İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, demans tanısı konulan meslektaşı ve arkadaşı Aysel Tuğluk’u tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi’nde ziyaret etti.
Ziyareti ile ilgili bianet’e konuşan Keskin, Tuğluk’u en son beş ay önce gördüğünü ve şu anki durumunun bir önceki ziyaretine göre çok daha kötü olduğunu söyledi.
Tuğluk’un konuşmakta güçlük çektiğini ifade eden Keskin, şöyle konuştu: “Aysel COVID olmuştu ama COVID’in belirtilerini dahi anlatamadı. Konuşmakta güçlük çekiyordu, ben de çok konuşturmak istemedim daha çok ben konuşmaya çalıştım ama hastalığının giderek ilerlediği çok belli oluyordu.
"Bana ‘ben koğuşumdaki arkadaşlarım sayesinde yaşıyorum’ dedi. Hücrede her gün beraber olduğu arkadaşının ismini dahi unuttu ve hatırlayamadı. Aysel benim çok eski arkadaşım hiç konuşmasa da eski Aysel olmadığını anlayabiliyorum."
TIKLAYIN-ATK üçüncü kez Tuğluk için 'cezaevinde kalabilir' dedi
"ATK'nin raporu etikten yoksun"
Keskin, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın Tuğluk için verdiği “cezaevinde kalamaz” raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde tek başına kalabilir” raporlarına değindi. Keskin, her iki rapor arasındaki çelişkinin siyasi olduğunu vurguladı:
“Kocaeli Üniversitesi’nin Aysel ile ilgili verdiği ‘cezaevinde tek başına kalamaz’ raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu Aysel için çok acımasızca bir rapor hazırladı. Her iki rapor arasından büyük bir fark var.
“Üniversite hastanesi Aysel’i daha çok gördü, durumuna çok daha vakıf, ATK ise; tek bilirkişi kurumu olduğu için an fazla yarım saat ayırıyor ve bu kısacık zaman dilimi üzerinden rapor veriyor. Ama tahliye için devlet hastanesinin değil, ATK’nin raporu esas alınıyor. Ayrıca ATK, siyasi iradeye bağımlı bir kurum ve siyasi kararlar veriyor. Aysel için de verdiği kararda etikten yoksun siyasi bir karar.”
TIKLAYIN-Alaattin Tuğluk: "Bir hukuk varsa onu arıyoruz, kimseye yalvarmıyoruz"
"Aysel'den intikam alıyorlar"
Tuğluk’un avukatlarının Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı tedbir başvurusunu da dikkat çeken Keskin, “AYM’nin kararı da siyasi, ‘daha kötüleşirse bırakırız’ demeye getiriyorlar. Düşman hukukunun dahi bir hukuku vardır, Aysel’e karşı düşman hukuku dahi uygulanmıyor, intikam alınıyor” dedi.
|
TIKLAYIN-"Aysel Tuğluk hükümlü olduğu dosyadan tahliye edilmedi"
"Muhalefet mağdur seçicilik yapıyor"
Aysel Tuğluk ile ilgili muhalefet partilerinin sessizliğini de eleştiren Keskin, sözlerini şöyle noktaladı: "Kendilerini muhalefet olarak tanımlayan bazı güçler mağdur seçicilik yapıyorlar. Aysel’e karşı bir ilgisizlik var. Kürtlerden oy istiyorlar ama insani konularda gerektiği gibi davranmıyorlar.
"Neden Aysel’i HDP dışında başka partiler ziyaret etmiyor, neden durumu dile getirmiyorlar? Aysel’in durumu gerçekten çok ağır. Aysel’in iyileşebilmesi için ancak özgür olması gerekiyor, bunu herkes biliyor ama büyük bir ilgisizlik var."
TIKLAYIN-Aysel Tuğluk: Şikayetimi yansıtmak istemedim
TİHV rapor hazırlamıştı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), geçtiğimiz yıl hazırladığı raporda Tuğluk'un "cezaevinde kalamayacağına" işaret ediyor: "Muayene kayıtları, psikometrik incelemeler, kişi hakkında düzenlenen raporlar, yazılan reçeteler, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı'nın kararları ve koğuş arkadaşları ve avukatları tarafından aktarılan bilgiler; 'orta evrede, tipik bir demans'a işaret etmektedir. Demans kişinin basit gündelik işlerini, yaşamsal gereksinimleri ve kişisel hijyenini başkasının desteği olmaksızın sağlayamayacağı bir duruma doğru ilerleyen, kalıcı nitelikte bozulmaya yol açan bir hastalıktır.
Tuğluk'un muayenelerine ait kayıtlar ve bilgiler kronolojik olarak değerlendirildiğinde; önceki muayenelere oranla yıkımın daha da arttığı, ilerleyici ve kalıcı nitelikte olan bu kinik tablonun; kişinin gerçeği değerlendirmesini, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmesini, bağımsız karar alabilmesini ve kararlarını özgür iradesiyle tek başına hayatına geçirmesini engelleyecek boyuta evrildiği anlaşılmaktadır. Mevcut demans tablosu nedeniyle 'kişinin yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın tek başına sürdürmesinin mümkün olmadığı, cezaevi koşullarına bir başkasının yardımı olmadan zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz."
TIKLAYIN-"Cezaevi idaresi bile Aysel'in iyi olmadığını söylüyor"
Ne olmuştu?
Beş yılı aşkın süredir Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan Aysel Tuğluk, 13 Eylül 2017'de annesi Hatun Tuğluk'u kaybetti.
Annesinin kaybının ardından sağlık sorunları yaşamaya başlayan Tuğluk'a 15 Mart 2021'de Kocaeli Üniversitesi Hastanesi demans tanısı koydu.
KOÜ Adli Tıp Anabilim Dalı 12 Temmuz 2021'de açıkladığı kesin raporunda ise; "Demansın ilerleyebileceğini, cezaevi koşullarında tıbbi destek ve bakımın yeterliliğinde sorun yaşanabileceğini, Tuğluk'un yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın sürdürmesinin mümkün olmadığını, zorunlu ihtiyaçları karşılayamayacağını, infazının ertelenmesi gerektiğini, infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyeceğini" belirtti.
Tuğluk, daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Tuğluk'u üç kez gören ATK, he üç raporunda da "cezaevinde tek başına kalabilir" raporu verdi.
TIKLAYIN-"Ahmet Türk'ün konuşması Aysel Tuğluk'un ATK raporunda ne arıyor?"
(RT)