Fotoğraf: Lula da Silva, seçim kampanyasında/AQ
Brezilya'da 156 milyondan fazla kayıtlı seçmen 2 Ekim 2022'de Başkan, Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kongre seçimleri için sandık başına gidecek. Eyalet Valileri ve Vali Yardımcıları, Eyalet Yasama Meclisleri, Federal Bölge Yasama Meclisi ve Fernando de Noronha Bölge Konseyi seçimleri de aynı sandıkta gerçekleşecek. Son anketlere göre, adaylardan, iktidardaki Başkan Jair Bolsonaro yönetiminin yolsuzluk iddialarıyla cezaevine gönderdiği ancak aklanarak siyasete geri dönen önceki başkanlardan Lula da Silva seçmenlerin yüzde 52'sinin desteğini kazanmış, Bolsonaro ise yüzde 36'da kalmış görünüyor. Americas Quarterly, Kolombiya'nın önde gelen yayın kuruluşlarından NTN24 bünyesinde New York'tan yayın yapan sosyal-liberal üç aylık düşünce dergisi. Dijitial platformlarından yılda bir milyon kişiye ulaştığını ve basılı tirajının 15 bin olduğunu bildiriyor. |
Mitingler arasında 24 saat ve 30 mil mesafe ve iki kalabalık arasında bariz bir coşku farkı vardı. Geçtiğimiz hafta Brezilya'da hem Başkan Jair Bolsonaro'nun hem de anketlerin lideri önceki Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın kampanyalarını izledim ve ayrıca siyaset, iş dünyası ve ordudan çeşitli kişilerle tanıştım. Vardığım sonuç: Bu seçimin [nasıl sonuçlanacağı] birçok yönden tahmin edilemez ve sonuçlar, kimi anketlerin şimdi öngördüğünden çok daha yakın olabilir.
Bolsonaro'nun 7 Eylül'de Rio de Janeiro'nun Copacabana Plajı'nda düzenlenen etkinliği, cumhurbaşkanının Brezilya'nın bağımsızlığının 200. yıldönümü kutlamalarını demokratik kurumlarına yeni bir saldırı düzenlemek için kullanacağı kaygıları dolayısıyla, öteki mitingden daha dikkatle izlendi. Sonunda darbe olmadı ama bolca gösteri vardı: Hava Kuvvetleri'nin "Duman Filosu" Brezilya bayrağının mavi, sarı ve yeşil renklerini takip eden dramatik alçak irtifa uçuşları gerçekleştirdi, paraşütçüler plaja atladılar ve tarihi Copacabana Kalesi her saat başı top atışlarıyla kalabalığı heyecanlandırdı. Askeri yetkililer, hem kamuoyundaki açıklamaları hem özel konuşmalarında, bunların hiçbirinin Bolsonaro'ya siyasal destek gösterisi anlamına gelmediğini vurguladılar. Ancak halk açıkça aksini düşünüyordu ve bu, önümüzdeki haftalar için önemli olabilir. "Bu çok havalı oldu!" diyor, çocuklarına "Tanrı", "Vatan" ve "Aile" tişörtleri giydirip mitinge getiren 38 yaşındaki Milton Garcia: "Silahlı Kuvvetler iyilerin yanında."
Bolsonaro iktidarı bırakmayabilir mi?
Daha önce Bolsonaro'nun başkanlığı Lula'ya bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapacağına inandığımı yazmıştım, buna Ekim seçimlerini kaybetmesi halinde anayasal bir krizi zorlamak da dahildi. Bolsonaro destekçileriyle konuşarak beş saat geçirdiğim mitingde beni en çok etkileyen şey, onların neredeyse tam bir görüş birliğiyle "darbenin çoktan başlamış olduğuna" inanıyor olmalarıydı ve onlara göre ötekiler antidemokratik bir şekilde davranıyordu. Bolsonaro, Brezilya'nın "solcu" kurumlarının, özellikle de Yüksek Mahkemenin bir komplosunun kurbanıydı. Bolsonaro mitinge gelenlere, "Venezuela'nın ya da Nikaragua'nın yanında değiliz" diye seslendi. "Anayasaya saygı duymayan karşımızdakiler..." Bu anlatının ima ettiği sonraki adım şu: Sol zaten demokrasiyi sabote ettiyse, Bolsonaro seçimden sonra sonucu tanımayı reddetmek de dahil ne yaparsa yapsın, haklıdır.
