olan, ajan, misyoner, terörist şeklinde hedef gösterilmeye çalışılan bir üniversite olarak bu hedef göstermeleri reddediyoruz. 53 yıldır kamu yararına çalışan bir üniversite olarak Türkiye’nin pek çok yerinden gelen öğrencilere iyi ve nitelikli bir eğitim sunma derdi olan bir akademik kadroyuz. Bu akademik kadronun hoyratça yok edilmesine, bezdirilmesine, uzaklaştırılmasına itiraz ediyoruz. Paraşüt tabir ettiğimiz, tepeden inme, hiçbir liyakat prensibine sahip olmayan ve meslektaşlarının değerlendirmesine sunulmadan bölümlere atananlara itiraz ediyoruz. Üniversitemize tarikat bağlantılarıyla liyakat dışı şekilde yeni çalışanlar alınmasına itiraz ediyoruz.”
Üniversitelerdeki sorunun sadece Boğaziçi’ne özgü olmadığını belirten Eder, “Bu sorunlar birçok üniversitede var. Biz, sadece bunu daha hızlı ve yoğun olarak yaşıyoruz. Bu şekilde diğer üniversitelere de bir çağrı yapmak ve beraber olursak daha güçlü oluruz mesajını vermek istiyoruz” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde 'paraşüt' dönemi
"Karanlığa teslim olmayacağız"
Ekonomi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz ise bianet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu akşam; mezunların, öğrencilerin ve hocalarımızın aramızda olması, Boğaziçi’ne yapılanlara karşı durmaya çalışan bizlere çok büyük güç verdi. Mezunlarımızla, öğrencilerimizle, çalışanlarımızla, Boğaziçi dostlarıyla ve bileşenlerimizin tümüyle birlikte mücadelemiz devam edecek. Bu etkinlik bizlere umut verdi, karanlığa teslim olmayacağız.”
"Kolektif direnişin bir parçası"
bianet’e açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu başkan adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 2017’de dayatma yoluyla anayasal düzenin yıkıldığını ve direnme ile dayatma ikileminde dayatmanın üstün geldiğini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi’nde ise bu dayatmanın sonucu olarak üniversitenin tasfiyesine karşı Boğaziçi’nin direndiğini söyledi:
“Boğaziçi’ndeki bu direnç, aslında demokratik ve anayasal düzene geçmek için verilmesi gereken kolektif direnişin bir parçasıdır ve şu anki büyük yıkım meşru görülmemelidir, kanıksanmamalıdır, kabul edilmemelidir.”
Kaboğlu, Boğaziçi direnişinden çıkarılan derslerle ilgili, “Bilgi kirliliğine izin verilmemeli, anayasaya saygı gösterilmeli ve TBMM’ye karşı sorumlu bir hükümet kurulması konusunda çaba gösterilmeli” dedi.
(ET/RT)