Atölye BİA'nın 28 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasında yapacağı beş günlük İklim Haberciliği Atölyesi, bugün başladı. Atölyeye farklı şehir, üniversite ve mesleklerden 17 kişi katıldı.
İklim haberciliği nasıl yapılır?
*Özgür Gürbüz
Atölyenin ilk oturumunda Ekosfer Derneği’nin kurucularından Özgür Gürbüz, "İklim haberciliği nedir? Hangi konuları kapsar?" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
"Bir krize dönüşen iklim değişikliği, hiç tartışmasız dünyanın karşılaştığı en büyük ekolojik sorunlardan biri" diyen Gürbüz, iklim haberciliğini şöyle açıklıyor:
"İklim haberciliği denilen gazetecilik aslında iklim krizinin etkilediği her alandaki gelişmeleri haberleştirmektir. Krizin yol açacağı sonuçları içeren senaryolardan, krizin kendisi ve krizden çıkışın yolları da bu haberlere dahildir.
"İklim haberciliği gibi bir isimle anılabilir ama aslında yapılan iş uzmanlık gerektiren bir gazetecilik faaliyetidir. Bu yüzden iklim konularında uzmanlaşmış bir çevre haberciliğinden de bahsedebiliriz."
Çözüm odaklı iklim haberciliği
Ülkede yaşanan doğa olaylarıyla birlikte iklim haberciliğinin aslında bir felaket haberciliğine dönüştüğünü söyleyen Gürbüz, iklim krizini konuşurken bir yandan çözümü de konuşmamız ve haberlerde de bu çözümün sunulması gerektiğini vurguladı.
Gürbüz, iklim haberi yapmadan önce üç temel noktanın önemli olduğunu belirterek, maddeleri şöyle sıraladı:
- İklim haberi her şeyden önce bilim temelli olmalıdır.
- İklim haberi veriye dayalıdır, dayanmalıdır.
- İklim haberciliği ve haberleri çözüm odaklı olmalıdır.
"İklim gazeteciliğinde veri kullanımında IPCC’nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) verilerini kullanabilirsiniz. Haberde veri olmazsa, haberiniz inandırıcı olmaz. çok inandırıcı olmaz haberimiz. Krizi çözümle anlatmak gerekiyor. Krizden çıkacak bir senaryoyu da anlatmamız lazım. Krizle korkuttuğumuz haberlerde, insanlara çözümün de ne olduğunu söylemek gerekiyor" diyen Gürbüz, önemli sera gazlarından, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 1,5 raporundan ve sektörlere göre sera gazı emisyonlarından bahsetti.
"İklim değişikliği" değil "iklim krizi"
"İklim haberciliğinde dile baktığımızda ise iklim değişikliği ve iklim krizi kavramlarında bir çıkmaz görebilirsiniz. İklim değişikliği dediğimizde, ortada bir aciliyet, harekete geçme zorunluluğu daha da önemlisi sorun yok gibi algılanıyor aslında. Ama iklim krizi dediğimizde ise doğrudan bir soruna işaret ediyoruz. İnsanlar hemen çözümü ve kendilerini de kapsayan o sorundan nasıl çıkacağını düşünüyor." diyen Gürbüz, salınım kavramı yerine de "emisyon" dendiğini vurguladı.
Gürbüz daha sonra örnek haberler üzerinden, çözüm odaklı yapılmayan iklim haberlerini değerlendirdi:
"İklim değişikliği sorununu, medya çok uzakta görüyor. Deniz seviyesinin yükselmesini sadece ada devletlerin problemi sanıyorlar.
"Haberlerde harekete geçiren bir iletişim gerekiyor. Çoğu haberde bunu göremiyoruz. Termik santral haberi yapıyorsanız insanlara emisyondan bahsetmeniz gerekiyor mesela.
"Görmeye alıştığımız bir yerel mücadele, ulusal eylem planlarıyla birlikte verilebilir."
Gürbüz, son olarak katılımcıların iklim haberciliği yaparken kullanabileceği Türkçe kaynakları aktardı.
İklim haberciliği nasıl gelişti?
*Ömer Madra
Gürbüz'ün ardından gazeteci, yazar Ömer Madra, iklim krizi meselesinin nasıl yıllar içerisinde konuşur hale geldiğini, bunun beraberinde iklim haberciliğinin de nasıl geliştiğini anlattı.
Madra'nın ardından Avrupa İklim Eylem Ağı'nda Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü olan Özlem Katısöz, ısınma ve kriz kavramlarından, fosil yakıtlar, enerji emisyonları ve iklim değişikliğinden bahsederek kalkınma, enerji hedefleri, elektrik üretiminde kömür ve iklim eyleminin yan faydalarını anlattı.
Katısöz, küresel ortalama sıcaklıklarının artışının fosil tüketimle paralel olduğunu söyleyerek, "Fosil yakıtlar arttı, bir yandan da tüm iklim değişikliğine neden olan emisyonlar içinde çok büyük yer kaplamaya başladı" dedi.
Türkiye'den fosil haberlere değinen Katısöz, fosil yakıtlarla ilgili haberlerin refaha ve kalkınmaya yönelik şekilde yapıldığını ve bu söylemin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
*Özlem Katısöz
"'Türkiye'de enerji mottosu ne peki?' diye soran Katısöz şöyle devam etti:
"Enerji mottosuna baktığımızda hala kömür ve petrol görüyoruz. Yani bunların içbiri karbondan arınmaya yönelik adımlar değil aslında. Türkiye yenilebilir enerji açısından aslında konum olarak çok avantajlı bir konumda. Dolayısıyla enerji verimliliği açısından da potansiyal var. "Yerli ve yenilebilir" mottosunda, yerlinin yine "yerli kömür" olduğunu görüyoruz.
"Türkiye'nin enerji ve iklim politikasıyla örtüşen bir uygulama içerisinde olduğunu göremiyoruz. Dünya trendleriyle uyumlu bir iklim politikamızın olmaması, politika açısından da geriden gelmemize yol açıyor."
turkiyedekomur.org sitesinden bahseden Katısöz, Türkiye'de kömürü odağına alan bir enerji politikasın olduğunu söyledi.
Katısöz, fosil yakıtların gerçek maliyetlerini de şöyle sıraladı:
- İklim krizi
- Enerji ürünleri ithalatı
- Bütçe açığı
- Karbon emisyonları
- Su kirliliği
- Toprak ve suyun gaspı
- Geçim kaynaklarının yok olması
- Hastalıklar erken ölümler
İklim Haberciliği Atölyesi, 29 Nisan Perşembe günü ikinci gün oturumuyla devam edecek.
(SO)
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül, 5-13 Aralık) altı "Temel Gazetecilik Atölyesi", yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya, 21-25 Ekim İklim Haberciliği, 11-15 Kasım Kadın-LGBTİ+ ve Yargı Haberciliği) altı tematik atölye düzenlendi. 2020 yılında düzenlenen atölyeler de şöyle; 24-28 Şubat Uygulamalı Haber Atölyesi, 29 Şubat - 1 Mart Podcast Atölyesi, 11-26 Nisan Online Kürtçe Medya Atölyesi, 16-17 Mayıs Online Podcast Atölyesi, 27-31 Mayıs ve 13-17 Haziran Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi, 4-12 Ağustos ve 8-16 Ekim Toplumsal Cinsiyet Odaklı Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi, 19 Ekim-2 Kasım, 16-30 Kasım ve 14-28 Aralık Temel Gazetecilik Atölyesi. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.