Fotoğraflar: Ece Deniz/bianet
Greenpeace öncülüğünde 11-12 Kasım’da Müze Gazhane’de gerçekleştirilen İklim buluşmalarının ikinci gününde Greenpeace Türkiye ve İklim Adalet Ağı iş birliğinde Süreyya Operası önünde iklim aktivistleri, hak savunucularının da katılımıyla COP-27 basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklaması sırasında “Kömür de petrol de kalsın yerin dibinde”, “İklimi değil sistemi değiştir”, “Güneş, rüzgar bize yeter”, “Şirketlere karşı ses çıkar” sloganları atıldı.
Basın açıklaması sonrası sessizce “İklim Hareketi Yürüyüşü” yapıldı.
“COP27 şirketler buluşmasından farksız”
Basın açıklaması öncesinde COP27’yi takip eden iklim eden aktivistlerin çağrısıyla bu yürüyüşün ve basın açıklamasının organize edildiği belirtildi.
İklim Adalet Ağı basın açıklaması şöyle:
“Bu yıl Mısır’da düzenlenen COP27’yi tedirginlikle ve öfkeyle izliyoruz.
“Dünyanın en nüfuzlu iklim müzakereleri olarak bilinen COP27, şu anda bir şirketler buluşmasından farksız. Davetliler arasında ada devletlerinin ve iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerin delegelerin toplamından daha fazla fosil yakıtla ilgilenen insan var.
“İnsanların sağlığı, ekosistemin dengesi, dünyanın sürdürülebilirliği… Para lafı karşısında tüm bu gerçeklerden, korkularından sıyrılanlar bize iklimi krizi konusunda ahkam kesiyorlar. Kapitalist zihniyetin hüküm sürdüğü bu dünya düzeni iklim müzakerelerine, 400’ü aşkın özel jetle insan taşıyor.”
“Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutamayacağız”
Basın açıklamasında COP-27’ye Coca Cola’nın resmi sponsor olmasına da tepki gösterildi.
“Son çare tutunduğumuz, dünyanın her bir yerinden gelen iklim aktivistleri, şaklabanlar arasında gerçekleri göstermeye çalışıyorlar; iklim krizi için acil eylem talep ediyorlar.
“İklim krizinde kritik noktalara gidiyoruz. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Emisyonun Açığı Raporuna göre, 1.5 derece hedefi çoktan kaçırıldı, tüm taahhütler uygulansa bile küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutamayacağız.
“Bu duruma tüketici devletlerin verdiği tepki ise daha fazla tüketmek. Bunun yanında iklim değişikliğine en az katkıda bulunanlar, bu krizden en çok etkilenenler oluyor. Verdiği taahhütleri yerine getirmekten uzak politikacılar ve patronlar eşliğinde geri dönülmez bir sürece giriyoruz.”
“Bir yabancının evinizi sular altında bıraktığını düşünün”
Greenpeace’in yaptığı açıklamadaysa şunlar öne çıktı:
“Bir yabancının evinizi sular altında bıraktığını ve bu hasarı tamir etmek için sizin kendi cebinizden para ödediğinizi düşünün. İşte iklim adaleti dediğimiz şey tam olarak bu… İklim felaketlerinin sorumlusu büyük kirleticiler ve zengin ülkeler. Ancak bu felaketin sonuçlarına katlananlar Güney Yarım Küre’deki savunmasız toplumlar.
“Şu an devam etmekte olan COP 27’nin en önemli gündem maddesi, iklim adaletinin inşasındaki en önemli adım olan kayıp ve hasara ilişkin finansman düzenlemeleri.
“Yıllardır dile getirilen ve talep edilen kayıp ve hasar mekanizmasının, ilk kez gündem maddesi olarak kabul edildiği önemli bir an. Ama mücadele henüz bitmedi.
“Zengin ülke hükümetleri, bu konuda çok uzun zamandır ayak sürüse de artık dünyanın her yerinden yükselen toplumsal itirazları duymalı ve sorumluluk almalı. Büyük kirleticiler, yol açtıkları zararların bedelini ödemeli.”
“Başka hiçbir kayıp vermemek için ses çıkarıyoruz”
Basın açıklamasında ortaokul 6.sınıf öğrencisi Ali Karakoç da söz aldı. Karakoç Pakistan’da milyonlarca insanın göç ettiği sel felaketine değinip iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerin de en fakir ülkeler olduğunu söyledi.
“Annelerimizin babalarımızın gördüğü gölleri biz göremeyeceğiz, çünkü kurudular. Başka hiçbir kayıp vermemek için ses çıkarıyoruz. Herkesi ses çıkarmaya davet ediyoruz.”
Eğitimsen üyesi Gökçe K. ise basın açıklaması sonunda işçilerin, emekçilerin iklim krizinin sorumlusu olmadığını ifade etti. Fosil yakıta dayanmayan üretim süreçlerinin bir an önce hayata geçirilmesinin önemini vurguladı.
(ED/EMK)