Şırnak, Cizreli İhsan Arslan 23 yıl önce bugün gözaltına alındı, kaybedildi. Sorumlular Temizöz davasında yargılandı ancak nasıl öldürüldüğünü davada anlatılmış olsa da tüm sanıklar beraat etti.
TIKLAYIN - “TEMİZÖZ’ÜN BERAATIYLA YAKINLARINI İKİNCİ KEZ KAYBETTİLER”
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Zorla Kaybedilenler Veritabanı’nda Arslan’ın nasıl kaybedildiğini paylaştı.
İhsan Arslan'ın eşi Şevkiye Arslan, yaşadıklarını Hafıza Merkezine anlatmıştı.
Korucunun evinde yasadışı gözaltı merkezi
1993 yılının Aralık ayı sonunda bir pazar günü sabah erken saatlerde panzerlerle Cudi mahallesine gelen askerler mahalledeki bütün erkekleri meydanda topladı.
Bir süre sonra askerler İhsan Arslan'ı serbest bırakıp mahalleyi terk ettiler ancak Arslan tam evine yaklaşmışken aralarında Kamil Atak, Kukel Atak, Ahmet Atak, Temer Atak, Rauf Atak ve Mehmet Nuri Binzet'in de bulunduğu 10-15 kişilik bir korucu grubu Arslan'ın önünü kesti ve ellerindeki taşlarla dövmeye başladı.
Aynı sabah, 27 Aralık 1993’te, gözaltına alınan Ali Karagöz ile ellerinden birbirlerine bağladıkları İhsan Arslan'ı götürmelerini engellemeye çalışan eşi Şevkiye Arslan'ı da tartaklayarak uzaklaştırdılar.
Şevkiye Arslan peşlerinden koşarak takip etti ve eşiyle Ali Karagöz'ün Kukel Atak'ın evine götürüldüğünü gördü. O dönemde Kamil Atak ve kardeşi Kukel Atak'ın evinin altındaki sığınaklar bu tip yasadışı gözaltılar için kullanılıyordu.
“İhsan çoktan gitti, sen de kalk evine git”
Şevkiye Arslan, Kukel Atak'ın evine girdiklerini görünce eve doğru koştu ama korucular köpeklerini bırakınca Arslan kaçıp Kamil Atak'ın kayınpederi Hacı Salih'in evine sığındı.
Hacı Salih'ten eşini bırakmaları için aracılık etmesini istedi, İhsan Arslan'ın hayatı boyunca kimseye zarar vermediğini, hiçbir şeyle alakası olmadığını anlattı ama Hacı Salih elinden bir şey gelmeyeceğini söyledi.
Şevkiye Arslan o sırada eve gelen Kamil Atak'a da “Allah rızası için kocamı bırak, o hiçbir şey yapmadı” dedi ancak İhsan Arslan henüz yarım saat önce gözaltına alınmış olmasına rağmen Kamil Atak “İhsan çoktan gitti, sen de kalk evine git, yemin ediyorum aşirette kadınlar öldürülseydi şimdi seni de öldürürdüm” dedi.
Korucunun eşi gerçekleri anlattı, öldürüldü
İhsan Arslan’ın kardeşi Yusuf Arslan, Kamil Atak ve ailesine kardeşini bırakmaları için defalarca para verdi ama her seferinde bırakacağız deyip bırakmadılar.
Olaydan birkaç gün sonra Kukel Atak'ın eşi Xece, Yusuf Arslan'ın dükkânına gitti, İhsan Arslan'ın üç gündür kendi evlerinin altında tutulduğunu, kendisini İhsan Arslan'a abdest alması için su verirken gören kocasının “Niye namaz kılıyorsun ki yarım saatlik ömrün kaldı” dediğini anlattı.
Şevkiye Arslan'ın ifadesine göre olaydan bir yıl kadar sonra Kukel Atak karısını öldürdü ama olay, 18 yaşından küçük bir oğlunca üstlenildi, kayıtlara “kaza” olarak geçti.
Şikayetçi olanlara ölüm tehdidi
Yerel seçim öncesinde Kamil Atak ve oğulları Şevkiye Arslan'ın evine gelerek "Bana oy verin İhsan'ı bırakayım" dedi. Şevkiye Arslan tüm ailesine durumu anlatarak onları da oy vermeye ikna etti.
Kamil Atak seçimleri kazandığı gün Yusuf Arslan bir koç alarak tebrik etmeye ve kardeşini sormaya gitti ancak Kamil Atak "Kardeşin elimden çıktı" dedi. Ertesi gün Şevkiye Arslan tekrar Kamil Atak'ın evine gitti ancak ısrarla kocasını sorunca Kamil Atak "Git yoksa seni de öldürürüm" diye karşılık verdi.
