Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Raporu Paneli'nin (IPCC) hazırladığı yeni taslak rapor iklim değişikliğinin yol açacağı sonuçlara dikkat çekiyor.
Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Ümit Şahin, IPCC'nin raporunu bianet'e değerlendirdi. Ortalama sıcaklığın 1 dereceye gelmiş olduğu saptamasının nasıl bir tehlikeye işaret ettiğini vurguladı. Şahin, hükümetlerden kayda değer bir adım beklemiyor, umudu sistem karşıtı hareketlerin mücadelesinde.
Şahin raporu ana hatlarıyla şöyle değerlendiriyor:
* IPCC dünyada iklim değişikliğine dair söz söyleme ehliyetine sahip en önemli uluslararası kuruluştur. Bilim insanlarının çalışmalarını derler, konsensusa varıp kamuoyuna duyurur.
* Konsensusla nedeniyle muhafazakar raporlardır. Söylenenin çok daha kötüsünü beklemek gerekir.
* Raporun tek yeni noktası iklim değişikliğinin yüzyıllık küresel sıcaklık artışının bir derece olduğu. 2007 raporunda 0,8 derece deniyordu. Bu artış çok önemli, çünkü iki derece geri dönüşü olmayan sınırdır. Avrupa Birliği (AB) ve BM gibi kuruluşlar iki derece sınırında anlaşıyor.
* Ortalama iki derece sıcaklık artışı geri besleme mekanizmaları nedeniyle önlem alınsa da geri döndüremeyeceği anlamına geliyor. Kartopu gibi durdurulmayacak bir hızla beş altı dereceye kadar gidebilir.
* Pek çok bilim insanı iki dereceye ulaşılma zamanının 2040'ları 2050'leri geçmeyeceğini düşünüyor.
* Bu sıcaklık artışı ortalamada bir derece, dünyaya eşit dağılmıyor. Bazı yerler ciddi kuraklıklarla, bazı yerlerse sellerle boğuşuyor. Bir başka rapora göre, sadece 2010'da, sadece Asya'da 30 milyon kişi iklim değişikliği yüzünden evsiz kaldı, bir kısmı mülteci durumuna düştü. Pakistan'daki seller, Somali'de ykuraklık, Rusya'daki orman yangını, Teksas'taki inanılmaz sıcak dalgası, vs...
* IPCC bir başka açıklamayla iklim felaketlerinin iklim değişikliğine bağlı olduğunu bilimsel olarak açıkladı.
* Medya bu tür raporlar her çıktığında ilk defa görüyormuş gibi davrandığı sürece ve kamuoyu, medya, hükümet çevreleri yeni sürpriz felaket senaryoları olarak gördüğü sürece hiçbir şey değişmeyecek.
* Bu raporların hükümetlere etki etmeyeceği ortada. Bu aymazlık sürdüğü sürece aralık ayında Güney Afrika'da yapılacak toplantıdan da hiçbir sonuç çıkmayacaktır.
* İklim değişikliği meselesiyle yükselen yüzde 99 dalgasını ayrı görmemek lazım. İklim değişikliğinin çözümü ancak sistem değişikliğiyle mümkündür. İklim değişikliği şirketlerin, kapitalist sistemin bir ürünü. Şirketler özellikle iklim değişikliğine dair önlem engelliyorlar. Onlara karşı yapılan yüzde 99 hareketi aslında iklim değişikliğine karşı mücadelenin yeni umududur. İçi içe iki hareket bunlar. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) iklim değişikliğine karşı mücadele edenler yüzde 99'a destek verdiler, oradaydılar.
IPCC raporu
Çok sayıda bilimsel çalışmadan çıkan ve üç yılda hazırlanan bir raporun özeti mahiyetindeki IPCC'nin taslak raporunda "Felaketler daha büyük şiddette ve daha sık cereyan ettiği takdirde bazı yerlerde yaşamın sürdürülmesi imkansız olacağı" belirtiliyor.
Raporda, "anormal iklim koşullarına maruz kalan yerlerde daha büyük nüfus sıklığı olacak; emlak fiyatları fırlayacak ve yetersiz altyapı hasar riskini artıracak", "küçük ada ülkeleri için en büyük tehdit yükselen deniz sularının istilası; deniz suları kıyıları aşındıracak ve yeraltı sularını zehirleyecek", "Güney Asya ve Güneydoğu Asya'da yıkıcı yağmur fırtınaları ikiye katlanacak", "Doğu Asya'da yüzyılın ortasında sıcaklık bugünkünden iki derece daha fazla olacak, bu da dayanılmaz bir nem yaratacak" gibi tahminler yer alıyor. (YY)