Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Taraf gazetesinin gündeme getirdiği "AKP ve Fettullah Gülen'i Bitirme Planı"nın ardından yaşanan tartışmaları bianet'e değerlendirdi.
Bakkalcı, "askeri vesayet ve AKP insanların özgürce konuşmalarını engelliyor" derken, Yoleri, "Ergenekon soruşturmasıyla birlikte başlayan kutuplaşmanın hak mücadelesini geri plana attığını ve yapılan tartışmaların toplumu kısır bir döngüye soktuğunu"öne sürdü.
Taraf, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli teğmen Serdar Öztürk'ün bürosunda bulunduğu iddia edilen bir belge yayınladı. Buna göre, ordu içinde "AKP ve Fethullah Gülen cemaati"ne karşı psikoharekat planı yapılıyordu. Hükümet tepki gösterdi. Askeri savcılık inceleme başlattı; Genelkurmay belgenin doğru ya da sahte olduğu konusunda kesin bir açıklama yapmadı.
Bakkalcı: "Ordu bilgilendirmeden kaçıyor"
"Türk Silahlı Kuvvetleri'yle (TSK) sınırlı olmayan, her alana sirayet etmiş bir askeri vesayet var. Ülkede yaşayan 71 milyon insanın iradesi yerine kendi iradesini esas alan, bu kuvveti kendinde gören bu mantık son dönemde AKP ve Gülen cemaatinin yıpratılmasına yönelik belgenin gerçekliği hakkında bile kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınıyor."
"Demokrasinin temel kurallarına hürmet etmeyen bir sistemin olduğunu" belirten Bakkalcı "ortada iktidarın bileşenleri olan ordu ve hükümet tarafından üzerinde mutabakat sağlanan çok geniş bir alan var" dedi:
"Bu esas olarak ülkenin büyük çoğunluğunun iradesinin baskı altına almaya yönelik işliyor. Bu nedenle öncelikli olarak bu planları yapanlar ve uygulayanlar ortaya çıkartılmalı."
Bakkalcı, "KESK ve DTP'ye yönelik operasyonları düşünürsek bu odakların ortaya çıkartılmasından sorumlu olan AKP hükümeti de bunun bir parçasıdır" dedi.
Yoleri: "Toplum bu olayların yaşanmaması için harekete geçmeli"
Yoleri "Toplumun belgeler/tanıklar gibi soyut meseleleri tartışmaktan çıkıp ortaya çıkan gerçekler karşısında tutum alan, mücadele eden, bu tür olayların bir daha yaşanmasını engellemeye yarayacak hareketler geliştirmesi gerekiyor. Eğer bu yapılmazsa içine sıkıştırıldığımız döngüde ortaya çıkan şeylerle ilgili bir ilerleme elde edememiş oluruz" dedi.
"Beş gündür bu belgeyi tartışıyoruz ama İstanbul'da bir aydır yürüyüş ve gösteri yapma hakkını kullanamıyoruz. İşkenceler sürüyor tartışamıyoruz. Cezaevlerinde sorunlar artmış durumda, sağlık hakları engelleniyor, çeşitli alanlarda bir çok hak ihlali yaşanıyor ama bunları konuşamıyoruz. Bu tartışma hak taleplerini geri plana atıyor. Toplumun bu oyuna gelmemesi lazım."(BÇ)