Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda, sokaktaki hayvanların barınaklara kapatılmalarını ve gerektiğinde öldürülmelerini de kapsayan düzenlemeleri içeren "Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin hafta sonundan kalan 11 maddesi daha kabul edilerek yasalaşmasına karar verildi.
TBMM, Salı saat 03:51'de kapanmadan önce Teklif'in bütünü üzerine yapılan oylamaya 600 milletvekilinden 500'ü katıldı. 275 kabul oyuna karşılık 224 ret oyu kullanıldı 1 üye de çekimser kaldı.
Hafta sonunda 5 madde kabul edildi
Hafta sonu yasanın en tartışmalı, hayvan yaşamını en yakından ve dolaysızca ilgilendiren maddeleri bütün itirazlara, teklifin geri çekilmesi ve uzlaşılarak çıkarılması önerilerine karşın AKP ve MHP ittifakı vekillerinin oylarıyla geçirilmişti.
Sokaktaki hayvanlara yönelik kanun teklifinin ilk 5 maddesi kabul edildi
Hafta başında 11 madde görüşüldü ve teklif yasalaştı
Pazartesi gün boyu ve Salı günü ilk saatlerinde teklifin bütün maddeleri tek tek oylandı, yasanın bütünü de oylanarak kanunlaştı.
Teklifin 16. Maddesi görüşüldüğü sırada CHP Genel Başkanı Manisa Milletvekili Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu Genel Kurul Salonu’na geldiler.
Teklifin kilit kavramı "Ötanazi"
Genel Kurul'da tartışılması 28 saat süren 17 Maddelik "Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'ndaki görüşmelere getirilen ilk taslağı kentlerde sayısı büyüyen sokakta yaşayan hayvan popülasyonunun ortadan kaldırılması amacıyla "öldürülmeleri"ne olanak tanıyan bir düzenleme öneriyordu.
Hayvanları Koruma Yasasının 2004'teki metninin özgün kurgusunda sokaktaki hayvanların denetlenmesi için önerilen "yakala-kısırlaştır-aldığın yere bırak" formülünün "başarısız" olduğu iddiasıyla getirilen değişiklik teklifinin dayandırıldığı "yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir-gerekirse öldür" formülü yaşam hakkı savunucuları, hayvan dostları, veteriner hekimlik meslek kuruluşları arasında ve kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı.
Teklif Komisyona ilk taslaktaki "öldürme" yerine "ötanazi" kavramı geçirilerek getirilmişti. Ancak "ötanazi" daha da büyük tepkiye yol açınca bu kez teklif metninden "ötanazi" kavramı da çıkarıldı. Onun yerine "Veterinerlik Hizmetleri Kanunu'nun 9'ncu maddesinin 3'ncü fıkrasında yer alan hükümler uygulanır" ibaresi konuldu. Ne var ki, bu hükümler de esasen "ötanazi"yi yasa dışına çıkarmıyor, "veteriner denetiminde ötanazi" uygulamasını düzenliyordu. Böylece Yasa Değişikliği Teklifiyle eski yasanın özünü ortadan kaldıran hayvan popülasyonunu denetlemede "hayvanları öldürme" yetkisi, bir dizi dolayımla da olsa yasaya içerildi.
KOMİSYONDA 4. MADDE KABUL EDİLDİ
AKP: "Sokak hayvanlarına 'ötanazi' yapılsın demeyelim ama, diyen başka kanuna atıf yapalım"
Genel Kurul'daki görüşmelerde
"ötanazi" yerli yerinde bırakıldı
TBMM Genel Kurulu'nda 28 Temmuz'da başlayararak 14 saat süren görüşmelerde Komisyondaki "ötanazi" tartışmasına neden olan ilk 5 madde kabul edildi. Pazartesi yeniden toplanan Genel Kurul'da, muhalefetin önergelerine rağmen, geri kalan tüm maddeleri kabul edilerek Teklif Meclis'ten geçti.
Yasa görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci ise "Bu kanun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Nüfusu 25 binden büyük olan belediyeler için kesinleşen bütçe gelirlerinin binde 5'i ve büyükşehir belediyelerinde de binde 3'ü bu iş için tahsis edilecek ve 4 dönem halinde barınak yapım çalışmaları da eksiksiz devam edecek" dedi. 4 milyon hayvanın 105 bin kapasiteli barınaklarda nasıl barınacağı sorusuna da yanıt veren Kirişçi, barınak yapım sürecinin tamamlanması için 31 Aralık 2028’in belirlendiğini bildirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, görüşmelerin 12. saatinde Genel Kurul'a geldiler.
"Büyük insanlık ödürmekle değil, yaşatmakla uğraşır"
Oylamadan önceki son konuşmalardan birini bir değişiklik önergesi üzerine yapan CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala'nın TBMM Tutanağındaki sözleri, bir hafta boyunca TBMM'de AKP'nin "Teklifi" ile muhalefet partilerinin direnişi arasında süre giden mücadeleyi özetliyordu: "Şimdi, değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde -adı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi biliyorsunuz- bir gerekçe var, deniyor ki: “Yaşam hakkını tehdit ve toplum sağlığı nedeniyle böyle bir teklif getiriyoruz.”
