Suruç katliamında sorumluluğu olduğu gerekçesiyle “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla Suruç Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada tutuksuz yargılanan iki polisten biri olan Ahmet Oğuz Davarcı, bugün ilk kez ifade verdi.
TIKLAYIN - Suruç Katliamı Sanığı Adıyaman, Urfa ve Antep İstihbaratından Şikayetçi Oldu
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi, 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen talimat duruşmasının ardından Suruç Aileleri İnisiyatifi adliye önünde açıklama yaptı.
Açıklamada söz alan Suruç davası avukatlarından Kazım Bayraktar, 10 Ekim 2015’te Ankara’da ve 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’da gerçekleşen patlamalar için de yetkililere yönelik “ihmalkarlık” davası açtıklarını ancak sadece Suruç katliamına ilişkin iddianame hazırlandığını söyledi.
Davayı takip eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya “Hep suçluları, katilleri koruyan zihniyete karşı adalet gerçekleşene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Bayraktar: Polis “yukarıdakilerden” şikayetçi oldu
Avukat Kazım Bayraktar iki polisin yargılamasının yapıldığı davaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“Suruç’ta müfettiş soruşturması yapıldı ve iki polisin yargılanmasına dönük kanaat bildirildi. Biz bu başvuruyu en tepedekinden tabandakine kadar bütün yetkililerin yargılanması için yapmıştık. Ancak IŞİD ile iş birliği yapan kamu görevlilerine dava açmadılar.
“Mahkemede ifade veren polislerden birisi yukarıyı işaret ederek patlamayı yapanlar için ‘Suruç’a gelene kadar Adıyaman’dan, Antep’ten, Şanlıurfa’dan geçtiler. Ben oradaki yetkililerden şikayetçiyim’ dedi. Biz onların kim olduğunu tespit etsek de onları yargılayacak bir yargı maalesef yok.
“Ancak biz sadece sanıkların peşinde değiliz. Tarihe not düşüyoruz. İki polisin yargılanmasıyla bitmez. Biz kapandı demeden bu dava kapanmayacak.”
“Sorumluluğu bulunan herkes yargılanana kadar mücadele edeceğiz”
Suruç yaralılarından Yasin Can’ın okuduğu basın açıklamasında Ankara katliamının ardından kurulan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin mahkeme kararıyla kapatılması hatırlatılarak “Barışı savunmaya devam edeceğiz” denildi.
Katliamda sorumluluğu bulunan herkes yargılanana kadar adalet mücadelesinden vazgeçilmeyeceği vurgusu yapıldı.
Ne olmuştu? 20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti. Meydana gelen patlamada 33 kişi hayatını kaybetti. Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü. Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert. |
(TP)