* Fotoğraf: Mahmut Tanal / Twitter
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD), Rize, İkizdere’de Cengiz İnşaat’ın açmak istediği taş ocağının bölgedeki etkilerine ilişkin bir rapor hazırladı.
TOD rapora ilişkin açıklamasında “Bu tür uygulamalar ülkemizin doğal varlıklarının nasıl bir talana maruz bırakıldığı ve olağanüstü doğal varlıkların nasıl değersizleştirildiğinin en açık kanıtıdır” dedi.
Raporda, taş ocağının tamamen yanlış bir yerde planlandığı, projede planlama hatası olduğu, heyelan ve sel riskinin varlığı, hukuki olarak da aykırı bir sürecin işletildiği gibi bilgilere yer verildi.
TIKLAYIN - "Kuşlar bile ağaçlardaki yuvalarından düşüp ölüyor"
“Ülkemizin en güzel, doğal zenginlik açısından en varsıl yörelerinden birinde, yöre halkının haklı olarak karşı olduğu bu doğa düşmanı projenin derhal iptal edilmesi gerekir. Yöre halkının haklı mücadelesini tüm benliğimizle ve mesleki duyarlılığımızla destekliyoruz” diyen TOD’un raporundan öne çıkanlar madde madde şöyle:
Yanlış planlama
- Cevizlik köyü yakınlarındaki taş ocağının tamamen yanlış bir yerde planlandığı anlaşılmaktadır. Böylesine dik, sarp ve ormanlarla kaplı, köy yerleşimlerinin ortasında ve tarım alanlarına neredeyse bitişik bir alanda taş ocağı işletmesi açılmasının daha başlamadan çeşitli çatışmalara yol açtığı bilinmektedir. Yöre insanını etkileyecek, mevcut yaşam birliklerini ve habitatları tamamen yok ederek kayalığa dönüştürecek bir faaliyet için “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesi de ayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Üstelik bu karar verildikten sadece kırk gün sonra 13,45 hektar olan ocak alanının 37,02 hektara ve 15.7 milyon ton olan yıllık taş üretiminin 20 milyon tona çıkarılmasına yönelik kapasite artışı için ÇED başvurusunda bulunulmuş ve başvuruda 2025 yılına kadar üretim yapılacağı açıklanmaktadır.
Orman tahribatı
- Taş ocağının gerekçesi olarak İyidere ilçesinde yapılması planlanan lojistik merkez ve liman gösterilmektedir. Ancak bu lojistik merkez ve limanın ÇED raporunda “Proje kapsamında herhangi bir malzeme ocağı işletilmesi veya hazır beton tesisi kurulması planlanmamaktadır” diye yazmasına rağmen İkizdere’deki taş ocağında işlemlere başlanmıştır. Böylece hem lojistik merkez ve limanın ÇED Raporuna aykırı hareket edilmiş, hem de hukuki bir temeli olmayan bir gerekçeyle orman tahribatının önü açılmış olmaktadır.
Tarım alanları
- Taş ocağı proje tanıtım dosyasında, proje alanının tamamının orman olduğu yazılmaktadır. Oysa ocak alanında tarım alanları da bulunmakta olduğu gerekçesiyle 20.03.2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile bu tarım alanları acele kamulaştırılmıştır. Dolayısıyla proje tanıtım dosyasının yeterli inceleme yapılmadan hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Yaşam alanları
- Proje alanının çok yakınında köy yerleşimlerine ait ev ve diğer yapılar bulunmaktadır. Bölgede yaşayan halkın evlerine 230 metre, tarla ve tarım alanlarına ise 50-70 metre mesafelerde yılın neredeyse tamamında delme, patlatma, yükleme ve taşıma faaliyetlerinin öngörülmesi her şeyden önce fahiş bir planlama hatasıdır.
Sel ve heyelan
- Daha ocak için kazı faaliyetleri başlamadan sadece yol genişletilmesi çalışmalarında dahi ocağın proje tanıtım dosyasındaki taahhütlere uyulmadığı gözlenmektedir. Örneğin; dere yataklarına müdahale edilmeyeceği taahhüt edilmesine rağmen ocak alanına giden yolun genişletilmesi çalışmalarında kazı fazlasının dere yataklarına boşaltıldığı, hatta yol kenarındaki orman ağaçlarına Orman Kanununa aykırı olarak zarar verildiği, köklerinden söküldüğü ve dere yatağına atıldığı da görülmektedir. Özetle doğrudan ve dolaylı olarak dere yatağına müdahale edilmiştir. Karadeniz Bölgesindeki sellerin büyük bir çoğunluğunun nedeni dere yataklarına yapılan müdahalelerdir. Şimdiden bölgede sel riskinin arttığını ve derelerden akan suyun kalitesinin erozyon nedeniyle bozulduğunu söylemek mümkündür.
