Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve üniversiteler de dâhil 26 kurumdan araştırmacılar, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerine yeni bir rapor yayınladı.
Dünyanın önde gelen tıp dergilerinden Lancet'ta yayınlanan araştırma sonuçlarına göre,
iklim değişikliği neticesinde milyonlarca insanın sağlığını etkileyen dönüşümler yaşanıyor.
Türkiye Tabipleri Birliği'nden (TTB) Yüksek Onur Kurulu Üyesi Dr. Ali Özyurt ve Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay, raporu bianet için yorumladı.
"Kalp krizi riski de yükseliyor"
TTB üyesi Dr. Ali Özyurt, Fransa'da 10 yıl önce 40 derecenin üzerine çıkan sıcakların onlarca kişinin ölümüne neden olduğunu hatırlatarak, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini üç maddede sıraladı:
- Havaların iklim değişikliğine bağlı olarak aşırı ısınmasıyla birlikte öncelikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan insanlarda ölüme kadar gidebilecek sonuçlar olabilir. Bununla birlikte açlıktan ölümler artıyor ve yine sıcaklıklara bağlı olmak özere sıtma, Deng humması gibi salgın hastalıkların giderek yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor.
- İkincisi alerjik hastalıklar hem iklimsel farklılıklar hem de hava kirliliğiyle bağlantılı olarak giderek yükseliyor.
- Kalp hastalıklarında artış yaşanırken kalp krizi riski ciddi oranda yükseliyor. Yine aynı şekilde böbrek yetmezliği hastaları için de sıcaklıklar riskli. Aşırı sıcaklara bağlı olarak aşırı terlemelerle sıvı kaybı da artıyor. Bu hastalar kaybettikleri sıvıyı sağlı kişiler gibi zaten kolayca yerine koyamazken, aşırı sıcaklar bu olasılığı daha da artırıyor.
Greenpeace: "Artık kulak tıkayamayacak durumdayız"
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay ise binlerce iklim bilimciden oluşan 'Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nden (IPCC) çıkan sonucu referans göstererek "Yüzyıl sonuna kadar hiçbir şey yapılmazsa sıcaklıkların 3,8 ile 12 derece santigrat arasında bir artış gösterebileceği öngörülüyor.
"Gezegenin kayda geçen tarihi boyunca (son 400.000 yıldan bahsediyoruz) en yüksek karbondioksit oranlarına günümüzde ulaşıldı" şeklinde konuştu.
Kutluay, şöyle devam etti: "Bilim insanlarının ortaya koyduğu gerçeklere artık kulak tıkayamayacak durumdayız. Küresel iklim değişikliği, etkilerine her an tanıklık ettiğimiz, ülkemizde de giderek artan şiddette hissettiğimiz bir iklim krizine dönüştü.
"Dünya kömürden çıkış konusunda hem fikir"
"Geçtiğimiz hafta CoalSwarm ile Greenpeace'in yayımladığı bir rapor dünyanın hızla kömürü bir başka deyişle fosil yakıtları terk etmeye başladığını ortaya koydu.
"Rapora göre, 2010'dan bugüne kömürlü termik santral işleten ya da inşa eden 1675 şirketin 4'te 1'i sektörden çekildi. Tüm dünyada 23 ülke, eyalet ve şehir, enerjide kömürden aşamalı olarak çıkmaya başladı ya da 2030'a gelindiğinde tamamen kömürden kurtulmalarını sağlayacak eylem planlarını hazırladı.
"Türkiye gibi birkaç istisna dışında bütün dünya kömürden çıkış konusunda hemfikir. Çin gibi bir dönemin fosil yakıt şampiyonları bir yandan hızla mevcut kömürlü termik santral planlarını iptal ederken bir yandan da güneş ve rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminde rekor seviyede bir artış gösteriyor.
"Gördüğünüz gibi dünya iklim krizinin farkında ve bu konuda adımlar atılıyor fakat ne yazık ki bu adımlar henüz yeterli seviyede değil. İklim krizi ile mücadelede geç kalınmadı. Fakat hızla gerekli adımlar atılmazsa, kritik eşik aşılacak.
"Paris Anlaşması taahhütlerine uyulmalı"
"Bu konuda her ülke üzerine düşeni yapmalı ve Paris Anlaşması'ndaki taahhüt doğrultusunda iklim değişikliğine karşı sıcaklık artışının 2 derece ile sınırlandırılması ve 1,5 derece için de çaba harcamalı... Bu konuda Türkiye de üzerine düşeni yapmalı.
"Bir yandan kentlerimizi altyapısını güçlendirerek ve yeşil alanlarını koruyarak iklim değişikliği kaynaklı değişimlere uyumlu hale getirip dayanıklılığını artırmalı; bir yandan da iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının en büyük nedeni olan fosil yakıtlardan acilen kurtulmalıyız.(PT)