İklim aktivistleri Londra Bilim Müzesi’ni protesto etti

Londra Bilim Müzesi

Birleşik Krallık Öğrenci İklim Ağı'nın (UKSCN) Londra şubesi, dün akşam (26 Ekim) Londra Bilim Müzesi önünde müzenin fosil yakıt sponsorları Shell, BP, Equinor ve Adani'nin "kurbanları" için mum ışığı nöbeti tuttu. 

İklim aktivistleri, Bilim Müzesi’nde kömür çıkarma işlemleri yapan Adani Grubu tarafından desteklenen “Enerji Devrimi: Adani Yeşil Enerji Galerisi” adlı yeni bir galerinin açılacak olmasına tepki gösterdi. 

UKSCN müzenin içinden yaptığı Instagram canlı yayınında “Şirketin yeşil enerji koluyla çalıştıklarını ve kömür faaliyetlerini unuttuklarını söylüyorlar. Yeni yeşil altyapıya ihtiyacımız olduğu, yeşil işlere ihtiyacımız olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz ancak artık kullanmaktan vazgeçmemiz gereken kirli altyapıyı unutamazsınız” dedi.

UKSCN London üyesi 17 yaşındaki Ines de COP26 İklim Zirvesi’ne bir haftadan az süre kaldığına dikkat çekerek “Şimdi fosil yakıt şirketlerini ortadan kaldırmanın, onlarla iş birliği yapmamanın zamanıdır. Bilim Müzesi, bilimsel bir kurum olarak kalan güvenilirliğini ve meşruiyetini kaybetmeden önce sponsorluk anlaşmalarını ciddi bir şekilde yeniden düşünmeli” diye konuştu.

Müze, iklim aktivistleriyle görüşmeyi reddetti

The Guardian’ın aktardığına göre, Bilim Müzesi'nin yönetim kurulu ise genç aktivistler ve bilim insanlarıyla herhangi bir görüşme girişimini durdurdu. 

Bilim Müzesi Grubu Başkanı Dame Mary Archer, “Bu galeri için sağladıkları önemli finansal destek için Adani Green Energy'ye çok minnettarız” dedi.

Sponsorlar fosil yakıt şirketleri

Doğal gaz, madencilik ve kömürle çalışan elektrik santralleri yapımında yer alan çok uluslu şirket Adani, Avustralya'daki Carmichael kömür madeniyle bölgenin topraklarına ve sularına zarar verdi. 

Bilim Müzesi, daha önce de petrol ve gaz devleri olan Shell, BP ve Equinor ile yapılan sponsorluk anlaşmaları nedeniyle eleştirildi. Müze, iklim krizine karşı doğaya dayalı çözümlerle ilgili “Geleceğimiz Gezegenimiz” sergisini finanse etmek için Shell sponsorluğunu kabul ettiğinde fosil yakıt şirketiyle yapılan anlaşmaya sergiye katkıda bulunanlar ve iklim aktivisti Greta Thunberg tepki gösterdi. 

Aktivistler, Shell’in her yıl fosil yakıtlara yatırım yaptığını söyleyerek doğayı en çok kirleten 4.şirket olduğunu vurguladı. Shell, 2 ay önce Nijer deltasındaki petrol borularındaki sızıntı nedeniyle 110 milyon dolar tazminata mahkum edilmişti. 1958’den beri bölgede faaliyet gösteren Shell’in her yıl tonlarca petrol sızdırarak kirliliğe neden olduğu ortaya çıkmıştı.

Fosil yakıtlar ve iklim krizi

Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırabilmek için, ülkelerin kolektif bir şekilde on yıl içinde fosil yakıt üretimini (kömür- yüzde 11, petrol- yüzde 4, doğalgaz-yüzde 3) küresel ölçekte yıllık yüzde 6 azaltması gerekiyor. 

Ancak, 57 ülke ve AB'nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiren İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021'e göre, ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor.

Yine BM Çevre Programı ile IISD, Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü, İklim Analitiği ve CICERO gibi diğer büyük araştırmacılar tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”nun 2020 verilerine göre de dünyadaki toplam fosil yakıt üretimi küresel ısınmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın değil. 

Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen ihracatçıların üretimi daha da hızlı bir şekilde azaltması gerek. Ancak bunun yerine ülkeler, fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2'lik bir artışa doğru ilerliyor. 

Öte yandan, Leeds Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve "ortalama" olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor. Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor. 

(CA/TP)