Hayvanlar
- Yörede uluslararası sözleşmelere göre korunması gereken hayvan türleri bulunmakta olup, proje tanıtım dosyasında da bu türler açıkça raporlanmıştır. Bern Sözleşmesinde “Kesin olarak korunması gereken hayvan türlerinin üreme ve dinlenme yerlerine kasıtlı olarak zarar vermek veya buraları tahrip etmek, yabani faunayı üreme, geliştirme ve kış uykusu dönemlerinde kasıtlı olarak rahatsız etmek yasaktır” hükmü yer almaktadır. İşin trajik tarafı; Proje tanıtım dosyasında; Bern Sözleşmesinin bu ve diğer hükümlerine uyulacağı taahhüt edilmiş olmasına rağmen faunanın önemli bir kısmının üreme zamanı olan Nisan ayında faaliyetlere başlanmış olmasıdır.
Toz kirliliği
- Taş ocağının faaliyete başlamasından sonra oluşacak toz kirliliği nedeniyle vadideki ormanların, çay alanları ve bahçe bitkilerinin olumsuz etkileneceğini söylemek mümkündür. Çünkü çoğu taş ocağında tozumayı önlemek için alınacağı ifade edilen önlemler alınmamaktadır.
Gürültü kirliliği
- Çok dar ve dik bir vadide yankılanacağının da hesaba katılarak, işletmeden kaynaklanan gürültünün, başta uyku bozukluğu olmak üzere insanlarda ruhsal sorunlar yaratması ve yaban hayvanlarını da olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır.
Rehabilite mümkün değil
- Diğer yandan taş ocağının faaliyetin sona ermesinden sonra rehabilite edileceği de proje tanıtım dosyasında taahhüt edilmektedir. Ancak sıyrılması öngörülen toprak miktarı sadece 20 cm kalınlıktadır ve faaliyet sonrası som kayanın üzerine serilecek 20 cm toprak üzerinde ağaç yetişmesi mümkün değildir. Nitekim ülkemizde başta mermer ocakları olmak üzere birçok taş ocağının rehabilite edilemediği de ortadadır.
İkizdere'de taş ocağı
Rize’nin İkizdere ilçesinde yapılacak olan lojistik liman inşaatında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan taş ocağı için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, ilçedeki İskencedere Vadisi’nde acele kamulaştırma kararı alındı.
Bunun üzerine köylüler harekete geçerek, vadinin girişine çadır kurup nöbet tutmaya başlarken, alınan kararı da yargıya taşıdı. Ancak inşaatı gerçekleştirecek olan Cengiz Holding çalışanları 21 Nisan’da vadiye girerek taş ocağı için yol açma çalışmalarına başladı.
Jandarma eşliğinde gelen şirket çalışanları, vadi girişine çadır kurup nöbet tutan vatandaşlardan çadırlarını kaldırmalarını istedi. Nöbet tutan vatandaşların tepkilerine rağmen çadırlar kaldırılırken, jandarma vadi girişine barikat kurdu.
Kısa sürede iş makineleri çalışmaya başlarken, bölge halkı da vadiye akın etti. Kolluk kuvvetleri bu defa köylülere sokağa çıkma yasağına uymamaktan dolayı para cezası uyguladı. Köylüler cezalara rağmen direnmeye devam etti. Çalışmaların başladığı günden bugüne direnmeye devam eden köylülere biber gazı ile birçok kez müdahale edildi. Direniş süresince çok sayıda gözaltı oldu, gözaltılar daha sonra serbest bırakıldı.
Direnişe rağmen inşaat sürerken Cengiz İnşaat’ın 3 Mart'ta kapasite artışı talebiyle başvuru yaptığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 11. Bölge Müdürlüğü’nün, şirkete yeni bir taşocağı açması için izin verdiği ortaya çıktı. Eylemlere rağmen çalışmalarına aralıksız devam eden Cengiz İnşaat, konuya ilişkin ilk kez yaptığı yazılı açıklamasında "hammadde temin edilmesi planlanan" taş ocağının yerinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından seçildiğini söyledi.
(TP)