"Amacınız ne?"
Gerçekten de önce şu saptamayı yapmamız gerekir: Serbest dolaşan hayvan nüfusunun bilimsel yöntemlerle mutlaka kontrol altına alınması lazım ancak burada şöyle bir problem var: Bakın, 5199 sayılı Yasa var. Zaman darlığı nedeniyle ayrıntılarına girmiyorum ama soru şu: Yirmi yıl önce çıkarılmış bu yasa neden uygulanmadı, neden denetlenmedi? Benzer bir yasayı çıkarılıp yine uygulanmayacaksa, yine denetlenmeyecekse amacımız nedir, gerçekten bu sorunun yanıtı havada kalıyor.
"Bir başka önemli şey söyleyeyim: Bakın, yasa teklifinde diyorsunuz ki: 'Sağlık gerekçeleriyle biz bunu gündeme getiriyoruz.' Peki, o zaman neden sağlık komisyonunda görüşülmesini sağlamadınız? Biz Sağlık Komisyonu üyeleri olarak, bu hiç olmazsa tali komisyon olarak Sağlık Komisyonunda görüşülsün istedik, neden reddettiniz? Değerli milletvekilleri, Mecliste bir tane veteriner hekim yok. Biz bu Komisyonda Dünya Sağlık Örgütünün ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütünün kabul ettiği tek sağlık yaklaşımıyla yani insan sağlığını, hayvan sağlığını, çevreyi bir arada ele alan bir yaklaşımla görüşülsün istedik ama maalesef kabul etmediniz.
"Çok daha önemli bir şey söyleyeyim: Komisyon görüşmeleri sırasında veteriner hekimlerin görüşlerini alabilmek için biz de onları buraya davet ederek yoğun bir çaba gösterdik, Türk Veteriner Hekimler Birliğinin Başkanı geldi, Veteriner Hekimler Derneğinin Başkanı geldi ve Veteriner Hekimler Derneğinin Başkanı konuşma yaptığı için şimdi Meclise girmesi yasaklı; bu, gerçekten kabul edilemez bir şey.
"Hayvan öldürerek kuduzu kontrol altına alamazsınız"
Şimdi, geçtiğimiz yıllarda 400 binin üzerinde kuduz riskli temas öyküsü var ama bunun kuduzla ilgisinin olmadığını burada birçok meslektaşımız söyledi çünkü Türkiye'de kuduz yılda bir ya da iki insan vakası şeklinde karşımıza çıkıyor, burada kuduz kontrolünün… Bakın, bilimsel makalelerin ortaya koyduğu bir şey var -bilmiyorum, içinizde bu konuda bu makaleleri okuyan oldu mu hiç- hepsinin söylediği bir şey var: Kuduz kontrolü için kitlesel aşılamaya ihtiyaç var. Hayvanları öldürerek kuduzu kontrol altına alamazsınız. (CHP sıralarından alkışlar)
"Başka bir şey söyleyeyim: Ülkeyi Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor; 81 ilin valisini siz atadınız. Valilerden alınan sonuca inanmıyorsunuz, diyorsunuz ki: “‘2 milyon’ dediler ama 2 milyon değil.” Lütfen, böyle bir kanun teklifi getirirken hiç olmazsa bu verilerin biraz daha güvenilir, biraz da veri aralığının dar tutulmasına özen göstermek gerekir.
[...]
"Hayvan öldürmek için
hayvandan izin aldınız mı?"
"KAYIHAN PALA (Devamla) - Bir başka önemli sorun 'Kısırlaştırma için hayvandan izin aldınız mı?' diye sordunuz. Gerçekten bu soru çok önemli. Ben de size şunu sorayım: Peki, hayvanları öldürmek için hayvanlardan izin aldınız mı? (CHP sıralarından alkışlar) Bu olmaz, gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil.
"Yeri gelmişken ötanazi konusunda da bir şey söyleyeyim: Ötanazi irade bildirir, Latince kökenine bakacak olursanız 'iyi ölüm' demektir. Eğer tıp literatüründeki anlamına bakacak olursanız 'ümitsiz vakalarda kişinin kendi ölme hakkı' kavramı anlamına gelir dolayısıyla irade bildirir. Siz, sahibi olmayan hayvanlar için irade bildiren bir kavramı gündeme getiremezsiniz.
"Bakın, serbest dolaşan köpek popülasyonunu azaltmak için doğurganlığın kontrolü, sorumlu sahiplik müdahaleleri, rehabilitasyon birimleri ve hayvan üretim ve ticaretinin yasaklanması gerekir. Büyük insanlık öldürmekle değil, yaşatmakla uğraşır, insan olan öldürmekle değil, yaşatmakla uğraşır!"
(AEK)