"Pratisyen hekimler tebaa gibi görülüyor"
"Talimatın yasal dayanağını oluşturan Sosyal Sigortalar Kanunu ve hekimlerin çalışmalarını düzenleyen 1219 sayılı 'Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanunlar'da hekimlerin hastalarına yazacakları reçetelerde herhangi bir kısıtlama getirilmediğini" belirten sözlerini şöyle devam ettirdi.
* Yapılan düzenlemenin SSK pratiği ile hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Sayıları 31 milyonu bulan SSK'lı hak sahipleri, hastalandıklarında ilk olarak SSK dispanserlerine başvuruyorlar.
* Hekimler mesleki ve bilimsel yönden yeterli olmalarına rağmen, düzenleme sonrasında hastanelere başvuru oranlarının artacak, zaten sıkışık olan bu kurumların hizmet verme daha da zorlaşacaktır.
* Kurumda hat safhada sağlık personeli ve hekim yetersizliği mevcutken, başka bir deyişle bir pratisyene bile ulaşmak müşkül bir durumken, halihazır ehil personele iş gördürmemek nasıl bir yönetim anlayışıdır merak ediyorum.
* SSK yönetimi ilaç komisyonuna bir çeki-düzen vermiyor, pratisyen hekimleri hekim gibi değil emirleri sorgusuz tatbik eden birer "tebaa" gibi görüyorlar.
* Talimatla hekimlere bilimsel endikasyona uygun ilaç değil, kendilerinin uygun gördükleri ilaç yazdırılmak isteniyor.
* Talimatta "Her hipertansiyonluya kalsiyum antagonisti yazmak zorundasın, astımlıya inhale steroid vermezsin ama oral steroid verebilirsin, kalp yetmezliğini dijitalize edebilirsin ama ACE- inhibitörü. başlayamazsın" deniliyor, böyle bir durumda hekimlerin bu sakıncalardan kaçınmak için ya hastalara dokunmadan sevk edeceklerini ya da izin verilen ilaçları yazarak, bilinçli hastaların açacakları milyarlarca liralık tazminat davalarıyla karşı karşıya kalmayı kabul edeceklerdir.
" SSK da hastalar da mağdur olacak "
* Talimatname hastaya 'bütüncül' yaklaşma olanağını yok etmektedir. Önceki talimattan bu yana antidepresanlar (sadece) pratisyenlere yasaklanmıştır. Biz çok iyi biliyoruz ki beden ve ruh sağlığı iç içedir. Birçok fiziksel hastalığın gelişiminde psişik faktörler rol oynar.
* Talimatnamenin bu haliyle SSK'na süreç içerisinde ekonomik yarar yerine zarar getirecektir.
* Pratisyen hekimlerin koruyucu tedavilerinden yoksun kalan milyonlarca SSK'lı, hastalıklarının komplikasyonlarından ötürü daha çok tetkik yaptıracak, daha pahalı ve çoklu ilaç uygulamasına maruz kalacak, daha çok kardiyovasküler ve diğer cerrahi girişim geçirecek, daha çok acile başvuracak ve hastaneye yatış gerektirecektir.
Kendirci Talimatname'de düzeltilmesi gereken konular hakkında ise şunları söyledi:
" Reçete yazma sınırı getirilemez "
*Yataksız sağlık tesislerine ilaç alınması, eskisi gibi direkt o kurumun inisiyatifinde gerçekleşmelidir.
*SSK polikliniklerinde multipl sorunları olan, kronik hastalar izlenmektedir. Reçetelerdeki ilaç sayısı eskisi gibi 5 kalem olmalı ve gereğinde pratisyen hekim tarafından da teşhis ve gerekçe reçeteye yazılmak suretiyle 2 aylık dozlara kadar verilebilmelidir.
*Pratisyen hekimliğin temel disiplini içerinde bulunan; Depresyon, Anksiete Bozuklukları, Hipertansiyon, Hiperlipidemi, Diyabetes Mellitus, İskemik Kalp Hastalığı, Kalp Yetmezliği, Bronşial Astım, KOAH, Sık rastlanan infeksiyon Hastalıkları, Kronik baş ağrıları, Migren, Kronik romatizmal hastalıklar ve Osteoporoz gibi hastalıkların tedavisinde pratisyen hekimin reçete yazma haklarına sınırlama getirilemez.
*İlaç kullanım ilkeleri, SSK ilaç komisyonunun inisiyatifine bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Komisyon bu sorumluluğunu yerine getirirken hem uzmanlık derneklerinin hem de ayrı bir disiplin olan pratisyen hekimlik derneğinin görüşlerini almalıdır. Gerekirse üniversitelerden ilgili bilim dallarından da görüş almalı, ilaç talimatnamesini her kesimin ihtiyacını karşılayacak şekilde tam bir konsensüs sağlayarak düzenlemelidir. Kısacası SSK ilaç komisyonu, İlaç kullanım ilkelerini belirleyen değil, koordine eden ve konsensüs sağlayan kurul olmalıdır.
*Hekimlerinin yaklaşık 1/3'ü pratisyen olan SSK, İlaç komisyonunda mutlaka 1-2 pratisyen hekim bulundurmalı ve pratisyen hekimlik görüşlerinin kurullarda temsil edilmesini sağlamalıdır.(NK/BB)