Edip Cansever'in "Masa da Masaymış ha" şiiri 12. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı'nda sansürlendi. Şiirinin tümünün basıldığı kitapta Cansever'in sadece "Bir bira içmek istiyordu kaç gündür/Masaya biranın dökülüşünü koydu" dizeleri çıkartılarak yerine "..." (üç nokta) kondu.
Medya İzleme Grubu'ndan (MEDİZ) Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver eser bütünlüğünü bozmanın yanlış olduğunu, iktidarın bu alanları bir ideolojik aygıt olarak kullandığını söylüyor.
Uğur Tanrıöver'e göre seçmenler ise "kolay cevaplar bulma peşinde" iktidarın kararlarını sorgulamıyor. Güvendikleri "şef"in her açıklamasını kabul ediyor.
Siyasi parti değil "ideoloji"
"Bunu tabii ki kabullenmek gerekmiyor ancak anlayabilmek lazım. Toplumun önemli kesiminde şöyle bir yanılgı var: AKP'ye baktığı zaman siyasi bir parti görüyor. Oysa ortada parti değil bir ideoloji var. Her ideoloji olduğu gibi o da totaliter bir ideoloji. Kendi bütünlüğünü korumak adına her yöntemi mübah görüyor.
"Metinlerde temsil üzerinde çalışanlar olarak biz de benzer durumlarla karşılaşıyoruz. Mesela Mehmet Akif Ersoy 15 yaşındaki kız çocuğuna yazmış 'sen de Fatihler doğuracak yaştasın' diye. Bizim algımıza göre de bu yanlış. Peki sansürlemek mi gerekir.
"Althusser'in söylediği gibi devlet ideolojik aygıtları kullanır. Bugünkü devlete sahip olan iktidar da bu aygıtı kullanması normal. Bize de eleştirmek, ifşa etmek düşüyor. Ama bunu niye yaptılar diye sormak manasız çünkü ortada ciddi bir ideolojinin savunucuları var."
İktidarın dayanağı "çoğunluğun sahibi olmak"
İktidarın "çoğunluğun sahibi" olma durumunu, seçmenlerin de sorgulamadan kabullenme eğilimini olduğunu söyleyen Tanrıöver, "Bu yüzden iktidarın zaten kendi seçmeniyle problemi yok. Örneğin İmralı'ya gidilemedi, çünkü koster bozuk diyor. Yarın öbür gün 'Efendim falanca sebepten kısmet olmadı' deseler geniş bir kitle bunu da kabul edecek" diyor.
"Arkasında çok geniş bir kitle var. Bu kitlenin hayatıysa çok kolay çünkü birine güvenmişler. Bu kişi Recep Tayyip Erdoğan olur, Ahmet, Hüseyin olur ama kişiyi her zaman haklı görüyorlar. Eskiden işyerlerinde asılı levhalarda ilk madde 'Şef her zaman haklıdır'dı. Sorun çıktığında yine ilk madde geçerli olurdu. Burada da 'şef her zaman haklı'. İster dini şef olsun, ister seçilmiş olsun."
Okul kitaplarında yakın dönem sansürleri
Edip Cansever'in şiirine yönelik sansür ilk değildi. Daha önce de Yunus Emre'nin İlahi'sinin bir kıtası 10. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı'nda basılmamıştı. Kaygusuz Abdal'ın "Nefes" şiiri de aynı akıbete uğramıştı. Her iki örnekte şiirler'de çıkartmalara dair hiçbir emare kullanılmamıştı. Cansever'in şiirineyse sansür üç noktayla "..." girdi. Şairlerin ardından Şeker Portakalı, Fareler ve İnsanlar, Semerkant kitaplarını okutan eğitimcilerle ilgili inceleme başlatıldığı haberleri gündeme geldi.
Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise bu haberleri "öküz altında buzağı arama" olarak nitelendirerek "Bırakın çocuklarımız kitap okusunlar" demişti. (EA/HK)