Demokratikleşme Paketi’nden eşbaşkanlık sisteminin seçim kanununa eklenmesi çıktı ama bu konudaki tartışmalar “iki başlılık riski”, başbakan olacağı düşünülen Abdullah Gül’e Numan Kurtulmuş’un mu yoksa Ali Babacan’ın mı eşbaşkanlık yapacağı gibi tezler üzerinden yürüyor. Başbakan’ın danışmanları AKP’nin eşbaşkanlık sistemine geçmeyeceğini, CHP’liler “partileri zaten çok sesli olduğu için eşbaşkanlığa ihtiyaç duymadıklarını” söylüyor. Hatta bu haberler yapılırken, sorular kadın siyasetçilere değil, sadece erkek siyasetçilere yöneltiliyor.
Peki eşbaşkanlık nedir? Neyi amaçlar? İki erkek eşbaşkan olur mu? Kadının eşit temsili olmadan çok seslilik mümkün müdür?
Prof. Dr. Büşra Ersanlı, eşbaşkanlığın pozitif ayrımcılığı gerçekleştirebilmek ve kadının siyasete katılımını özendirmek için uygulanan bir sistem olduğunu hatırlatıyor.
KA.DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) Başkanı Çiğdem Aydın da “Eşbaşkanlıkta amaç, partilerin halka yönelik sözcüsü olan başkanlık düzeyinde bile partinin eşitliği gözettiğini göstermektir. Bunu iki erkekten yaparsan, başka bir mesaj vermiş olursun, bu da eşitlik olmaz” diyor. Eşbaşkanlık sisteminin, hak üzerinden politika yapan partilerin temel ayırıcı özelliği olduğunu belirtiyor.
“Erkeklerin koltuğa yapışma kuvveti yüksek”
Ersanlı, “Temsilde eşitlik üst kademeden başlayınca, yani liderler arasında böyle bir şey yapılınca, alt kademeler de bunu örnek alır. Zaten bu yaklaşım bütün kademelere sirayet etmeden bir işe yaramaz” diyor.
Eşbaşkanlık deyince Almanya ve İsveç’in yeşil ve sol partileri ilk akla gelenler. Ersanlı, Türkiye’de bu sisteme ihtiyaç olduğunu söylüyor: “Patriarkal toplumlarda bunun gibi sistemlerin üst kademelerde uygulanması sembolik olarak daha etkili oluyor.”
Türkiye’de ise eşbaşkanlık sistemi DTP ile başladı, BDP ile devam ediyor. Yatay hiyerarşiyi hedefleyerek parti başkanlığı sistemini kullanmayan Yeşiller ve Sol Gelecek’in ise eşsözcüleri var.
Ersanlı, TBMM’de BDP dışındaki partilerin eşbaşkanlığa geçeceğine inanmadığını belirtiyor: “Çünkü erkeklerin koltuğuna yapışma kuvveti o kadar yüksek ki… Eğer yetki paylaşımı arzusu olsaydı, pakette önce ademi merkeziyetçilik ve yerellik üzerine bir şeyler olurdu. Ama bu, sadece ‘sağ kolunu legalize ederek iktidarı sürdürme oyunu’ bence.”
Eşbaşkanlığı sadece sol partilerin uygulayacağını ifade eden Ersanlı, “Onların da dar bölge seçim sistemiyle mecliste esamisi okunmaz zaten” diyor.
“Eşbaşkanlığın siyasete katkısı olur”
Ersanlı, iki erkeğin eşbaşkan olması tartışmalarına yönelik “Eşbaşkanlığın tek bir anlamı var: iki farkın temsil edilmesi” diyor:
“Dünyadaki en büyük fark, hem sayısal olarak hem yaşam biçimi hem de ihtiyaçlar açısından cinsiyet farkı. Cinsiyetlerden bir tanesi sürekli bir mağduriyet alanı içinde olduğu için, eşbaşkanlık simgesel olarak yetkiyi iki cinsiyet arasında paylaştırabilmeyi özendirmelidir. İki erkeğin eşbaşkan olması paylaşma dürtüsünü değil, rekabet dürtüsünü ortaya çıkarır.
“Kadınla erkek arasında politika yapma muhtevası farklı olacağı için eşbaşkanlığının siyasete katkısı oluyor. İki erkek olduğunda, biri diğerinin sağ kolu olur.”
Ersanlı, eşbaşkanlığın farklı kimliklerin temsilcileriyle de yürütülebileceğini söylüyor. “Örneğin ikili bir federasyon kuruluyor. Birinin yüzde 40, diğerinin yüzde 60 nüfusu var. Bu durumda eşbaşkanlık düşünülebilir. Ama şimdi eşbaşkanlığın gündeme gelmesi tamamen kadın-erkek eşitliğiyle ilgili, bunu çarpıtmanın kimseye faydası yok.” (ÇT)