İhsan Arslan'ın kardeşi Yusuf Arslan ve amcasının oğlu Abdülcelil ArslanCizre Savcılığına başvurdu. Ancak verdikleri dilekçeyi savcı yırtıp attı, işleme koymadı.
Arslan ailesinden çeşitli kişileri tehdit eden korucular, daha sonra Şevkiye Arslan'a şikayetçi olmaması karşılığında para vermeyi de teklif etti ancak Şevkiye Arslan bu teklifi de reddederek olaydan iki ya da üç yıl sonra Cizre Emniyetine tekrar başvurdu ve sonrasında yine Kamil Atak'ın akrabaları tarafından ölümle tehdit edildi.
Nasıl öldürüldüğü savcılık ifadesinde
Cizre korucubaşı ve belediye başkanı Kamil Atak’ın kardeşi Mehmet Nuri Binzet, 2009’da verdiği ifadede pek çok başka olayın yanı sıra İhsan Arslan'ın nasıl öldürüldüğünü de anlattı.
İhsan Arslan'ın evinden alındıktan sonra Kukel Atak'ın evinin altındaki sığınağa götürüldüğünü; kendisinin ve Bayram Polat'ın nezarethanede nöbet tuttuklarını; ertesi gün geçici köy korucuları tarafından yakalanan Emin Tanrıverdi'yi bir gün boyunca İhsan Arslan ile birlikte aynı nezarethanede tuttuklarını, ertesi gün de serbest bıraktıklarını anlattı.
Ayrıca, İhsan Arslan'ın nezarethaneye getirildikten iki veya üç gün sonra Selim Hoca diye bilinen astsubay ile Yavuz kod adlı JİTEM grup lideri (Burhanettin Kıyak) tarafından sorgulandığını; bu arada nezarethaneye Abdulhakim Güven ve Bedran kod adlı Adem Yakin'ın da gelip gittiğini; dördüncü gün İhsan Arslan'ı Abdulhakim Güven, Adem Yakin, Selim Hoca, Ahmet Page ve Şahin Pürnek ile birlikte alarak Kuştepe köyündeki Hizbullahçıların kullandığı bir sığınağa götürdüklerini söyledi.
Binzet’in ifadesine göre, kendisi, Ahmet Page ve Şahin Pürnek sığınağın dışında bekledi, sığınaktan iki el ateş sesi geldi, biraz sonra da Abdulhakim Güven, Adem Yakin ve Selim Hoca sığınaktan çıktı.
Kimin ateş ettiği konuşulmamış olsa da yüz ifadesinden ve silahını toplamasından Adem Yakin'ın infazı gerçekleştirmiş olduğunu düşündüğünü anlattı.
Dava 2009’da açıldı
Şevkiye Arslan bu ifadelerden sonra açılan Temizöz davasına müşteki olarak katıldı.
Dava, Binzet ve Sokak Lambası ile Tükenmez Kalem takma adlarını kullanan iki itirafçının (Hıdır Altuğ ve Abdülhakim Güven) ifadeleri üzerine 14 Temmuz 2009 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameyle başladı.
İddianamede, 1993-95 yılları arasında Cizre İlçe Jandarma Bölük Komutanı olan Cemal Temizöz’ün Bedran/Şahin kod adlı Adem Yakin, Ferit kod adlı Fırat Altın ve Tayfur kod adlı Hıdır Altuğ ile gerçek isimleri tespit edilemeyen uzman çavuşlar Yavuz Güneş, Selim Hoca, Cabbar ve Tuna kod isimlerini kullanan şahıslardan oluşan sivil bir sorgu/infaz timi kurduğu, bu grupla, 22 kişiyi “terörle mücadele” adı altında işkenceyle sorguladığı, zorla kaybettiği ya da öldürdüğü iddia edildi.
Sanıklar hakkında “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, örgüt üyesi olmak, cinayete azmettirmek ve cinayet”ten Cemal Temizöz için dokuz, Kamil Atak ve Adem Yakin için yedi, Fırat Altın (Abdülhakim Güven) için altı, Hıdır Altuğ için üç, Temer Atak için iki ve Kukel Atak için bir kez ağırlaştırılmış müebbet istendi.
Dava başladıktan yaklaşık üç yıl sonra kimliği tespit edilen “Yavuz hoca” ya da “Yavuz Güneş” kod adıyla bilinen Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak da Ankara’da tutuklandı.
Güvenlik gerekçesiyle Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine nakledilen davanın son duruşması 5 Kasım 2015'te görüldü. Tüm sanıklar hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildi.
Dosya Yargıtay’da.
Arslan’ın ölümünün de suçlamalardan biri olduğu Temizöz davasıyla ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Dönemin politik sorumluları: Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Jandarma Genel Komutanı Aydın İlter, OHAL Bölge Valisi Ünal Erkan, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal. (AS)