İşler buraya varır mı varmaz mı bilinmez. Gittiğim her yerde ekonomiyle ilgili iyimser yorumlar işittim. Tezgahtarlar, bankacılar, ev işçileri ve evet, Lula mitingindeki birkaç kişi bile işlerin doğru yönde ilerlediğini söyledi. Kuşkusuz, Brezilya'da on yıllık bir ekonomik durgunluğun ve daha yakın zamanda pandeminin mirası olan kabul edilemez bir sefalet var. Açlığın 33 milyon Brezilyalıyı etkilediği tahmin ediliyor ve büyük şehirlerde gözle görülür vir evsizlik var. Ancak şimdi GSYİH'nın 2022'de yüzde 2,5 büyümesi bekleniyor ve bu, yılın başındaki ortalama yüzde 0,3 tahmininden çok daha iyi. Brezilyalı seçmenlerin tarihsel olarak çok duyarlı olduğu enflasyon, yüzde 10'un altına düşerken, işsizlik 2015'ten bu yana en düşük düzeyde. Bu bir mucize değil: Bolsonaro, ekonomiyi gelecekteki olası maliyetine aldırmadan teşvik ve sübvansiyonlarla doldurdu. Ancak bu, eskiden de Lula ve İşçi Partisi'nin (PT) oynadığı bir seçim yılı oyunu ve işbaşındaki başkanın Brezilya'da hiçbir zaman seçim kaybetmemesinin bir nedeni de budur.
Lula anketlerde önde ama...
Birçok anket, Bolsonaro'nun aslında farkı yavaş yavaş kapattığını gösteriyor, ancak 2 Ekim'deki birinci tur (yüzde 50 barajı geçilemezse 30 Ekim'de ikinci tur yapılacak) hızla yaklaşırken Lula'nın hala yüzde 6 ila 15 puan gerisinde Brezilya'da büyük anket firmalarının oldukça iyi bir geçmişi var. Bu yüzden ciddi insanların bu sefer öngörülerden şüphe duyduklarını işitince şaşırdım. Bir anket firmasının yöneticisi, kısmen Bolsonarocuların gerçek niyetlerini kendilerine karşı önyargılı olduğuna inandıkları kurumlardan gizlemeleri nedeniyle, aradaki farkın kendi şirketinin anketinin gösterdiğinin ancak yarısı olabileceğine inandığını söyledi. Başka bir konu: Pandemi nedeniyle 2010'dan beri Brezilya'da nüfus sayımı yapılmamış olması. Bu, iki kritik toplum kesimin, yani eve ayda ikiden az maaş girenler (Lula'nın tabanı) ve Evanjelik Hıristiyanlar'ın (Bolsonaro'nun tabanı) genel örneklemdeki önemlerini ağırlıklandırmak söz konusu olduğunda, anketçilerin esasen körleşmeleri demek oluyor. Şili'deki son anayasa referandumu ve bu yılın başlarındaki seçimde ve Kolombiya cumhurbaşkanlığında da muhtemelen benzer nedenlerle anketçiler yanıldılar.
Bolsonaro'nun sonu Trump gibi olabilir
Bu arada, gözümüze ve kulağımıza güvenmek durumundayız. Bu da beni Rio'nun bir sanayi işçileri banliyösü olan Nova Iguaçu'da bir yol kenarındaki Lula mitingine getiriyor. Yıllar boyunca muhabir ve köşe yazarı olarak, 2006'dan bu yana muhtemelen yirmi yirmi beş İşçi Partisi (PT) mitingine katıldım. Bu katıldığım az hareketli ve en gergin miting gibi geldi. Kalabalığın bir kısmı girişte arandı ve miting alanı uzun metal barikatlarla çevrildi. Sahnedekiler çoğunlukla 2010'lar ve hatta 2000'lerden beri hep aynı PT liderleriydi: Aloízio Mercadante, Benedita da Silva, Gleisi Hoffman... hatta birçok seçmenin hala 2010'ların ortasındaki ekonomik çöküşten sorumlu tuttuğu eski Başkan Dilma Rousseff bile boy göstermişti. Lula, hemen her zamanki gibi, iyi konuştu. Ama kalabalık sanki daha önce izledikleri bir TV programını yeniden izliyormuşçasına, ki çoğu izlemişti de, tepkisizdi.
Bu bir şey farkder mi? Sanmıyorum. Lula'nın işçi sınıfı tabanının çoğu, Perşembe günü saat 17.00'deki bir mitinge katılamayacak kadar işinde gücünde. Rio, PT için her zaman zorlu bir bölge olagelmiştir. Bolsonaro daha eğlenceli ve daha iyi katılımlı bir parti verebilmişse, bunu bir ulusal bayram gününde, Brezilya'nın kartpostal sahilinde, Silahlı Kuvvetlerin tüm maddi gücünü arkasına alabilmesine borçluydu. Ve bugünün Brezilya'sıyla başka bir çok alanda olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri arasında muhtemelen bir paralellik var. 2020 seçim kampanyası boyunca, açık ara daha büyük, daha muhteşem seçim mitingleri yapan Donald Trump'tı ama Joe Biden ünlü deyimle "bodrumunda saklanıyordu". Ancak seçmenler, normalliğe kararlı bir dönüşü temsil eden, heyecan vermeyen ama tanıdık bir adaya yüzünü döndüğü için Biden yine de kazandı. Çoğu Trump destekçisi sonuca inanamadı ve çoğu bunu kabullenmeye razı olmadı. Bu tarihin de tekerrür edip etmeyeceğini çok geçmeden öğrenmiş olacağız.
(AEK)