Bu yıl Brezilya'da düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 30. Taraflar Konferansı (COP30) öncesinde, Pew Araştırma Merkezi, Türkiye’nin de dahil olduğu dokuz orta gelirli ülkeyi kapsayan yeni bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı.
Arjantin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Kenya, Meksika, Nijerya, Güney Afrika ve Türkiye'de 8 Ocak - 21 Nisan 2025 tarihleri arasında 12 bin 375 kişiyle yüz yüze yapılan anketlere dayanan araştırma iklim değişikliği konusunda toplumların yaygın endişelerini ortaya koyuyor.
Bu ülkelerde yaşayan halkların büyük çoğunluğu küresel iklim değişikliğinin yaşadıkları bölgeyi etkilediğini belirtiyor.
Ankete katılan yetişkinlerin çoğu, küresel iklim değişikliğinin yaşamlarının bir noktasında kendilerine kişisel olarak zarar vereceğinden en azından bir miktar endişe duyuyor. Örneğin, Brezilya ve Endonezya'da yüzde 90 veya daha fazlası bu endişeyi dile getirirken, Arjantin, Brezilya, Endonezya, Kenya ve Güney Afrika'da çoğunluk küresel iklim değişikliğinin kişisel zararlarından büyük endişe duyuyor.
Pew Araştırma Merkezi, 2015’ten beri yaptığı araştırmada iklim değişikliğinden kaynaklanan kişisel etkilere ilişkin endişenin bazı orta gelirli ülkelerde azaldığını, bazılarında ise arttığını tespit etti.
Dokuz orta gelirli ülke genelinde yetişkinlerin medyan yüzde 56'sı iklim değişikliğinin yaşamları boyunca kendilerine kişisel zarar vereceğinden çok endişeli olduğunu söylerken, Türkiye'de bu oran yüzde 34 seviyesinde yer alıyor. Ancak 2015'ten bu yana Türkiye'de bu endişe oranı 7 puan artış gösterdi.
Araştırmaya göre, orta gelirli ülkelerde yaşayanların medyan yüzde 80'i, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yardımcı olmak için yaşama ve çalışma biçimlerinde en azından bazı değişiklikler yapmaya istekli olduklarını dile getiriyorlar.
Ancak, Türkiye'de "çok fazla" değişiklik yapmaya istekli olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 17 ile incelenen ülkeler arasında en düşük seviyede bulunuyor.
Özellikle genç ve daha eğitimli olanlar, en azından bazı değişiklikler yapmaya istekli olduklarını söyleme eğiliminde.
Anketin temel bulguları arasında şunlar yer alıyor:
- İklim değişikliğinin dört olası etkisinden hangisinin kendilerini en çok endişelendirdiği sorulduğunda, katılımcılar genellikle diğer seçeneklerden daha çok kuraklık veya su kıtlığını dile getiriyor. Endonezya ve Nijerya hariç, ankete katılan tüm ülkelerde kuraklık en büyük endişe kaynağı. Bu ülkelerde ise kuraklık, istatistiksel olarak sıcak havayla bağlantılı. Kuraklık endişesi en yüksek Meksika ve Türkiye'de görülüyor ve bu ülkelerde yetişkinlerin yaklaşık onda yedisi veya daha fazlası bunu en büyük endişe kaynağı olarak belirtiyor.
- Daha az kişi, alışılmadık derecede sıcak havaların, sellerin veya şiddetli fırtınaların uzun süre devam etmesinin ya da yükselen deniz seviyelerinin kendilerini en çok endişelendirdiğini söylüyor:
- Olağandışı sıcak hava koşullarının uzun süreli olmasını en büyük endişe kaynağı olarak gösterenlerin oranı Nijerya'da (yüzde 34) en yüksek, Türkiye ve Meksika'da (yüzde 9 ve yüzde 12) ise en düşük. Sel veya şiddetli fırtınalara işaret edenlerin oranı ise Güney Afrika'da yüzde 30 ile Meksika'da yüzde 4 arasında değişiyor.
- Ankete katılan ülkelerin çoğunda yükselen deniz seviyeleri dördüncü en yaygın endişe kaynağı. Bunu en büyük endişe olarak belirtenlerin oranı Endonezya'da (yüzde 14) en yüksek.
- İnsanlar, bir ülkenin küresel iklim değişikliğiyle mücadelede ne kadar çaba göstermesi gerektiğine karar verirken, ülkenin servetinden ziyade karbon emisyonlarının daha önemli olması gerektiğini söylemeye yatkın.
- Yedi ülkenin en az yarısı iklim değişikliğiyle mücadele sorumluluğunun belirlenmesinde bir ülkenin zenginliği mi yoksa karbon emisyonları mı daha önemli olmalı sorusuna karbon emisyonlarının daha önemli olması gerektiğini söyledi. Ancak, Türkiye, görüşlerin bölündüğü tek ülke oldu. Uluslararası toplumun iklim değişikliğinin etkilerini önemli ölçüde azaltma becerisine güven duyanların oranı ise Türkiye'de.
Ankete katılan dokuz orta gelirli ülkede, uluslararası toplumun attığı adımların küresel iklim değişikliğinin etkilerini önemli ölçüde azaltacağına inanan yetişkinlerin oranı (medyan yüzde 62) büyük ölçüde farklılık gösteriyor.
Birleşmiş Milletler'e ilişkin olumlu görüşler, uluslararası topluma duyulan güvenle bağlantılı. Ankete katılan dokuz ülkenin altısında, BM'ye ilişkin olumlu görüşe sahip kişilerin, olumsuz görüşe sahip olanlara kıyasla, uluslararası toplum tarafından alınan önlemlerin iklim değişikliğinin etkilerini azaltacağına daha fazla güven duydukları görülüyor.
Araştırmanın tamamı için tıklayın
(HA)


