Gaston Bachelard, bir evin kimi zaman bir insan bedeninin sahip olduğu fiziksel ve ahlaksal enerjileri kuşandığını söyler. Örneğin, kış vaktinde fırtına ve kasırganın 'düşmanlığı' karşısında ev, böylesi bir insani değer kazanır. Bu nenle de içinde yaşanmış bir ev, cansız bir dam altı değildir; içinde oturulan mekan da geometrik mekanı aşar.[1]
Bir ev; duvarları, odaları, kapı ve pencereleri ile bizi dışarıdan belli oranda soyutlasa da dışarıyı dışlamaz ya da dışlayamaz. Dışarıya karşı bir direngenliği vardır, ancak yine de 'tüm gökyüzü onun terasıdır'. Böyle bakınca, "Sevdiğimiz mekanların, kapalılığını her zaman sürdürmeye yanaşmaması gariptir. Açılırlar. Kendilerini sanki kolaylıkla başka yerlere, başka zamanlara, farklı düş ve anı düzlemlerine taşırlar."[2]
Evlerde, evin içi önce kendine açılır (odalar salona ya da salon odalara) ve sonra da kapı ve pencereler aracılığıyla dışarıya (sokağa, yola, yere, gökyüzüne). Bu her bir açılma ise beraberinde zamansal ve mekansal bir taşmayı getirir.
Zamandaki düşsel yolculuk
"İki Oda Bir Sokak" sergisi de kapalı bir mekandan (evden) kendine ve dışarıya taşan bir evde bulunan iki sanatçının şahitliğine ayna tutuyor; evin ve evdeki iki kişinin zamandaki düşsel yolculuğunu sergiliyor.
Adından da anlaşıldığı üzere, serginin 'ev sahibi' olan sanatçılar için sokak, evin ortak paylaşım alanı olan salonun yerini alırken, odalar da bu sokağa açılıyor. İzleyiciler ise sergideki işlere baktığı oranda, bu odalar ile sokakta dolaşırken buluyor kendini.
Seda Mit ve Ömer Koçağ'ın Harmony Sanat Galerisi'ndeki çalışmaları, iki ev arkadaşının, iki sevgilinin, iki sırdaşın içeriden dışarıya attığı bakışı gösteriyor. Onların bakışının yakaladığı yüzler ve bedenler, şehrin çirkin ve güzel halleri, mutlu ve mutsuz sevgililer, tarihi figürler, şövalyeler, krallar, soytarılar ve hayaller tablolarda karşılık buluyor.
Şimdi ile geçmiş arasında
Çalışmalar, evin 'fiziksel ve ahlaksal enerjisi' ile iki sanatçınınkinin kesiştiği yer oluyor.
Seda Mit'in resimlerinde durum ve kent hikayeleri kendini gösterirken, bedenler ve yüzler deforme bir şekilde çıkıyor karşımıza. Yani Mit, bugün'e bakıyor. Ömer Koçağ'ın işleri ise klasik dönemden besleniyor. O da bizi geçmiş'e götürüyor. Yani sergi, şimdi ile geçmiş arasındaki bir 'ev'de duruyor ve bu evdekilerin zamanı ve mekanı dikizleyişi ile evin zamanını bize aktarıyor.
Seda Mit ve Ömer Koçağ'ın toplamda 61 çalışmasının bulunduğu "İki Oda Bir Sokak" sergisi, 30 Eylül'e kadar ziyaretçilerini bekliyor. (BA/HK)
* Harmonuy Galeri, Kuzguncuk Mh. İcadiye Cd. No: 42 A 34674 Üsküdar / İstanbul