* Fotoğraf: Pixabay
Tüm Üretici Köylü Sendikası (Tüm Köy Sen) ve Gıda İş, Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon valiliklerinin il dışından gelecek çay üreticilerine girişi yasaklamalarına ilişkin ortak bir açıklama yaptı.
Yeni tip koronavirüs (covid-19) tedbirleri kapsamında, 15 Nisan’da alınan karara göre çay üreticilerinin bulundukları yerlerden aldıkları seyahat izin belgeleri ile 30 Nisan’a kadar illere girişlerine müsaade edilecekti. Ancak 4 ilin valilikleri dün (23 Nisan) “bakanlıklarımızca alınan bir karar doğrultusunda” diyerek il dışından gelecek çay üreticilerinin bu 4 ile alınmayacağı yönünde karar aldı.
Tüm Köy Sen ve Gıda İş açıklamasında kararın ne zaman, hangi bakanlık ya da bakanlıklar tarafından hangi gün, hangi gerekçeyle alındığının belli olmadığına dikkat çekerek, “4 ilin dışında yaşayan ve çayını toplamaya gelecek olan Karadenizli çay üreticisi için bu illere girişin yasaklanmasının ne mantıklı ne de hukuki bir açıklaması olamaz” dedi.
Açıklamada durumun düzeltilmesi ve çay üreticisinin mağdur edilmemesi için talepler sıralandı.
"Çay toplamaktan hangi kamu düzeni zarar görür?"
Tüm Köy Sen ve Gıda İş tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Birincisi; il dışından gelecek Karadenizli çay üreticileri kamu düzenini bozacak kişiler olarak görülmektedir. Çayını toplayıp satıp aldığı ya da alacağı paranın da bir miktarını Karadeniz ekonomisine bırakacak çay üreticileri bu salgın döneminde ülke ekonomisi ve tarımsal üretiminin devamı için çay toplarsa hangi kamu düzeni zarar görebilir.
“İkincisi; ülke geneli tarımsal üretimin aksamaması için üretici köylünün tarlasına, bağına, bahçesine gitmesinde hiçbir engel konulmayacak, başka ildeki arazilerinde tarımsal faliyet için Çiftçi Kayıt Sistemi Belgesi (ÇKS) göstermeleri yeterli derken, 4 ilde bunu da hiçe sayan karar alınması ne anlama gelir.
“Üçüncüsü; Çukurova bölgesinden Malatya, Sivas, Yozgat, Urfa, Mardin gibi pek çok ile İzmir, Ankara’dan çevre illere tarım üretimi için gidişler var. Yarın bir gün bu il valileri de aynı kararı alırlarsa ne olacak. Adana, Mersin, Hatay arasında tarım üretimi için geçişler var, bu üç ilin valisi de, Karadeniz illerindeki valiler gibi karar alalım derlerse ne olacak. Eğer onlarda aynı kararı alırlarla hukuksuz bir karar yaygınlaşırken tarım üretimi sekteye uğrayacak. Almazlarsa (ki almaları mümkün görünmüyor) o zaman da çay üreticisine uygulanan bu zulmün anlamı nedir?
“Karar özel şirketlerin işine yarar”
“Bu karar özel çay şirketlerinin işine yarar. Özel çay şirketleri bu durumdan iki türlü karlı çıkacaklardır. Birincisi gelemeyen çay üreticisi, bir şekilde çayını toplatabildi ise hemen satmak isteyecek ve şirketlerin dayattığı fiyata çayını vermek ya da verdirmek zorunda kalacaktır.
“İkincisi bu durumdan yararlanan şirketler Karadeniz’de ikamet eden ve kendi çayını toplayan çay üreticisi köylülere de ‘çay çok alan yok’ diyerek düşük fiyat dayatacaklardır. Çünkü Çaykur’un kota ve kontenjan uygulamaları özel çay şirketlerinin işine yarıyor. Uygulanan tarım politikaları nedeniyle göç eden ve bugün yasak nedeniyle çaylığına gelemeyen çay üreticilerine yenileri eklenecektir.”
"Ücretler ödenmeli, üretici zarar görmemeli"
Tüm Köy Sen ve Gıda İş’in söz konusu karar karşı talepleri de şöyle:
1- Covid-19 salgının yayılacağı endişesi gerçek bir endişe ise pek çok çaylığında (il dışındaki ve içindeki) aile fertleri arasında ortak olduğunu da bilerek, il dışından gelen Karadeniz’de oturan demeden, Özel ve Çaykur birlikte geçen yıl birinci sürgün miktarına göre çay parası direkt devlet tarafından ödenmeli ve üretici zarar görmemelidir.
2- Batık şirketleri kurtaran, vergi borçlarını silen, otoyol ve köprüye geçiş, havalana yolcu garanti verdiği için şirketlere milyarlarca lira para ödeyen iktidarın çay üreticilerine bir sürgün çay parasını vermeyecekse; İl dışındaki çay üreticilerine acilen test yapılmalı ve sonucu negatif çıkmış olan çay üreticisinin çaylığına gidişe engel kaldırılmalıdır. İllerin giriş ve çıkışlarında her türlü sağlık kontrolü, illerde gerekli denetim ve kontrollerin yapılması ile karantina koşulları devam ettirilmelidir, ikinci sürgün için gerekli koşullar oluşturularak üreticilerin yerlerine ulaştırılmasının hazırlıkları yapılmalıdır.
3- Çay üreticisinin özel çay şirketlerinin düşük fiyat baskısına ezilmemesi için Çaykur’un uyguladığı kota ve kontenjan tamamen kardırılmalıdır.
4- Çay taban fiyatı en kısa sürede ve çay üreticisinin girdi maliyetleri ve emeğini karşılayacak bir miktar olarak açıklanmalı. Özel çay şirketlerinin bu fiyatın altında çay alması yasaklanmalıdır.
5- Çaykur’daki Mevsimlik işçilerin, il dışında olanlar dahil işe girişleri yapılmalı ve hiçbir ücret kaybına uğramadan ücretleri ödenmelidir.
(TP)